|
Sadece 99'unu bilebildiğimiz, yüce isimlerinden biri "HER İŞİNİ EN MÜKEMMEL YAPAN", biri "ZULÜMLERİN İNTİKAMINI ALAN" ve biri de "MÜMİNLERİN VELİSİ, DOSTU OLAN" Allah'ın adı ile... Ve O'na sığınarak...
Bugün, Filistin'i işgalin ve Filistinlilere soy kırımı yapmanın 36. Günü... 40 olacak, geçecek de...
SENARYO
Geçen zaman ve olayların akışı her şeyi; sadece görüneni değil, açık ve gizli yapılanı, hattâ açık ve gizli niyetleri bile ayan beyan gösteriyor. Bu akışa göre artık senaryoyu, senaryolarını; olmuşlar ve olabilecekler üzerinden okuyabiliriz:
1-İsrail'in ehemmiyetsiz bir bölgesine ve değer vermediği bir grup insanının üzerine bir saldırı yapılmasına ve gözden çıkarılabilecek, birkaçı rütbeli bir miktar esir alınmasına göz yumulması...
2-İsrail'i yeryüzünden kazımak isteyen bu "teröristler" halk içine gizlendiği için halkın üzerine bomba yağdırılması... Aralarından saldırganları ayıklamak mümkün olamayacağı için Filistin'in tamamının hallaç pamuğuna çevrilmesi... Ancak teröristler, böylece öldürülmüş olabilir.
3-Başta ABD'deki ve Avrupa ülkelerindeki, bu günler için hazırlanmış muti devlet adamlarının, hemen "İsrail'in kendisini savunma hakkı vardır" diye gür bir çıkış yaparak, İsrail'in saldırılarının meşru olduğunu söylemeleri.
4-Yıllardır hazırlanmış ve müesseseleştirilmiş olan dünyanın her yerindeki her türden köle basının, resmî ve sivil kurum ve kuruluşların; muti devlet adamlarının beyanatları paralelinde yayın yapması ve kamuoyunu yönlendirmesi ... Karşı haber ve yorumların önünün kesilmesi, Filistin'i destekleyen yayın ve faaliyetlerin etkisizleştirilmesi; kontrol altındaki danışıklı muhalefetin dışında haddi aşanların cezalandırılması. Muti devlet adamları, açık ve gizli servisler ve köle basın yöneticileri vasıtasıyla her yerdeki çatlak seslerin bastırılması, karşı gösterilerin yasaklanması; bastırılamayan, yasaklanamayan ve etkisizleştirilemeyenlerin provoke edilmesi. »Devamı> |
|
|
İç ve dış düşman - Yahudi Necip Fazıl |
* Önce öz peygamberine ihanet eden, tevhid bayraktarı Resul (Tûr-u Sinâ)ya çıkınca altundan bir buzağı yapıp ona tapmaya başlayan ve peygamber lânetine uğrayan, o.
* Böylece, nebîler beşiği, üstün ırk İsrailoğulları içinden kopup fesad ve hiyanet mâdeni yeni bir kavim halinde dölleşen, asıl yahudiyi mayalandıran, artık hep öyle devam eden ve insanlığın başına belâ kesilen, o.
|
|
|
|
Üstün fikir
Dergi Editörü
|
Ancak filmlerde olacağını zannettiğimiz bir kahramanlık hikâyesi, gözlerimizin önünde cereyan ediyor. Ölümü öldüren insanların destanı yazılıyor. Tıpkı Çanakkale'de az sonra erişecekleri şehitlik mertebesi için kendi cenaze namazlarını kılan kahramanlar gibi. Gazzeli çocuklar "şehitçilik oyunu" oynuyorlar, çok değil daha yüzyıl önce 15'lilere türkü yakan milletin evlâtları için bu oyunda ne mânâlar gizli...
|
|
|
|
Sosyal medyanın gücü
Site Editörü
|
Filistinli kardeşlerimize terör devleti İsrail'in uyguladığı ağır zulüm, yakın tarihte müslümanların karşı karşıya kaldıkları ilk felâket değil. Bosna'da, Avrupa'nın ortasında olanlar, ülkemizin hemen yanıbaşında Irak'ta, Suriye'de yaşananlar, gözden ırak olunca gönül ıraklığına da mahkûm kalmış Uygur Türklerine Çin'in yaptıkları, Myanmar'da binlerce müslümanı yerinden eden mezalim... Ne var ki, zalimlik söz konusu olduğunda, kimsenin Siyonistlerin eline su dökebilmesi mümkün olmuyor.
|
|
|
|
|
Yağmur (Gazzenin çoc...
Ayşe Yaz
|
Fırtınanın yaprakları yerde çevirdiği, gökyüzünün öfkesini boşalttığı yağmurda ıslanmak istiyordu çocuk...
Hücrelerine kadar ıslanmak... Ama kadının parmaklıkları olmayan yüreğinde mahkûmdu.
Hâlbuki biliyordu kadın başına tek damla düşmeyeceğini.
Ama gökden yağanlardan korkmuştu bir kere...
Çocuksa korkusuz, can atıyordu yüzünü bulutlara dönüp gülümsemek için.
Çadırın perdesini usulca araladı kadın.
Ve yavaşca çevirdi çocuğu.
|
|
|
Tas tarak
Zafer Nefer
|
Tas, içine sulu şeyler konulan, bir tabanı olan yarımküre biçiminde, metal kap… Tas, bir tasın alacağı kadar olan miktar… Tarak, kaşağı, fırça, ibrik, tepelik, sorguç, tepe kısmı… Tarak, saç taramakta kullanılan, sakalın, hayvan tüylerinin kırışıklığını gidermeye veya kadınların saçlarını tutturmaya yarayan dişli araç… Tarak, bahçıvanlıkta toprağın taşını ayıklamak için kullanılan, ucu tarak biçiminde olan araç, tırmık… Tarak, dokuma tezgâhlarında, dişleri arasından arış ipliklerinin geçtiği tarak biçiminde...
|
|
|
Batı muradına erebil...
Zaimoğlu
|
Mücadele azmimizi ve zaferimizi ifade eden bir söz vardı: Çanakkale geçilmez! Acaba öyle; Çanakkale geçilmedi mi? Çanakkale geçilmişe benziyor. Öyle geçilmiş ki, Çanakkale’de neye karşı savaşmış isek savaştan sonra her şey tersiyle tecelli etmiş ve ‘Batı dünyası 9’uncu asırdaki muradına 20’nci asırda ermiş.’ Çanakkale geçilmeseydi, bugün İsrail köpeksiz köy bulmuş gibi değneksiz gezebilir miydi? Bunlar oluyorsa bizim adam olamadığımız ve yapılması gerekeni yapamadığımız için oluyordur. Osmanlı yaşasaydı ve adaleti kaim olsaydı, bugün Filistin...
|
|
|
Şehitlik oyunu
İlknur Eskioğlu
|
7 Ekim 2023 Aksa Tufanı-Gülemiyorsun ya, gülmek bir halk gülüyorsa gülmektir.” -Edip CANSEVER-
Babacığım...
Kalemin de kâğıda ilmek ilmek işleyemediği dağlar kadar derdi olurmuş. Her bir harfi kâğıtla buluştururken, harflerden kan damlar da, kâğıtlar kan gölüne dönermiş. Peygamberler şehrimiz misâli... Peygamberler şehrimiz, kan gölüne döndü yine. Asırlardır kanayan, kanı hiç dinmediği için de bir türlü kabuk bağlayamayan yaramız, öyle çok kanıy...
|
|
|
Bu gidiş nereye?
Yusuf Çelikler
|
Pandemi ile başlayan küresel imtihanın ardından yaşadığımız "ikiz felaket" sonrasında şimdi de savaş çanları çalıyor ve Gazzeli mazlumların feryat sesleri yeri ğöğü inletiyor. Esasında bu durum, dışarıda görünen düşmanın kendi gafletlerimizin vücut bulup karşımıza dikilmiş hali olduğu bilinciyle derin bir nefis muhasebesi yapmamızı gerektiriyor.
Edeb timsali atalarımızın en zor şartlar altında bile mücadele ederek bize emanet ettikleri "bizi biz yapan değerlerin" hiçe sayıldığı, manevi değerlerimizin ayaklar altına alındığı, helâl-haram ayrımının gözetilmediği, "mode...
|
|
|
Merhum Mehmet Akif i...
Halis Arlıoğlu
|
Okuyup yazmaya başladığımdan beri merhum Mehmet Akif’in şiir ve yazıları hayatıma yön vermiştir. Kıymetli şairimizin eserlerinden coşan duyguların gönlümde ve kalbimde hissettiklerimle aynı olması; yazılarımda, mütalaalarımda O’nun mısralarına sıklıkla atıfta bulunmamın başlıca sebebidir.
Bütün millî ve manevî duygularımızı dile getiren, bu uğurda çok acılar ve çileler çeken merhum Serdengeçti, Necip Fazıl, Yahya Kemal gibi yazar ve edebiyatçılarımızın yazılarında, eserlerinde yer alan konular kaynak olarak hep merhum Akif’i gösteriyordu. ...
|
|
|
|
|