Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3954 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Kusurları araştırmayın
Mustafa Gül

  Sayı: 72 - Nisan / Haziran 2012

İnsanoğlunun en zayıf noktalarından biridir “kusurları araştırmak”. Kur'ân'daki karşılığı “tecessüs” olan merak ve araştırma, insanın doğuştan getirdiği özelliklerdendir. Tecessüs birçok buluşun ve başarının da kaynağıdır. Ayette yasaklanan, özel hayatın, hataların, gizli yönlerin araştırılmasıdır.

Biz birçok konuda olduğu gibi, bu özelliğimizi de müspet yönde kullanmıyoruz. Girilmesi yasak alanlarda dolaşıyoruz. Başkalarının kusurlarını aramak bir marifetmiş gibi bu çirkin davranışı işlemeye devam ediyoruz. Hattâ bazıları bunu meslek edinip geçim kaynağı bile yapmış. Magazin medyası gibi. Elde kamera, düş kişilerin peşine. Ayıp, kusur ve çirkinlikleri, yazılı ve görsel medyada yayınla. Hani özel hayatın dokunulmazlığı vardı?

Kusurların araştırılıp ortaya dökülmesiyle kim ne kazanıyor? Diyelim ki bu işi iyi niyetle yaptın. Yapılan çirkinliği ifşa ederek, topluma ibret olmasını istedin. Sonuç gerçekten bu amaca ulaşacak mı? Yoksa atalarımızın dediği gibi: “şuyu’u, vuku’undan beter” mi olacak. Yani “bir şeyin söylentisi, onun gerçekleşmiş olmasından daha kötüdür.” neticesini mi doğuracak?

Hele ortaya serilen bu çirkinlik, ünlü birine aitse, o kişi, sevenleri tarafından savunulmaya, işlediği çirkin fiil hoş görülmeye başlanır. Başkaları için ibret değil, normal bir olaymış gibi yaygınlaşmaya sebep olur.

Hedefimiz kötülükleri azaltıp, temiz bir toplum kurmak ise, bu yöntemi seçemeyiz. Rehber Kitabımız: “Birbirinizin gizlilerini araştırmayın.”; “Kendinize ait olmayan evlere sahiplerinden izin almadan girmeyin.” (Nur, 24/27); “Ergenliğe eren çocuklarınız, yanınıza gelmek istediklerinde her vakit izin istesinler.” (Nur, 24/59) diyor. Özel hayatın dokunulmazlığı ile ilgili en ince ayrıntıları açıklıyor. Aile fertleri arasındaki ilişkilerin bile sınırlarını belirliyor.

Evlere, gizlice kameralar ve işitme cihazları yerleştirmek, elde edilen bilgileri zamanı geldiğinde kullanmak, şantajcıların işidir. Bir kötülüğün gizlice bulunup deşifre edilmesi, sonuç olarak herkesin zararınadır. Deşifreci kazandım sanır, fakat belki en zararlı çıkacak olandır. Ne demişler: “Gülme komşuna, gelir başına.”

Peki bu yakınlar, akrabalar, arkadaşlar, komşular niye birbirlerinin eksiklerini araştırmadan ve bunun lafını etmeden duramazlar? Hatasız kul mu olur? Yapılan hataları hoş göreceğimize, üstünü örteceğimize, mercekle kusur arıyor onu dünya âleme ilân ediyoruz. En büyük suçlardan biri olan zina suçunda bile, suçlamayı yapandan 4 şahit getirilmesi isteniyor. Bunun hikmeti niçin düşünülmüyor. En küçük bir yanlışlık bile sorumsuzca dile getiriliyor. Sakın bu tiynetteki kişiler kendi kusurlarını gizliyor olmasınlar.

Çinli düşünür ne güzel söylemiş: “Akıllı insanlar fikirleri, orta zekâlılar olayları, geri zekâlılar başka insanları, zır cahiller kendilerini konuşur.”

Neden kusur araştırıp, başkalarını konuşarak geri zekâlılığı kabul ediyoruz? Neden iyilik dururken kötülük gözlemcisi oluyoruz? Neden Hz. İsa'yı kendimize örnek almıyoruz? Anlatılır ya: “Hz. İsa ve arkadaşları yolda giderken bir köpek ölüsüyle karşılaşırlar. Arkadaşları, “Ne de pis kokuyor!” diye söylenirken, O büyük Nebi: “ Ne de güzel dişleri var.” diyerek, o kötü ortamın güzelleşmesini sağlıyor. Neden bu güzel davranışlar bizim de ahlâkımız olmasın?

Neden: “Kusurları dillendiren kadar, onları dinleyen de günahkârdır.” Peygamber sözünü görmezden geliyoruz?

Kusurları araştırmaya ve dinlemeye zaman varsa, bu zaman niçin güzel işlerde kullanılmıyor? İşini ilerlet, bilgini artır. Dinini öğren. Kitabını öğren. Dünyayı tanı, kendini tanı, insanı tanı, doğayı tanı, yaratılmışları tanı, Yaratanını tanı. İyiyi-kötüyü, güzeli-çirkini, doğruyu-yanlışı, dostu-düşmanı, geçmişi-geleceği öğrenmeye başla. Yeter mi zaman?

Üniversiteler, sağcı-solcu, ilerici-gerici, açık-kapalı diye öğrencilerinin peşine hafiye salacağına, araştırmayı bilim sahasında yapsa. Güvenlik kurumları kendi halkında kusur arayacağına, çağının gelişmelerine ayak uyduracak araştırmalara yönelse.

Siyaset kurumları, birbirlerine laf yetiştirme yerine,ülkenin kalkınmasını sağlayacak projeler üretse… Yeter mi zaman?

Yine de “vaktim var” diyorsan, Hz. Ali'nin sözü kulağımıza küpe olsun:

“Kendi kusurlarımı görmekten başkalarına bakamıyorum!”


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Mekkenin fethinden çıkara... - Sayı 96
“Zulmedenlere meyle... - Sayı 78
Şaşkın insan... - Sayı 76
Kur'ân'la Kur'ân... - Sayı 75
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


*Eskiden Allah için verilen selam, artık “rüşvet deyü” veriliyor.
*İnsanlığın ölçüsü olan selamlaşmak, kaybolalı beri, çevrede insan görmek zorlaştı.
Kardelen-Gazete: Sayı 3, 1989
Tas tarak
Kasem olsun!
Bir tufanın ardından: Filistin
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Deniz kabarıyor
Fatih Sultan Mehmet (4)
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13195889
 Bugün : 820
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 606338
 Bugün : 23
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 134
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim