Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1716 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

"Sırf saçı için severdim bu kızı" dedi şair
Pınar Vardar

  Sayı: 85 - Temmuz / Eylül 2015

Kadın bir resim gösterdi şaire; “Sırf saçı için severdim bu kızı” dedi şair.

Ne zaman kıraç topraklara yüzünü sürse, buhranlı seraplar görmeye başlardı kadın. Kapkara bir bulutun başucunda peydahladığını, kör kuyularda can teslim ettiğini görürdü.

Ölüm, dağların başında uğuldarken, gelincikler açıyordu uçurum diplerinde. Donuk mavi oyuklar vardı sarp yamaçlarında. Bir dokunsa nalân gözeneklerine, un ufak dökülecekti eteğine şahikasından.

Güneşe yüzünü döndü kadın. Aydınlandı renk renk. Ferahladı yüreği. Türküler çığırdı bileklerini oynatarak. Durdu sonra, diz çöktü. İki eliyle münkesir toprağı avuçlayıp, “Taşlarla bölünmüş gölgem için sever misin beni?” dedi şaire.

Sabah selâlarını dinler gibi dinlemişti şair türküleri. Bahçede yeşil çınarın inlemelerini dinlemişti. Seher vakti kollarında asılan kızların kara sevda çığlıklarını. Başucunda mecnuna dönen oğlanları görmüştü mecalsiz. Mecalsiz kaldı şair. “Boz toprakta parıldayan, al gölgen için severdim seni” dedi.

Güneş, alev sıcaklığını bıraktı dalgalı sarı tepelere. Develerin çıngırak sesleri yayıldı bin mızrak öteye. Şairin harap vahalarını geçiyordu kadın. Gözyaşları, kum tanelerinin arasında kayboldu. Aradı el yordamı, bulmalıydı. Her tanenin bir adı vardı. Çığırdı. Gezgin, sahra, kum, soğuk, fırtına...

Kurak ve gevşek sarı kum tepelerinde dizine kadar gömülüyordu kervanlar, dizine kadar gömülüyordu kadın. Siyah feracesi toz beyaz olmuştu, yüreği toz beyaz. Şairin, beklemeden gittiğini gördü. Lâ’l oldu yüreği. Lâ’l oldu bedeni kuru sıcakta. İşitmeyeceğini bile bile seslendi ardı sıra. “İçimin vahaları için sev beni. Sev beni…”

Yüreğinin üzerine düşen yürekten kaçıyordu şair. Gözünü kapattığında müphem boşluğa salınmak istemiyordu. Efsunlu sarı düşler görmek istemiyordu. Cüzzamlıdan kaçar gibi kaçıyordu bâdiye sevdadan. Canında bu görkemli hisle yarışacak gücü bulsa… Bulamıyordu.

Avuçlarını istila eden titremeyi durdurmaya çalışırken, merhum yüreği dile geldi. “Sırf yüreğimin üzerine düşen dil-i zarın için severdim seni” dedi.

Kocamış incirin kökleri, çatlatmıştı şehrin taş duvarlarını. Bir mezar odası gibi girdi şairin şehrine kadın, cürümlerini koynunda saklayarak. Gökte asılı ne yıldız kaldı, ne ay, ne güneş. Katman katman dürüldüler sessizliğe. Gökyüzü bulanık, gökyüzü karanlık. Bir tek hulkî bedenle ortada şair. Cansız bir kandilin ışığında, cansız yüzüne baktı kadın. “Can özümden damıtılan kara safran sularım için sever misin beni?” dedi.

Sonbahar, kuru soğuk, ikindi vakti, içine kapanık siyah bir hava. Dişleri birbirine kenetlenmiş, gözleri toprağa. Ağzındaki billur köpüğü yutmakta zorlanırken, boğazı düğüm düğüm bir avuç kara balçık safranla sıvanmıştı şairin. “Zengûre makamı titreyen kalbin için severdim seni” diyebildi, belli belirsiz.

Bak, kırkikindi yağmurları başladı toprağını ıslatmaya. Mayıs papatyası toplayayım eteklerinden. Sürme beni yokuşlarına. Gel, göçmen kuşlarını sal saçlarıma. Irmağına düşen şelalen olayım, gel. Gurup vakti bir damla çiğ tanen olayım, gel. Koyma beni zifiri karanlıkta.

Kum rengi kadife bir elbise giymişti kadın. Yakası siyah dantelalı, kol yeni siyah tülden fırfırlı. Dizi dizine değecek kadar yakındı şaire. Konuşsa duyacaktı. Konuşmadı. Tüm cesaretini topladı ve açtı saçının kırmızı kurdeleden bağını. Salındı omuzlarından oluğuna iri su dalgaları. Elleri çırpındı, ayakları çırpındı, teni çırpındı. En çok saçı çırpındı şairden yana. “Sırf saçım için sever miydin beni de” der gibi baktı.

Dizini dizinin hizasından usulca geri çekti şair. Sanki yer yarıldı da kemiksiz vücut gibi yığıldı çukura. Yüzüne bakamadı kadının. Irak maviliklere gönderdi bakışlarını.

Her ırmak sesti, ışıktı, yankıydı. Her ırmak doğduğu dağların kokusunu taşırdı denizlere. Her ırmak dağıyla müsemma akışırdı.

 

Kadından yana ıslak toprak kokusu sardı etrafı. Şairden yana hanımeli. Düşlerinden biliyordu şair, su kenarına kurulan güzel ülkeleri. “Gel, yüreğimin pınarlarına kur düşler ülkeni” demek istedi, diyemedi. Ardına bakmadan çekti gitti…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
"Sırf saçı için severdim ... - Sayı 85
Kadın ve şair... - Sayı 83
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


Hislerin hissizleştiği noktada, onlarda kalan aklın varlığını sürdürebilmek için o noktaya varışın yaratıcısını bile inkâr edebilecek kadar “bencil”leşmesine kılıflar uydurarak (bunu) üstünlükmüş gibi gösterenleri iyi tanımak gerekir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Kasem olsun!
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Bir tufanın ardından: Filistin
Deniz kabarıyor
Gazze günlüğü
Fatih Sultan Mehmet (4)
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13173484
 Bugün : 2648
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 605533
 Bugün : 156
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 418
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim