Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3505 kez okundu.     9 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Ne Oldu Bizlere?..
Fatma Betül

  Sayı: 51 - Ocak / Mart 2006

(Genç yazarımız, ilkokuldan sonra, bir kısmı yabancı ülkelerde olmak üzere İngilizce eğitim yapan okullarda okudu. Dergimiz için kaleme aldığı yazısını sevinçle okuduk. Ümidimiz arttı. Kardelen, “Hâlâ ve her şeye rağmen ‘düşünen adamlar’lar vardır. Bunlara ulaşabilirsek, bir maya tutturulabilir” demekte haklı imiş.)


Çok değiştiğimizi, çok farklılaştığımızı söylüyorlar bizlere. Evet, biz yeni nesil gençliği, biz yeni nesil evlâtları hiç eskilere benzemiyoruz. Öncelikle çocukluğumuzu hepimiz özlüyoruz. Parklarda oynadığımız oyunları, salıncaklara bindiğimiz, kaydıraklardan birlikte kaydığımız arkadaşlarımızı özlüyoruz. Ama oyuncaklarımızı hiç özlemiyoruz. Malûm televizyonlar, bilgisayarlar, ipodlar, cep telefonları falan var artık, o oyuncaklardan kat kat güzel geliyorlar bizlere. Bir kere teknoloji bizim her şeyimiz oldu. Fotoğraf makineli telefonlarla anılarımızı her an yanımızda taşıyabilir hale geldik. Bilgi öğreneceksek kitapların değil web sitelerin sayfalarını okuyoruz. Dünyanın bir ucundaki farklı insanlarla tanışabilme imkânımız oldu. Anne babalarımızla kafalarımız uyuşmayınca, kendi kafamıza göre takılmaya başladık. Onlar eski çağ insanı artık, şimdiki gibi yaşama ayak uydurmaları zorlaşmış.

Asıl neyi kaybettik biliyor musunuz? İletişim kurmayı... Sohbet etmek yerine TV’deki programları izlemek daha tatlı geliyor. Karşılıklı muhabbet etmek varken, (chat) yapmak daha kolay geliyor. Hazırcı olduk çıktık. Herkes maskeli dolaşmaya başladı. Kimin ne olduğu belli olmaz hale geldi. Yalanlar dolanlarla nefes almaya başladık. Şükretmek yerine, halimizden şikâyetçi oluyoruz. Fark etmeden boş şeylerle vakit kaybediyoruz. Kötülüklere meyil ederek kendi hayatımızı kendimiz mahvediyoruz. Halbuki hepimiz ben iyiyim hallerine bürünerek yasıyoruz, e bizler iyi isek, kötüler nerde? Suçlu olduğumuz halde suçumuzu inkâr ediyoruz. Sırrımızı söyleyebileceğimiz dostlarımız o kadar azaldı ki artık sanal âleme başvurarak sırrımızı paylaşıyoruz. Çok merak ediyoruz, ama halbuki çok meraklı olmak iyi değildir, bunu yanlış yaptıktan sonra fark ediyoruz. İyi şeylere niyet edemiyoruz, boş şeylere niyet ediyoruz, sonu belki iyi olur belki kötü, öylesine yaşıyoruz işte. Büyüklerimize hürmet edemiyoruz artık, saygı duyuyoruz ama hürmet biraz zor. Onlara hürmet etmek zor is, biz kolay işleri severiz. Sıkıntılara dayanamaz olduk, hemen ağlayıp zırlamayı, hayata üfleyip püflemeyi alışkanlık ettik. Verdiğimiz sözleri tutmaz olduk, bizler kendimize dahi inanamaz, güvenemez olduk. Etraf filozoflar, etraf âlimler kaynıyor sanki, ama hiçbirimiz bildiğimizle amel edemiyoruz. Gidip âlimlerle değil, durmadan cahillerle sohbet ediyoruz. Nefsimize yenik düşüyoruz, her kötü şey bize cazip geliyor ve hemen kapılıyoruz.

Bir de sevgi var hayatlarımızda. Hepimiz âşık olduğumuzu, sevdiğimizi zannediyoruz. Halbuki ifade edemiyoruz, hayır. Söylemekle olmuyor sevmek. Gezmekle, bakmakla, görmekle, dokunmakla, koklamakla olmuyor. Kalplerimiz sevmeyi unuttu. Asıl kalbimizle sevmemiz gerekirken, biz bir tutturmuşuz görece(ği)m sevdiğimi, öpece(ği)m sevdiğimi. Halbuki sevgi yanımızdan dahi geçmiyor. Hep ders ala ala yasıyoruz artık, çok hata yapa yapa yaşıyoruz. Tehlikeye dikkat etmemiz gerekirken bana bir şey olmaz diye diye nice yanlışlık kuyularına düşüyoruz. Bizler tehlikeliyiz artık. İnsanlar bizden korkar oldu. Bizler korkusuz olduk, halbuki cesaret değil, cahillikti bizimkisi... Kaygısızlaştık iyice. Unutacağımızı bile bile kayıt etmedik, not almadık bir kenara islerimizi. Unutmak değil problemimiz, dikkate almamak, önemsememek hayatı, basite almak her şeyi.

Ailelerimize lâyık olmadığımızı bile bile böyle yaşıyoruz biz. Artık âhireti kazanmaya değil, sadece burayı kazanmaya odaklandığımız için, başkalarının ne dediği mühim değil. Yeter ki burada başarılı olalım, insanlar bizi tebrik etsin. Eh bu dünya güzel, bir kere geliyoruz, bari dilediğimiz gibi yaşayalım. Halbuki her an tevekkül etmemiz gerektiğini biliyoruz. Hastaları ziyaret etmemiz gerektiğini de biliyoruz, ama kendimiz hasta olmadan bunu faaliyete geçirmiyoruz. Allah’tan fakirlere yardım etmeye çalışanlarımız var aramızda tek tük. Malum, para önemli bizler için, parası olmayanın hali haraptır kesin, bunu tahmin edebiliyoruz.

Bir doğru yapıyorsak, bin tane yanlış yapıyoruz. Dünyanın halini biz de görüyoruz, ve üzülüyoruz. Nerde kaldı İstanbul’u fetheden Fatih yürekli GENÇLER, Fatih bilekli GENÇLER?.. “Gençlik yaş işi değildir. Ruh işidir” diyor Necip Fazıl... Bizler bırakın Türk gibi yaşamayı, insan gibi yaşamayı unutacağız neredeyse. O mahalledeki çocuğa, o okuldaki hocaya, o konserdeki şarkıcıya, o sitedeki şahsa âşık olmaktan, gerçek AŞK nedir onu unuttuk. “Başımıza ne geldiyse AŞKI kaybetmekten geldi” diyor aynı Üstad. Hani Yunus Emre demiş ya:

Boyandım rengine, solmazam ayruk (artık)!

Âşıkım; ölmezem, ölmezem ayruk!..

Aşkın esası Allah’a olan aşktır. Ve biz bunu baya kaybetmişiz. Bir Türk müslüman olduktan sonra Türk’tür. Nerde bizim inancımız? Nerde ninelerimizinki gibi dedelerimizinki gibi inanç bizlerde... İstesek her şeyi başarırız aslında... Ve biliyoruz ki en başta dua ile başlamamız gerekiyor. Fakat bir dua dahi edemeyecek kadar üşengeciz…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : fatma bet?l yylmaz    15.08.2008
Yorum : açıkçası yazdığını yorumlanmasını istediğiniz her ne ise okumadan girdim buyere.doğrusu bu siteye tesadüfen girdim de denebilir.canım sıkılmıştı acaba adımı yazarsam ne çıkar diye düşündüm.meğer siz yazarmışsınız.aslında bakarsanız ben de bir ara yazarlığa aşırı ilgi duyup ileride yazar olmayı istiyordum.ama zorluklarını gördüğümde vazgeçtim.tabiki her mesleğin kendine göre zorlukları var ama bunun bana göre olmadığının kanaatine vardım.bu arada size yaşımı söylesem pardon yazsam belki inanmaz delinin biri bana oyun oynamaya çalışmış diye düşünebilirsin.ki ben olsam aynı düşüncelere sahip olacağım kesin.ama yine de size yaşımı söyleyeceğim.13 evet 13. size yalan borcum yok allaha şükür. ister inanın ister inanmayın. şayet inanmazsanız nasıl olsa öbür dünyada doğruları görüp inanacaksınız.yada İNANMAK ZORUNDA KALACAKSINIZ...BAŞKA ÇARE YOK!




Ekleyen : mehtap    12.05.2007
Yorum : gerçekten çok güzel konulara değinmişsiniz tebrik ediyorum ve biliyormusunuz bu anlatılanları okuyunca kendi hayatım gözlerimin önünden geçti nereye gidiyoruz çok yazık hayatımıza yazık ediyoruz




Ekleyen : m.aydyn    18.04.2007
Yorum : s.a nerde o eski insanların yaşayış şekli..nerde kaldı..Zamani gençliği o kadar özenti ve hevai heves içindeki,bırak rabbine olan vazifeyi yerine getirmek şükürden bile uzak inşaallah dualarımızla herşey güzel olur.Rabbim içinde ışık olan insanların elinden tutmamıza yardımcı olur inşaallah.




Ekleyen : BeyazDiLekce    
Yorum : Bütün bu yazılanlar hakikaten çok doğru. Bunu genç birinden duymak çok guzel, çok anlamlı. Gençliği ve bütün insanlığı kurtaracak esas şey Maneviyattır. Umarım ; iş işten geçmeden hepimiz bu gerçeği farkedip, hayata geçirebiliriz. Çok teşekkür ederiz bu güzel konuyu dile getirdiğin için. Yazılarının Devamını bekliyoruz. Allah'a emanet olun.




Ekleyen : maide    
Yorum : canım çok güzel ellerine saglık yazılarının devamını bekliyoruz




Ekleyen : B??RANUR    
Yorum : Gerçekten çok güzel kaleme alınmış bir yazı.Gençlerin sahip olması gereken manevi değerlere olan ihtiyaç yurt dışında yaşayan genç bir kız tarafından çok güzel kaleme alınmış.Betül ablamızın böyle güzel yazılaraına devam etmesi dileklerimizle..Allaha emanet olun..




Ekleyen : Omer    
Yorum : Bu dergiyi begeniyorum.Bu yazi da cok sade ve icten yazilmis bir yazi.Insaallah genc yazarimiz yazilarina devam eder ve bu yetenegini gelistirir.Genclerimize guveniyoruz......




Ekleyen : arzu    
Yorum : yazınızı gercekten cok begendim tek kelimeyle süper olmuş. bizi kendimize getircek böyle gerceği yansıtan yazılara gercekten ihtiyacı var bu gençliğin...




Ekleyen : Rana    
Yorum : Sevgili Kuzenim; Yazdıklarını okuyamayacak kadar üşenen -ki gerçeklerle yüzleşmekten korkmanın adı üşenmek artık- nice arkadaşım, nice ''inançlı'' insan var... Allah hepsine ulaşabilmemizi nasip etsin.. Düşüncelerimin tercümanı olan bu harika yazılarının devamını bekliyor ve öpüyorum seni ;) Tebrikler...





 
Ne Oldu Bizlere?..... - Sayı 51
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


ACI-YORUM nedir?
Bugün toplumumuzda, özellikle düşünce alanında aksayan yönler ve anlamsızlıklar var.
ACIYORUM, bu aksaklıkları ve anlamsızlıkları, sadece fikirle en can alıcı yerinden, en vurucu sözlerle, yanlışlıkların mantıksızlıklarını yakalamayı usul bilerek, en doğru yargıları, hiç itiraza yer vermeyecek şekilde ifade etmeyi ve daha sonra düzeltmeyi yapacak olanlar için fikri çözüm yolları açmak düşüncesinin ifadeye dökülmüş şeklidir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Tas tarak
Kasem olsun!
Bir tufanın ardından: Filistin
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş
Fatih Sultan Mehmet (4)
Deniz kabarıyor


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13201850
 Bugün : 6781
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 606403
 Bugün : 88
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 134
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim