Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     5075 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Vatan
Niyazi Karabulut

  Sayı: 56 - Nisan / Haziran 2007

İnsanlar özgür olmak isterler. Çünkü bireysel özde özgün olma isteği vardır. Günümüzde egemen sistemlerin ürettiği "kimlik bunalımı" ile saptırılıp "kimlik kargaşası" haline getirilen özgünlük fikri fıtrîdir. Çünkü her insan orijinaldir. Bunun yanında aidiyet duygusuna da sahiptir insanoğlu. Çocuk annesinin babasının yanında olmasından mutluluk duyar; ama elini tutmalarına rıza göstermez. Bu, onda var olan özgürlük ve aidiyet anlayışının tezahürüdür. Aidiyet duygusu olmayan insanların dünyada huzur içerisinde yaşamaları mümkün değildir. Aidiyet duygularından bir tanesi de vatan aidiyetidir. İnsanlar bir vatana ait olmak isterler. İçinde yaşadığımız çevrenin bize öğrettiği edinilmiş bir realitedir bu.
Vatan kavramı sıla ve gurbet, yurt kelimeleriyle beraber kullanılır. Vatan, Türkçe'de "Yurt" kelimesiyle ifade edilir. Bir milletin üzerinde yaşadığı, barındığı toprak parçası olarak tanımlanabilir. En ücra köşesinde, toprağının her zerresine tıpkı bir mühür gibi yaşanmış acı tatlı bin bir hatıranın sindiği, ruhumuzun taşına toprağına karıldığı ve tamamıyla bizim olan coğrafyaya verdiğimiz addır Vatan... İnancımızı rahatça yaşayabildiğimiz ortamın adıdır. Kuşlar çalılıkları sever, bebekler ana kucağını. "Bülbülü altın kafese koymuşlar; Ah! Vatan demiş" İnsanlar doğduğu yere bağlıdır çünkü vücudunun damarlarında vatanın zerreleri dolaşmaktadır.
Meşhur şair Namık Kemal: "İnsan vatanını sever, çünkü hürriyeti, rahatı, hakkı ve menfaati vatan sayesinde kaimdir." der. Vatansız insanların da huzur ve saadet içerisinde yaşamaları mümkün değildir. Onun için dilimizde: "Allah kimseyi dünyada vatansız, ahirette imansız etmesin." denilmiştir.
Rivayet edilir ki; Süleyman  (as) bir saray yaptırmak için ormanı yakacakmış. Bütün hayvanların ormanı terk etmesi için tellâllar çıkartmış. Ormandaki hayvanlar yakılacak yeri terk etmişler. Fakat kirpi yangından sonra ölü olarak bulunmuş. Süleyman (as) kirpinin canlanması için Allah'a dua etmiş. Kirpi hayata dönünce kirpiye neden ormanı terk etmedin diye sormuşlar. Kirpi, vatandan ayrı kalmaktansa ölmeyi tercih ettim diye cevap vermiş.
Şair ne güzel söylemiş:
Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver: Bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Bu ıssız gölgesiz yolun sonunda
Gördüğün bu tümsek, Anadolu'nda
İstiklal uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmed'in yattığı yerdir.
Bir toprak parçasının vatan olması âlelade bir olay değildir. Milletin ruhunun o toprak parçası üzerine işlenmesi gerek. Yapısına, yoluna, havasına insanların ruhunun sinmesi gerek. Her karış toprağının şehit kanıyla sulanması gerek. Merhum Mehmet Akif bir dörtlüğünde bu gerçeği şöyle ifade eder:
Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı,
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı,
Sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.
Üstünde huzur ve güven içinde, hür yaşadığımız toprak; ayrım yapmaksızın cümlemizi bağrına basan, zengin yoksul demeden hepimizi doyuran ana topraktır Vatan... Yer yuvarlağında bayrakların dalgalandığı, bizi sıcak, sımsıcak sarıp sarmalayan, ana yurt'tur orası. Özgürce yaşadığımız oraya ait olduğumuzu hissettiğimiz yerdir. Bize ait olan değerlerin yaşandığı, yaşanmasına imkân verildiği yerdir.
Bu toprakların vatan edinilmesi kolay olmamıştır. Bu topraklar binlerce şehidin kanıyla yoğrulmuştur. Bu topraklar vatanımız olduğu günden beri üzerinde kurulan camisi, köprüsü, okulu, medresesi, hanı, hamamı, kervansarayı, çeşmesi ile üzerine ruhumuzu nakşetmişiz. Nakış nakış taşına ruh işlemişiz. Bizim olduğuna dair ruhumuzu yansıtır bu yerler.
Mehmet Akif Ersoy'u dinleyelim:
Zannetme ki ecdadın asırlarca uyudu,
Nereden bulacaktın o zaman eldeki yurdu?
Üç kıtada yer yer kanayan izleri şâhid,
Dinlenmedi bir gün o büyük şanlı mücahid.
Biliriz ki havasını teneffüs ettiğimiz, ekmeğini yediğimiz, bu kuru, şerha şerha yarılan toprağı yeşerten, canlandıran, vatan yapan orada neşvü nema bulan kültürümüzdür. Bir toprak parçası olmaktan çıkıp da vatan hâlini alması, ona olan kara sevdamızın sonucudur. Bu memleket için bir mısra yazmanın bu sevdanın bir yansıması olduğunu biliyoruz. Vatan sevgisi fıtrîdir, insanın içinde yaratılıştan var olan bu duygu övünülecek bir şeydir. Onun için herkes vatanını sevmekle iftihar eder.

Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Yf?a Risalesi... - Sayı 56
Vatan... - Sayı 56
G?? Hikayesi... - Sayı 55
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


Devekuşunun kafasını kuma gömmesi misali kafasını toprağa gömen Avrupa bilmez mi ki, nefesi kesilince kafasını (soktuğu yerden) çıkarmak zorunda kalacak ve pişman olacaktır(pişmanlık duyacaktır).
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Kasem olsun!
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Bir tufanın ardından: Filistin
Deniz kabarıyor
Gazze günlüğü
Fatih Sultan Mehmet (4)
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13173252
 Bugün : 2416
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 605520
 Bugün : 143
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 418
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim