Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     568 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Mizah Ciddî Bir İştir!
Altan Atan

  Sayı: 113 -

Evet, mizah ciddî bir iştir ve bu işin şakası yoktur. Kitabını yazabilirsiniz; ama yapamayabilirsiniz. Ciddiyet, asık yüzlü, kem sözlü olmak değil; ancak samimi olmaktır. Şakanın amacı da insanları güldürmektir. Kısaca mizah sevgiden sonra en kolay ve hoş gelen anlam aktarımıdır.

Hoş geldiniz, umarım hoş gidersiniz…

Mizah her şeyden önce bir edebiyat türüdür. Onun da kaynağı evrensel ahlâktır. Bu eksende insan ve millet karakterlerine göre şekillenir. Bu açıdan bir karakter yansımasıdır. Diğer açıdan çaresizlik sonucu da ortaya çıkar. Samimiyetin olmadığı ortamlarda son çaredir. Ancak genel olarak anlaşılması zor olan ağır konuları veya anlamazdan gelinen haksızlıkları diğer sanat dalları gibi kolaylıkla ortaya koyar. Yine açık olmanın kırıcı olma ve edep dışına çıkma risklerine karşı koruyucudur. Ahlâklı bir insan onun kurallarını iyi bilir ve iyi kullanır bu da mizahı bir sanat dalı yapar.

Elbet zekâ ve akıl işidir. Sadece zekâ kontrolsüz bir güç. Susmak da yerine göre bir mizah.

Bir olayı, kavramı ve bir insanı olduğu gibi görebilmek ve anlayabilmek çok zordur. Bu nedenle Mevlâna, “ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol” diyerek insanların işlerini kolaylaştırmak gerektiğine işaret etmiş. Yoksa Allah her şeyi bilir!

Uzun yıllar öncesinde yaşamış/yaşanmış olması bir yana, bugün yaşanan veya yaşamış birisini bile anlayıp tanımlayabilmek çok zordur. İşte mizah bu zorluğu kolaylaştıran önemli ve ciddî bir araçtır. Bu mümkün değilse susmaktır gerek olan.

Metafor denen benzetmeler mizah olabilir mi? Neden olmasın? Onlar, daha kolay anlaşılacak ifade ve konularla anlaşılması zor konuları açıklamaya çalışmak, soyutları somuta indirgemek demektir ve mizah da bunu yapar zaten. Ciddî bir iş olduğu için de her işte olduğu gibi elbet liyakat gerektirir, şakası da yoktur. Yazılı olmayan kuralları vardır çünkü süregelen ve giden hayatın içinde durumlara göre yapılan ve hele ki anlık-zamanında yapılan/yapılması gereken mizah, bir “kurallar-nedenler- nasıllar” kitabına bakılarak yapılmaz. Ürünlerin her biri köklü bir ağacın meyvelerinden birisi gibidir. Bu insanlık ağacıdır ve her ürünü faydalı olmayabilir hatta zehirli de olabilir. Yerli yersiz ve dikkatsizce yenmez. Kaynağını bilmediğin ve samimiyetle verilmeyen hiçbir şeyi yememelisin.

Mizah aynı zamanda, sürekli kullanılmayan veya kullanılmaması gereken bir iletişim türüdür. Bir amacı vardır; iletim ortamı, alıcısı ve geri bildirimleriyle bir döngü oluşturarak sonuçta bir anlaşma sağlamayı hedefler. Bu bilimsel kalıba uymayan söz ve davranışlar mizah olamaz. Ancak kişisel tatmin ve art niyetini dışa vurum şekli olabilir. Anlayış kıtlığında, anlamak istenmediğinde, zaman darlığında, zor zamanlarda, ortamın rahatlaması gerektiğinde, işlerin kolaylaşması için zorlu konu ve durumların anlaşılmasını, aktarılmasını sağlayan ve ancak böyle ihtiyaçlar gereği kullanılarak psikolojik denge sağlayan bir ilâç gibidir. Bir ilâcı şifa ya da zehir yapanlar ise kullanım zamanı, tazeliği, kullanım süresi ve dozudur.

Ayrıca, kendisiyle ilgili mizah yapabilenlerin ruhen sağlıklı olduğu söylenir. Bu cesur davranışın aslı her şeyi olduğu gibi görüp kabullenmiş olmaktır. Yoksa insanları en az risk alarak kendi üstünden güldürmek değil, bu şakanın amacıdır. Bunun en çirkini de başkalarını bu yönde araç olarak kullanmaktır. Evet, mizah cesaret ister, gerçekler insana cesaret verir, cesaret de öncelikle “her şeyi olduğu gibi görüp kabullenmektir”. İşte bu olguyu yani “doğru ve tam görerek anlayıp kabullenebilmeyi” başkalarına aktarmanın belki de en iyi yollarından biridir mizah.

Meselâ, “din nasihattir” diye başkalarına yerli yersiz sürekli öğütler verdiği için itici ve sevilmez olan birisi eğer mizahı kullanmış olsa hiç olmazsa hoş gelen birisi olabilirdi. Hoş geldiği gibi hoş da gitmek istiyorsa bu sözdeki nasihatin anlamını doğruca bilmesi gerekir çünkü nasihatin buradaki anlamı samimiyet demektir. Din samimiyettir ve samimiyet de bir cesarettir ve o da her şeyi olduğu gibi görebilmek ve kabullenebilmektir.

Anadolu’da Müslümanlığın ve Türklüğün maya tutmaya başladığı zamanların yıldızlarından biridir Nasreddin Hoca; tıpkı Hacı Bektaş Velî, Mevlâna, Yunus Emre, Somuncu Baba, Hacı Bayram Velî ve diğer bilinen, çok bilinmeyen yıldızlar gibi… Her biri farklı bir iletişim modeli ile aynı amaçla farklı dünyalara hitap etmiştir. Her biri birer kitaptır okunması gereken. Gerek aralarındaki etkileşimler gerek disiplinler arası ortak üretimlerle oluşan Anadolu İrfanı bu zengin çeşitliliğin bir kıvamıdır. Ancak okuma ve yazmayı unuttuğumuz için güncel anlamları anlayamıyor ve onları yaşayarak veya ret ederek yeniden üretemiyoruz. Doğru soruları soramıyor, doğru cevaplar veremiyoruz. Okul da bizim değil, pazar da…

Ahlâksızlığın her türünün hayatlarımızı kapladığı zamanların içinde ilerlerken hoş geldik ve inşallah hoş gideriz…

Ağaçtan öte bir yol var!


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Yakarsa Dünyayı...... - Sayı 114
Mizah Ciddî Bir İştir!... - Sayı 113
Mezarımı Taştan Oyun... - Sayı 112
Müjde... - Sayı 108
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


Kim demiş okumuyoruz diye?
*Sevmediklerimizin, televizyon ekranlarında ve gazete sayfalarında canına okuyoruz!
*Trafik kazalarında ölenler ve PKK canilerinin katlettikleri için rahmet okuyoruz!
*Törenlerde nutuk okuyoruz!
*Kim ne derse desin, bildiğimizi okuyoruz.
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Deniz kabarıyor
Gazze günlüğü
Sosyal medyanın gücü
Üstün fikir
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş
Fatih Sultan Mehmet (4)


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13161580
 Bugün : 3070
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 604798
 Bugün : 237
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 226
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim