Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3361 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Kapitalizmin Acymasyzly?y
Turgay Ertem

  Sayı: 59 - Ocak / Mart 2008

Son günlerde ABD'de meydana gelen ekonomik kriz hemen her ülkeyi sarstı. Bunun sebebi, ülkelerin birbiriyle olan ilişkilerinin artması ve ABD'nin hemen her ülkede kullanılan parası ve hisse senetleriydi.

Kendi menfaati dışında hiçbir şey düşünmeyen kapitalizm anlayışı, başta ABD olmak üzere, bütün zengin ülkelerin benimsediği bir anlayıştır. Ülkemizde de son yıllarda pek çok kişi bu anlayışı benimsemiş görünmektedir. Oysaki bizim inancımız, aldığımız İslâmî terbiye, kapitalizmin acımasızlığını, bencilliğini reddeder ve başkası için yapılan fedakârlıkları över.

Fabrikaların sahipleri veya diğer işverenler, son günlerde krizi bahane ederek kitleler halinde işçi çıkarmaktalar. Çalışanların iş güvencesi artık kalmadı denilebilir. Devlet memuru veya işçisi değilseniz yarın kapının önüne konabilirsiniz. Peki, nedir bunun ölçüsü, ayarı? Nasıl ve hangi sebepler, çalışanını kapı önüne koymayı haklı kılabilir? Üstelik işten çıkarılan kişinin yerine daha az ücretle yeni elemanlar alınması ne kadar ahlâka uygundur?

Bir ara; “Sermayenin dini, imanı olmaz” demişti sayın başbakan. Oysaki bu ifade bizim anlayışımıza ve inancımıza uymuyordu. Çünkü sermaye sahipleri ne kadar sorumluluk sahibi olursa, ne kadar merhametli olursa, ne kadar müslümanca davranırsa o kadar huzurlu bir ekonomik hayat olacağı bilinen bir hakikattir. Mademki kazancın helâli haramı vardır, sermayenin de hattâ üretilen ürünün de, yapılan ticaretin de inançla ilgisi vardır.

Bizim kültürümüzde alışveriş yaparken insanları aldatmak yoktur. Satan kişi bilmeden malını çok ucuza satıyorsa bile ona asıl değeri hatırlatılmalı ve o değer üzerinden parası ödenmelidir. Bugün birçok kişi böyle bir satıcıyı bulduğu zaman sevinir ve alışverişini bir an önce tamamlamaya çalışır. Yaptığını da açıkgözlülük olarak adlandırır.

Malı üreten en güzel ve sağlam şekilde o malı üretmeye çalışmalı, malı satan kişi malında bir kusur varsa bunu açıklamalıdır. Malının iyilerini ve irilerini görünen kısma koyup, satarken arkadan kötülerini koymaya kalkışan esnaf, “bizi aldatandır ve bizden değildir.”

Fatih Sultan Mehmet döneminde yaşayan esnafın “Ben siftah yaptım ama şu komşum henüz yapmadı. Aynı malı o da satıyor. Lütfen o malı da ondan alın” diye komşusunu göstermesi dilden dile anlatılır. Bunun üzerine Fatih duygulanmış; “Ben böyle insanlarla değil İstanbul'u, dünyayı bile fethederim.” demiştir. Bizim ticaret anlayışımız budur. Bugün ticarî rakibini ortadan kaldırmaya veya onun kendisiyle rekabetini önlemeye çalışan kapitalist zihniyetin sahipleri bizden birileri gibi davranmıyor.

Bankaların, para satarak para kazanması, üretime katkıda bulunmadığı halde sadece zor durumdaki insanlara borç vererek onları tefeci gibi sömürmesi bizim inançlarımıza ne kadar uyar ve ne kadar doğrudur? Bankaların sözleşme metinleri neden o kadar küçük harflerle yazılır ve bir nüshası neden muhataba verilmez? Bankaları Denetleme Kurulu, kredi kartı borçlularını bankaların insafına niye terk eder? Sözleşmenin maddeleri hangi kredi kartı sahibi tarafından okunup anlaşılabiliyor? 2000 lira kredi kartı borcu, ödenmedi diye iki yıl içinde nasıl olur da 30000 liraya çıkar?

Hiçbir emek sarf etmeden kazandığı parayı, haram yollara harcayan, israf eden insanlar da Allah'ın sevmediği, menettiği bir yolu seçmişlerdir. Kapitalist anlayışa göre bu parayı onlar kazanmıştır, istediği gibi harcar. Ama benim benimsediğim anlayışa göre, o zenginin malında fakirin hakkı vardır…

Benim kültürümde “AHİ” geleneği vardır. Tüccar ve esnafa önce ticaret ahlâkı öğretilirdi. Ne oldu da bu değerlerimizden ve terbiyemizden vazgeçtik? Şimdi ekonomik hayatımız, daha mutlu insanlarla mı yürütülüyor? Elbette ki hayır... Çalışanın, çalıştıranın, üretenin ve kullananın birbirine güvenmeye ve sevmeye ihtiyacı vardır. Malını, emanet olarak görmeyen, servetini tanrılaştıran, çalışanına şefkat gösteremeyen insanlar, hem kendisi mutsuzdur hem başkalarını hüsrana uğratırlar.

Biz ne zaman taklit ve özenti ile hiç sorgulamadan batıdan gelen her şeyi aldık, ondan sonra hayatımız karmakarışık oldu. Hemen her konuda olduğu gibi ekonomik faaliyetlerimiz konusunda da inancımıza, geleneklerimize uygun yollar bulmak, usuller geliştirmek zorundayız. Bunun birikimi ve örnekleri tarihimizde en güzel uygulamaları ile vardır, yaşanmıştır. Bütün mesele bizim de o şuuru yaşamamızda…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Benim de söyleyeceklerim ... - Sayı 92
Çanakkale şehitlerine ith... - Sayı 84
Ertuğrul bey ve Osmanlı s... - Sayı 84
Türk milletinde devlet ve... - Sayı 82
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar

 Teşekkür ederim değerli gönüldaşım. İlgin bizi sevindiriyor Faruk......


Öğretmen ve öğrenciye “okul sigortası” hakkı verilmiş. Pek yerinde, artık disiplinsizlik yüzünden okutmak da, okumak da “risk unsuru” taşır oldu. 
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Deniz kabarıyor
Gazze günlüğü
Sosyal medyanın gücü
Üstün fikir
Zeytin dalları altından meydan okuyuş
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13151218
 Bugün : 1444
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 604049
 Bugün : 87
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 97
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim