|
|
|
"Her doğan çocuk, İslâm fıtratı üzere (temiz, günahsız, tevhîde meyilli) doğar. Daha sonra anne babası onu ya hristiyan, ya yahudî veya mecûsî yapar." (HADİS)
Bir memlekette öğrenciler paydostan sonra; zindandan kurtulan mahkûm sevinciyle çığlık çığlığa okuldan kaçıyorsa. Asil atın süvarisini sevmeyince huysuzluk etmesi gibi öğrenci de; okula, öğretmene, eğitim sistemine karşı bir mesaj veriyor.'Okulu, bir an önce kurtulunması gereken bir yer olarak görüyorum!' diyor. Farkında olunmuyor ki, sebebi araştırılıp giderilsin.
Bir memleketin okulunda öğrenci arasında çalışkanlar kınanıyor ve onlara "inek" deniyorsa. Bu; okula, öğretmene, eğitim sistemine karşı 'senin öğretmek istediklerinden ancak geçerli not alacak kadarını bilmek yeter' demektir. O bile gerekmez ama ne yaparsın geçerli notu almak lâzım. (10) üzerinden not verildiği dönemlerin meşhur öğrenci değerlendirmesi, "(4,5) neyine yetmiyor" değil midir? Geçer not (5) olduğu halde, (5) neyine yetmiyor denmiyor. "(4,5) aldım mı, daha ne isterim?". Bunu basit bir talebe psikolojisi zannetmek ne büyük gaflet. Öyle bile olsa, sebebi araştırılıp, tedbirini almak gerekmez mi? Şu da bizi düşündürmelidir. "Birinci" olmanın mükâfaatını gören var mı hayatta?..
Öğrenci; ailesine ve öğretmenlerine karşı hiç fütur getirmeden "en iyi ders, boş derstir" diyorsa. Ve boş ders olunca -bol bayramlı bu memlekette- bayram sevincinin en âlâsını çılgınlar gibi yaşıyorsa. Yine sebep aynıdır. Bunu gençler haylaz oluyor işte, diye geçiştirmek, işin kolayına kaçmaktır. Öyle bile olsa, haylaz olmaları da bir mesajdır. Anlayana. »Devamı |
|
|
|
|
|
| |
 |
Çocuklar bizim geleceğimiz(mi)?
Site Editörü
|
|
Tarım, doğal kaynaklar, savunma, eğitim ve ekonomi gibi alanlarda izlenen politikalar, bir ülkenin geleceğini doğrudan etkiler. Ancak çoğu zaman göz ardı edilen, fakat en az bu politikalar kadar hattâ zaman zaman onlardan daha belirleyici olan başka stratejik alanlar da vardır. » Devamı
|
|
|
 |
 |
Sitem
Mehmet Balcı
|
Yıllar geçti aradan hep hasret taşıyorum
Kederli, üzüntülü bir hayat yaşıyorum.
Yürümeyi unuttum, yolda emekliyorum
Aradan yıllar geçti, yolları bekliyorum
Elim artık varmıyor, emeğime işime
Her gece birkaç kere düşersiniz düşüme
Karnım aç olduğunda, benim için aşsınız
Dünya bu, üç günlük dünya siz nasıl kardeşsiniz
Her bayrama hasretle beklerim yolunuzu
Bayramlarda boynuma sarmayı kolunuzu
Yol bekleye bekleye kalbe dolar hüznünüz
Cenazeme gelmeye nasıl olur yüzünüz
İsterim ki hepiniz ömü...
|
|
 |
Zaman diriyken kıyme...
Esra Çakan
|
Yarın öleceğimizi bilsek, tüm kırgınlıklarımızı unuturuz. Ama biz sonsuza kadar yaşayacakmış gibi, kırıcı ve gururluyuz…
Ahir zaman; dünya artık sonunun geldiğini yavaş yavaş bize fısıldamaya başladı. Her gün ayrı bir felâket, bir taraftan ani ve toplu ölümler, bir yandan doğal afetler, bir yandan da binlerce katledilen masum insanlar. İnsanlık yaşamak için ciddi bir savaş verir hale geldi. Bir şeylerin düzelmesini beklemek, ömür defterimizden bir yaprağın daha eksilmesini beklemek demek. Hiç ölmeyecekmiş gibi bir dünya telâşı her birimizde. E...
|
|
 |
İçimizdeki çocuk ölm...
Ekrem Yılmaz
|
Fıtratın Korunması ve Kaybedilen Aşkın İzinde
Çocuklar, gelecek sizin! Siz zaten bizzat geleceksiniz! Ve İslâma aitsiniz. Zira “İslâm fıtratı üzere doğduğunuzu” ve her doğanın böyle olduğunu Sadık Habercimiz bildirdi. “Güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderilen” Gaye İnsan: “Hiçbir baba çocuğuna güzel ahlâktan daha değerli bir miras bırakmamıştır.” diye de buyurdu. Yani hem dünyaya güzel gelişimiz müjdelendiği gibi onun muhafaza edilip aktarılması öğütlenmiş oldu.
|
|
 |
Sekülerizm ve İslâm
Heybet Akdoğan
|
Nisâ Sûresi 51. âyet: "Bakmaz mısın şu kendilerine kitaptan bir pay verilenlere: Onlar, aslı esası olmayan bir takım bâtıl şeylere ve şeytânî güçlere inanıyorlar. Kâfirler için de 'Bunlar iman edenlerden daha doğru yoldadır.' diyorlar."
Kelime kökeni olarak Ortaçağ Latincesine dayanan sekülerizm (saeculum), literal mânâda çağ, dünya, yüzyıl ve dönem anlamlarında kullanılmaktadır. Dini anlamda ise sekülerizm, kilisede manastır hayatını bırakıp, dinden bağımsız bir şekilde hayatlarını devam ettirmiş din adamları i&cc...
|
|
 |
Çocuk olmak
M. Nihat Malkoç
|
Çocuk olmak, hayat ağacının dalına sıkıca tutunabilmektir. Düşeceğini hesaba katmadan o ağaçta keyfince salınabilmektir belki de… Geçmişten geleceğe uzanan, yokuşların nefesleri kesmediği düz bir güzergâhta yola revan olmaktır çocukluk…
Çocuk olmak, hayata pembe gözlüklerle bakabilmektir. Bütün insanları kardeş görebilmektir çocukluk… Çocukların milleti ve milliyeti yoktur. Bütün dünyada masumdur çocuklar… Onlar gülünce tebessüm yayılır annelerin nurlu yüzüne; on...
|
|
 |
Yardımseverlik
Mehmet Balcı
|
Türkiye’de Kurtuluş Savaşı’nın en kızgın anları yaşanırken, Pakistan’ın Lahor kentinde Osmanlı’ya yardım toplamak için büyük bir miting düzenlenir. Mitingin amacı Türklere hem maddî yardım hem de gönüllü savaşçı temin etmektir. Pakistan halkının büyük bir çoğunluğu çok fakir olmasına rağmen kimi kulağındaki küpesini kimi kolundaki bileziğini kimi yüzüğünü erkekler ise kesesindeki parasını Türklere yardım için meydana bırakıyorlardı.
Eşi vefat etmiş ve yeni doğum yapmış olan bir kadının ise v...
|
|
|
|
|
|