Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     6483 kez okundu.     3 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Hayalden hakikate...
Ali Erdal

  Sayı: 62 - Ocak / Mart 2010

“Geçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer!”… Hatıra ile avunmayı telkin etse de güzel bir söz. Hele yeri geldiğinde… Ama bana, gelecek için ümit ifade eden “Bir hayal ki, cihan değer!” demek, daha mânâlı gelir…

Öğretmen okulunda bazı hocalar bize, hayalci olmayın; gerçekçi olun diye nasihat ederlerdi. Doğruluğu ispatlanmış gerçeklerin peşinden gitmeliymişiz... “Mürşit” onlarmış. Ötelerden geldiği düşünülen hayallere göre değil, mutlak gerçeklere göre yaşamalıymışız. Zira hayat mücadele imiş... Hayallerle uyuşursak, yenilirmişiz. “Daldığımız” hayır “daldırıldığımız” hayalcilikten bizleri, biz yarının gençlerini (dolayısıyla da vatanı) kurtarmak, onların görevi imiş. “Meselâ masallar…” diye başlarlardı… Yüzyıllarca millet, masallarla uyutulmuş... Gerçeklerden kopmanın sonucu da hayal kırıklığı ve geri kalmak olmuş…

Süpermen, örümcek adam gibi olmayacak hayallere dalmakla, halüsinasyon görmekle; hayal gücünün ayrı şeyler olduğunu nasıl anlayamazlardı koskoca öğretmenler… Hayal kurmanın, insanî bir özellik olduğunu nasıl bilmezlerdi?.. Onlar hiç mi hayal kurmuyorlar? En azından bizim, hayallerindeki gençler olmamızı hayal etmeliler. Çocuk halimle beni huzursuz eden sözleri, bu kadar rahat ve kendilerinden emin şekilde söyleyebilmelerini anlayamıyordum. Hele madde olmayan hayal gücünü, madde olan afyon sanmalarını anlayamıyordum. “Ötelerden” demenin, inanca uzandığını nasıl anlayamazlardı? Masalın “safsata” olmasının izahı, bu kadar basit olmamalı... Resmî görüş budur, başka şeylere kapılıp zehirlenmeyin (ve suç da işlemeyin) diyen kurumlu ve tehditkâr edalarını, göz göze gelip de tasvip etmiş olmamak için sıramda nasıl büzülüp yere baktığımı unutamam. Hissediyordum ki, maksat masal değil; bunlar bağcıyı dövmek istiyorlar. Köyümde masal dinlediğim kişilerin ne büyük sanatkâr olduklarını, o gün bile hissetmiştim ve onlar gözümde daha da büyümüşlerdi.

Masalda uçan halı olmasaydı, uçak icat edilebilir miydi? Sihirli aynada sevgiliyi görmek… Saçından iki tel verip, bunları birbirine sürtünce, sevgilinin yanında oluvermek… Sihirli küre… Dünya güzelini gösteren ayna… Öpücükteki sır… Şifalı elma… Adımını ufka atan atlar… Sabır taşını çatlatan çileler… Sevdikleri uğruna devlerle savaşan, hattâ can veren kahramanlar… Konuşan hayvanlar… Vesaire, vesaire… İnsan; ufku geniş mahlûk… (Şopenhavr), bunun bir lütuf olduğunu hissediyor: “Haydi ben dilediğimi işlemekte serbest olayım; acaba dilediğimi dilemekte hür müyüm?”.

Hayal gücü o kadar insanî ki, toplumların bile hayali var. İstanbul'u fethetme hayali; kaç milleti, kaç ferdi kaç yüzyıl harekete geçirdi ve nasıl gerçekleşti, bir düşünün. İdealle hayal, iç içe... Bana öyle gelir ki, milletimizde dünyayı nizamlama ve bunu mümkün kılacak iman hayali olmasaydı, İslâm'la bu kadar kolay hemhal olunamazdı. Demek ki hayal, ideali çeken, besleyen ve yarının gerçeklerini taşıyan bir tohummuş… Destanımızda “Yukarıdaki mavi gök, aşağıdaki yağız yer yaratıldığında ikisi arasında da insanoğlu yaratılmış; insanoğlunun üzerine de, atalarımız Bumin-Kağan ile İstemi-Kağan, han olarak oturmuşlar” deniyor ve Oğuz Kağan da, “yeryüzünün dört köşesinin kağanı olsam gerektir” diyor… Yine Göktürk kitabelerinde, “Mavi gök çökmedikçe, yağız yer yarılmadıkça senin ilini ve töreni kim bozabilir” diye meydan okunuyor. Müslüman olduktan sonra Karahanlı ve Selçuklu merdivenlerinde yükselip Osmanlı ihtişamına ermekte, bu hayallerin İslâm potasında Allah adını yeryüzüne yaymak idealine yükselmesinin hiç mi payı yok? Ve hayalden bir gömlek üstün Osman Gazi'nin rüyası'nın hiç mi payı yok… Böyle hayalleri olmayan İslâm milletleri ortada…

Büyük veliden, Allah için gaibden bahsetmenin yersizliği yolunda bir cümle duyanlar, onun 'Allah gaibi bilmez' dediğini sandıkları için donup kalıyorlar. Veli izah ediyor: “Allah için gaip diye bir şey yoktur”. Hayal gücü, yarın ümidi olan “insan”a; “Ol!..” iradesi kâfi gelen Yaratıcı'nın ihsanlarından biri. Cenneti, bu sayede tahayyül edebiliyoruz. Cehennemi düşünmek sayesinde günahtan kaçabiliyoruz. Hayal, o kadar iyi şeyler için ki, rahatça 'cenneti hayal etmek' diyebiliyoruz da, 'cehennemi hayal etmek' deyince şöyle bir duruyoruz. Hayalgücü olmasa, cennetin hayalimizi aşan nimetlerle donatıldığını, cehennemde hayalimizin alamayacağı azaplar bulunduğunu anlayabilir miydik? Her şeyden mühimi, Allah sandığımız her şeyin O'na perde olduğunu anlayabilir miydik? O'nun, hayalin de üstünde olduğunu bilmek için hayal gücüne muhtaç değil miyiz?

Hayal kuralım hayal!.. Umulur ki, dua yerine geçer… Duaya hevesimiz ve şevkimiz artar. Hayal gücünü veren Rabb'in ve Elçisi'nin (sav) rızasını kazanmanın hayalini kuralım… Hayallerimizin merkezine bunu alalım. Gayretimiz artar. Milletçe, mazide hayalimizi gerçeğe döndürdüğüne bakıp şükredelim ve ona göre hayal kuralım… O takdirde, nasıl gerçekleştirilebileceğini düşünebiliriz…

Hayal kuralım, hayal; hakikati gelir!..

Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Ali Yılmaz    09.05.2011
Yorum : Ben 66. sayıda makale yayınlatmıştım. 66. sayıyı bana gönderebilirmisiniz?




Ekleyen : Ali ERDAL    14.02.2011
Yorum : Ahmet YILMAZ'a... Şair; "Marifet iltifata tabidir;/ İltifatsız meta zayidir" demiş... Çok teşekkür ederim... Kütahya hasretimize ilâç olduğunu da bilhassa belirtmek isterim... Kandiliniz mübarek olsun... Selâm, sevgi ve saygılar... ali




Ekleyen : Ahmet Yılmaz    05.02.2011
Yorum : Muhterem Hocam!Bu hayal konusunu ne güzel de anlatmışsınız..ellerinize kaleminize sağlık..Ben görmediğim şeye inanmam diyen ahmaklar, kendi akıllarını bile göremediğinin farkında değilerdir.Sevgili Peygamberimizin methine mazhar olan Fatih Sultan Mehmet'ten önce nice padişahlar bu methe mazhar olmak için nice hayaller kurup defalarca İstanbul'u fethe yeltenmemişlermiydi ?Cenab-ı Hak necip Türk Milletinin büyük hayallerini gerçek eylesin..Sizlerede bu uğurdaki çalışmalarınızda kolaylıklar ihsan etsin.Allah'a emanet olun..Saygılarmla..





 
Deniz kabarıyor... - Sayı 119
Dünya kralı... - Sayı 118
Olayların akışı her şeyi ... - Sayı 118
Toplulukları idare etme h... - Sayı 118
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


Batı; kaybettiği noktanın idrâkinde ve kazanacağı noktanın gafili olduğunu -yalnız kendine- ihtar ederek bugünkü buhranını yaşıyor. Biz; tüm taklitçiliğimize rağmen hem birincisinin, hem ikincisinin gafletindeyiz.
Eğer batı gibi kaybettiğimiz noktanın idrakinde olabilseydik, elimizden kaçırdığımız bunca zamandan ötürü eyvahlar eder; kazanacağımız noktanın gafletinden de sıyrılabilirdik…
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Tas tarak
Kasem olsun!
Bir tufanın ardından: Filistin
Deniz kabarıyor
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Fatih Sultan Mehmet (4)
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13206463
 Bugün : 2531
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 606653
 Bugün : 95
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 243
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim