Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4907 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Uz duran, çok yaşar!
Muhsin Hamdi Alkış

  Sayı: 73 - Temmuz / Eylül 2012

Eski Yunan'ın batıl mitolojisinde Herkül'ün savaştığı Hidra isimli çok başlı bir canavar vardır. Herkül bu canavarla savaşırken başlarını her kopardığında yerine yenisi çıkar ve bir türlü bu kısır döngüyü kıramaz. Sonra sahte ilâhlardan birinin yardımıyla kestiği başları dağlamayı akıl eder ve başları kese kese Hidra canavarını öldürür.  Bizim milletimizin destanlarından en maruf ve müşterek olanı Oğuz Kağan destanında da Oğuz Kağan'ın kut ve iktidar alâmeti olarak halka aman vermeyen bir bökeyi (ejderhayı) kargısıyla öldürüşü anlatılır. Önce bir geyik sonraki gün bir ayı bağlayıp canavarın adımlarını izler plânlar, hesaplar hazırlığını yapar ve sonunda kargısıyla karşısına çıkıp onu öldürür.

Terör denen cinayet şebekesi de bir hidradır bir bökedir. Çok başlı ve her baş kesilse de kendiliğinden üreyen kesilen diğer parçaları ve üreten ve türeten bir yapı… Bu yapının nasıl oluştuğunu, tarihini, sosyolojisini, dış ve iç sebeplerini, nelerden beslendiğini, nasıl idare olunduğunu, nasıl bir sisteme sahip olduğunu anlamadan yani en evvel, her şeyden evvel teşhis koymadan bir tedavi bir çözüm mümkün değildir.

Geçenlerde darbeleri araştırma komisyonunda 12 Eylül’ün başbakanı Bülent ULUSU'nun da söylediği gibi 1974'te Kıbrıs'ı geri alışımızdan sonra Batı medeniyetinin bize kestiği bir ceza olarak da görebilirsiniz 1974'ten sonra ülkede terör ve anarşinin azdırılışını, içimizdeki ihanet şebekesine derin devlet denerek sanki bizdenmiş süsü verilip, aynı silâhla sağ ve solcuların öldürtülüp, bomba ve bilimum malzemelerin aynı odakça verilip eylem plânlarına kadar belirli bir merkezden organize edilmesini ve milletin kanının çekilip, darbeye razı hale geldikten sonra Asala ve sonra da PKK terörünün doğuruluşunu bu zaviyeden izah edebilirsiniz ama bu eksik kalır.

Terörün zemin bulduğu, istismar sahası yaptığı ve devletimizin milletin devleti olmamasından ve bu devletin içerisine ta masonik ittihatçılardan beri yerleştirilmiş şer odağından kaynaklı yanlış uygulamalardan mağduriyeti de hesaba katacağız.

Terörün dış kaynaklarını da ELBETTE hesaba katacağız, zira bu şer odağının üyelerinin pek çoğu farkında olmasa da ELBETTE dış kaynakla iltisaklı. PKK terörünün dış kaynağına örnek olarak içişleri bakanlarımızın tespitleri mi, ABD'nin kaynak ve ekipman sağlamasını İran ve Suriye ve mutlaka Rusya faktörünü dikkate alacağız.

Bu meselede tüm dış etkenlerin söz konusu Türkiye'nin ve Türk milletinin potansiyeli olunca şerde ittifak etmesini akıl etmemek zaten aklın noksanlığına dalalet eder ki muhakkak ki bunu da hesaba katacağız.

Ancak;

En evvel ve her şeyden evvel terörün imha edilebilmesi için teröristin imha edilmesi gerektiğinin şuurunda olan, kim var denildiğinde etrafına bakınmadan, üç şart beş şart var demeden, elleri titremeden, her türlü teçhizatla donanmış ve tam kenetlenmiş, ağlamayan, zafiyet göstermeyen kargısıyla bökenin karşısına çıkacak yürekte bir başkomutan komutan Oğuz Kağan lâzımdır.

Binlerce yıllık tarih ve şehitlerimiz şahittir ki bu millet o komutanın arkasında saf tutar yoluna baş da koyar!

Bökeyle müzakere ederek şerrinden sakınmak muhaldir! Canavardan merhamet ummak beyhudedir. Zira canavarın tek başı ve o başında kendi iradesi yoktur.

Terör canavarını imha edebilmek için de maddî plânda ne lâzımsa, bugüne kadar içimizdeki şer odaklarının her nasılsa mani olduğu her imkan seferber edilmeli ve teknolojinin son imkânları sağlanmalı ve gövde İMHA edilmelidir.

Bu maksatla:

TOKİ stad villâ yapacak yerde tam donanımlı karakollar yapmalı,

TAI, bunca yıldır sunulan milyarlarca dolarlık imkâna rağmen mevcut kadrosu becer(e)miyorsa becerebilen Türk mühendisler göreve getirilip, İslâm ülkeleri ve diğer dost ülkelerle birlikte, kendi İHA (insansız hava araçları)mızı, uçak ve helikopterimizi yapmalı,

O ne der bu ne der diye düşünmeden, İran'ın Kore'nin bile becerdiğini bizim mühendislerimiz kat be kat iyisini becerir deyip, şer odaklarının türlü bürokratik sızlanmalarına kulak tıkayıp, askeri uydularımız göndermeli,

27 Nisan muhtırasını elinde viski kadehiyle yazan zatın, uçaklarımıza yükletmediği “düşman tanıma yazılımı” tüm uçak ve hava araçlarımıza yüklenmeli ve harb sistemlerimiz İsrail ve ABD'nin kontrolünden süratle kurtarmalı,

Çelik gibi iradesiyle kararlılığıyla yepyeni bir milli ordu “Altınordu” meydana getirilmelidir.

Her ferdiyle aklı, silâhı, kılıcı, kalkanı, kargısı bileği ve yüreğiyle bir başkomutan Oğuz Kağan duruşuna sahip Altınordu! Milletimiz bu sözü atasözü halinde billurlaştırmış ve “uz duran çok yaşar demiş. Çok yaşamak istiyorsan Oğuzca duracaksın! Ne akılsızca hareket edecek ne de korkakça teslimiyet müzakereciliğine gireceksin!

Gövde imha edilirse başların hepsi çil yavrusu gibi dağılacaktır. “Bunu yok etseniz yenisi çıkacak o yüzden müzakere edelim istediklerini verelim” diye zırvalayanlara ise cevaba bile tenezzül etmeden seri halde terör üreten bu şer odaklarının yeni bir gövde üretmesine mani olacak, tüm sosyal iktisadî, kültürel, dinî tedbirler alınacak ve kardeşlik ikliminin oluşturulması hedeflenecektir.

Kur'ân'ı Kerîm'de Yaradan Hucurat suresi 13. Ayette “Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır.” buyuruyor.

En başta zikrettiğim devletin içerisinde Tanzimat'tan bu yana sokulmuş şer odaklarının silmeye çalıştığı, milletimizin mayasına, zihnine, yüreğine bu hükmü tekrar işlediğimizde ve kabileler ve aşiretlerin Allah'ın ayetlerinden olup, kardeşlik ve kaynaşma vesilesi olduğunu idrak ettiğimizde kısacası devletimiz her unsuruyla milletin devleti olduğunda ve şer odakları temizlendiğinde terörün ve fitnenin yeniden baş verecek, üreyecek, türeyecek, dönüşecek imkân bulması mümkün değildir.

Ameller niyetlere göredir ve elbette ameller niyetlere tâbidir.

Niyet, akıl, kararlılık, irade ve hülasa icraat için bize lâzım olan çare:

Terörle müzakere değil akıllı mücadele!

Oğuzca duran çok yaşar!


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
İsrail-SAMİRİ-oğulları... - Sayı 119
Deprem Felâketi: Âyetlere... - Sayı 116
Türk Mizahı Hikmettir!... - Sayı 113
Güzel Ahlâk ve Liyakat... - Sayı 112
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


Günümüzde kitaba nazaran paraya rağbeti; mide gurultusunu beyin sancısı zannederek, Tanzimat’tan bu yana, hiçbir şeyin çilesini çekmeden, her şeyi, Avrupa’dan monte eden(alan) yazarlarımıza borçluyuz.
Borcumuzu ödemesek de olur.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Tas tarak
Kasem olsun!
Bir tufanın ardından: Filistin
Deniz kabarıyor
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Fatih Sultan Mehmet (4)
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13208366
 Bugün : 4434
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 606756
 Bugün : 198
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 243
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim