Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2634 kez okundu.     1 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Erzincan'ın nazlı kızı zerdali
Remzi Kokargül

  Sayı: 86 - Ekim / Aralık 2015

Bir şehrin manevî ziynetinden sonra, en güzel ve en asil süsü, omzunu saran yeşil bir dağ ya da eteğine dolanan mavi bir deniz olsa gerek. Bunlardan mahrum yaşayan şehirlerin bir yanı daima eksik kalır.

İşte Erzincan; üzerine yakışan o zarif elbisesiyle, serin bir sükûnetle, kat kat gümüş şafaklar kuşanarak karşılar sizi...

Bahar gelince Erzincan ovası bir başka masala döner. Zerdaliler çiçek açmıştır; sebebi bu. Dağ dorukları uzaklarda karlarla süslenirken, bahar bir destan gibi gelir. O ne muhteşem geliştir ki, dağlar, ovalar; dereler, nehirler, başlarında bulutlarla, gülerek, baharı karşılamaya can atarlar.

İçinden iki tane ırmağın geçtiği yemyeşil bir ovadır burası. Derelerin kenarında çeşit çeşit ağaçlar var. Çınar, ceviz, elma, zerdali… Köyün az üstündeki tepeden bakınca, dereler ovanın içinde kıvrım kıvrım ilerleyen bir yol izlenimi veriyor insana.

Yeşile bürünmüş, her çeşit çiçeği bağrına basmış yeşil dostu tepeler... Söğüdün altın sarısı, armudun beyazı, elmanın pembesi ve beyaz zerdali çiçekleri yeşil üzerine yeşil zarafeti almış sevimli güzel tepeler. Duvarların dibinde baharı anlatan, kendilerine göre farklı bir ilâhî davet ile görünen leylaklar, karanfiller, fesleğenler…

Bizim de bu derelerin küçük olanının yanında şirin mi şirin bir bahçemiz var.

Üzümlüden geçerken, bahçeler boyu büyülenir kalırsınız. Bütün semayı kuşatan ve rüzgâr estikçe göz kırpan o güzelim beyaz zerdali çiçekleri bir yıldız yağmurudur. Bu atmosferle ilk kez karşılaşan birinin şaşırması pek tabiîdir.

Geçen bahardı… Havalar öylesine güzeldi ki... Güneş, her zamanki gibi sıcak gülücükler gönderiyordu yeryüzüne Yazlığın penceresinden dışarıyı seyrediyorum. Bahçedeki zerdali ağacına bakıyorum, beyaz ve küçük çiçeklerine. Patlamış mısırı andıran küçük çiçekler, bir gelini andıran ağaçlara...

Kapkaranlık gecelerde beyazlar giymiş bir gelindir, bembeyaz salınışlarla, döne döne uzanacaklar sanki semaya... Eteklerinde sonsuzu taşıyan semazenler gibi... Sanılır ki ellerini kaldırıp ağıverecekler göğe... . Ilık bahar rüzgârlarıyla titrer gönlünüz. Âdetâ eteklerine tutunmak istersiniz.

Burada her şey zerdali. Kayısılar, bile. Nasıl olur demeyin. Olmuş işte. Ne yana dönsem, nereye gitsem karşıma bir zerdali ağacı çıkıyor. Ufkumu, sınırlarımı zerdaliler çiziyor. Sanki bu bölgenin haritasını zerdali ağaçları oluşturuyor. Güneş zerdali, ay zerdali; çay zerdali…

Zerdali, baharla birlikte bu baştan çıkmanın şaşkınlığı, hattâ sevinci içindeydi. Bu sevincin tarifi kolay değildi. Vücudunda bütün yeryüzünün, hattâ yıldızların varlığını duyardı. Gökyüzünde bir yıldız kaysa, sanki kendi dallarından birinde bir yaprak düşüyor gibi olur.

Zerdali, baştanbaşa bir musiki idi. O bu musikiyi rüzgârla birlikte icra ederdi. Rüzgâr söylüyor şimdi o dallarda eski şarkımızı,

Penceremin altında da a beyim

Zerdali dalı mısın?

Düşkün düşkün duruyonda a beyim

Benden sevdalı mısın?

Der der inlerdi. Açıp açıp döktüğü çiçekler, alkışlarla uğurlayıp gönderdiği yapraklar; ruhundan süzüp ambalajladığı meyveler, birer ayrı beste miydi yoksa. Zerdalim penceremde gülüyor Ona bakıp Allah'ın yakınlığını hissediyorum. Ona bakıp şükür ve dua ediyorum. O ise bütün bunlardan habersiz, düğününü yaşıyor.

Gözlerimin önünde uçsuz bucaksız bir beyaz ışık denizi uzanıp gidiyor. Koca şehir adeta bir masal âlemini andırıyor. Ağaçların altında saklambaç oynayan çocukların neşeli kahkahaları dikenli çalıları şenlendiren kuş cıvıltılarına karışıyor. Top oynayanlar, ip atlayanlar, çiçek toplayanlar, kelebek kovalayanlar çarpıyor gözüme.

Aşağıda, düzde beyaz badanalı şirin caminin minaresinden yükselen berrak nağmeler vaktin ikindi serinliğine erdiğini ilan ediyor. İç şadırvanın serin suyunda aldığım abdestle arınıyorum ve bu çağrıya icabet ediyorum.

Dostlar, Erzincan’ın nazlı kızı Zerdali’ye dair daha pek çok şey söylenebilir lakin sözün azı makbuldür. Zerdali ailesinin diğer fertleri; Paşa mişmişi, kayısı, Şekerpare, Hüdayi ve öteki meyveler gücenmesinler, kısmetse onlardan da bahsederim bir gün.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Akın Boztepe    17.11.2015
Yorum : Akıcı ve bizden bir yazı diliydi. Emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim





 
Çoban çeşmesi... - Sayı 122
Bir Şehrin Gözyaşları... - Sayı 116
Kayısı Çiçeklerinin Düğün... - Sayı 89
Işığı yanan evler... - Sayı 88
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Marksizm’in, her şeyin cevabını veremediği, “ilk insanı ve tabiatı kim yarattı” sorusuna “bunu ortaya atmakla tabiatı ve insanı yok farz etmiş oluyorsun. Bundan vazgeçersen, bu soruyu sormaktan da vazgeçersin” demesinden(diye karşılık vermesinden) anlaşılmaktadır. Ancak her şeyin cevabını verebilecek bir kriteryuma sahip olan “benim düzenimi kabul et, kurtulursun!” deme hakkına sahiptir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Hayatın merkezi anneler
Annelerin zaferi
İddiamıza arşivimiz delildir


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15716461
 Bugün : 6808
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 656083
 Bugün : 1075
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 464
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim