Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2644 kez okundu.     1 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Dil kavramı üzerine bir düşünce havzalarını keşif atlası denemesi
Sinan Ayhan

  Sayı: 94 - Ekim / Aralık 2017

-Kanaatime göre, Türkçe, tekâmül ufku olan bir dil; belki derin düşünme aracı olarak zayıf kalmış; ama derin düşünceyi ifade etmek açısından geliştirilmeye müsait bir dil... Çünkü bir karakteri var; çünkü bir “gramer”i var; ölçüleri, prensipleri, baskın değerleri var... Çünkü Türkçe; her ne şart altında olursa olsun, karakteriyle günümüze kadar gelmiş ve bugüne kalabilmiş...

Meselâ, “özne-tümleç-yüklem” dizilimi Türkçe'nin bir karakteri... Türkçe'nin kelime türetmede sondan ekli bir dil olması, onun bir karakteri... Türkçe deyimler, Türkçe atasözleri bahsedilen karakterin ortaya konmuş hali... İstanbul Türkçesi'ne evrilmiş hali ise, ona has bir durum... Dolayısıyla karakteri olan şeyde, ihtiyaç hâsıl olursa, tekâmülün yolu bulunur ve zor şeyleri ifade etmek noktasında da, ifade düzenleri kemale erdirilebilir...

-Dil, misal ve tasavvur ufkuna binlerce çentik… Kelimeyi bir kıyafet olarak misallendirirsek; o vakit, herhalde cümle, kelimelerden müteşekkil dilin ifade gardırobu...

Ve dil, bir milletin misal kıyafetlerinden oluşan anlatım gardırobu... Bu gardıropta, millet mizacını ortaya çıkaran misaller...

“Hüdhüd”e dönüşen “Kızıl Elma” misali gibi... Doğudan Batı'ya alınan mesafe adalet ölçüsüyse, dilde alınan mesafe de Allah'ın rızasına kavuşmaya hasret kuşlar, kanatlar... Hepsi iç içe...

Bir dilin cevherinde hem adalet olmalı, hem merhamet... Türkçe, her ikisine de talip...

-Kavram olarak alınan bilgi kodları, yani eşyaya dair bilgiler ve eşya adları; o dilin hançeresine gelir ve ses, harf, hece, kelime olur; ama hepsinin ötesinde anlam atlasının keşifleri cümleye ait...

Bir bebek büyürken dilin en ham halinden en kemale ermiş haline doğru bütün misillere ve misallere şahit, bir dil zevkinin kendinde vücut bulmasına şahit; bilmeden biliyor olmanın kodlarını, genetiğine işlenmiş olarak, Hz. Adem'den almış çünkü...

-Dil, her alanda milletin hafızası... Dolayısıyla bu milleti bu topraktan sökmek için, bu toprakların mimarî dilini çözmeleri gerekir; bu da zorun ötesinde zor...

Mimarî dil, bir milleti o coğrafyaya göbekten bağlayan şey... Toprağı, “vatan” yapan şey...

Misal, Mimar Sinan'ın Süleymaniye'si; o sadece bir yapı değil; Türk'ün köklerini taşıyan bir ruh... O ruhu Türk'ten sökmek için her taşın, her kıvrımın yerleştirilme usulünü, kaidelerini ve artık dilleşen kemiyet ve keyfiyet ölçülerini topluca bilmek gerekir; o da yetmez, bütün usullerin birleştiği yerde, parçadan farklı, çok daha büyük ve anlamlı bir bütünlük şahsiyeti oluşur; o şahsiyete de paha biçilemez; ya onun parçası olunur, ya ona uzaktan bir şaheser nazarıyla bakılabilir; o şahsiyete saldırmak dünyayı yerinden oynatmak gibidir, başka türlüsü mümkün değil...

Türk'ün şahsiyet çivisi Süleymaniye ve benzerleriyle Anadolu'ya çakılmıştır artık; onu hiç bir iptidaî savaş hüneri oradan sökemez...

Süleymaniye sadece bir eser değil, Türkçe'nin plâstiğe dökülmüş şekli... Varlık felsefesi, bilgi felsefesi, ahlâk ve iyi-kötü kıyasının ötesinde, estetik duygusu ve bilgisi bunu gerektirir... Düşüncenin sistemleşme merhaleleri; son kertede, Süleymaniye'yi ve diğer bu toprak üzerindeki şaheserleri, dille bütünleşmiş bir hafıza yapar...

Hafıza, asırlarca katmanlaşan ve katmanlar etrafında örüle örüle griftleşen bir şey olduğu için de, kolayca silinemez, yok edilemez...

-Yakın zamanda tanıdığım, eski ve yeni harfleri kendi kendine öğrenmiş, 80 yaşlarında bir büyüğüm diyor ki; “eski yazıyı okuduğumda, gözlerimden yaş geliyor”; “neden” diye soruyorum ona; “Lâtin harfleri dümdüz; hiç bir şey hissettirmiyor; ama eski yazı harfleri öyle mi, o harflerin her hangi bir kıvrımı sizi ağlatmaya yetiyor; çünkü o harflerin bir ilhamı var...” diye cevap veriyor bana...

Anlamakta zorlansam da, bu ilham meselesini; tam bu noktada, kafamda, milletin gönlünde yatan aslanın ne olduğuna dair bir fikrim oluşuyor... Millet, lisanını ve kendini, Allah'a teslim etmekten yana; bu yolda her türlü araçla bir “gözyaşı lisanı” kurmak istiyor... Gerisi, onun için boş lâf...

-Batı ve Doğu dilleri bir havanda dövülse, dillerin ifade imkânlarının geçişgenliği tek bir dil olabilir mi... Olamaz, çünkü her dil varlığını ve şahsiyetini korumak idealindedir; ama her dil, kendi ifade imkânını çoğaltma ve ifade etkisini genişletme peşinde olacak; bunu da, başka dillerden etkilenerek ve beslenerek elde edecektir...

Şahsiyetini koruyarak bir ifade imkânını anadilde araştırmak ise, ters bir durum anlamına gelmez...

Anadile yabancı dillerin kıyası bilgisiyle gelen katkılar, teklifler, denemeler reddedilemez; anadilin “gramer”i ihlâl edilmediği sürece, her yol, her deneme bu uğurda mübah...

Ölçü, “neyi, ne kadar ifade etmek istiyorum” ve “düşüncemin derinliği nereye varıyor” sorularında; buralarda bir ihtiyacınız varsa, ister istemez hamle gelecektir zaten...

Türkçe, tarihî sürece bakıldığı vakit, bu anlamda bir çok dille karşılaşmış, sınanmış ve bu zamana kalabilmiş bir dil; o sebeple, derin düşünceye bağlı prensiplerini geliştirip, daha öte zamanlara kalabilme yolunu da bulacaktır, kendi içinde...

Yeter ki; cemiyet, tefekkür etmeye niyetli olsun; tefekkür etmenin ekmek gibi, su gibi bir ihtiyaç olduğunun farkına varsın...

 


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : ekrem yılmaz    19.12.2017
Yorum : "...tefekkür etmek ekmek gibi, su gibi bir ihtiyaç... " belki insan o maddelerden evvel o hassa ile var ve onunla insan. Yeme içme bedene lâzım; tefekkür ruhtan ve ruha gerekli, ruha gıda! Aleti de dil... Lisân: Ne güzel kelime...





 
Kalem, O Kalemdir... - Sayı 114
Oluşmuş ve Oluşmamış Âzâl... - Sayı 114
Hakikatin Önsezisinden Ye... - Sayı 113
Liyakatin Kökleri ve Köke... - Sayı 112
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (126):
Vekâlet Savaşları...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


Çaresizlik yoktur, umutsuzluk vardır. Engellerin yıkılması umut etmeyi umut etmekle başlayacaktır.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Nesl-i muazzez
Gazze, ümmetin imtihanıdır
Ehl-i gönül
Vesâyet savaşları
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16280839
 Bugün : 4522
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 692128
 Bugün : 150
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 108
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim