Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1098 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Kafalar karışık
Site Editörü

  Sayı: 109 -

2019 yılı başlarında hayatımıza giren kovid 19, yıkıcı etkisi azalmış görünse de halen gündemdeki ilk konu... Atılan her adım, alınan her nefes bu virüse göre belirlenmiş durumda. 

İlk günlerde normal gripten de bu kadar hasta olan, hayatını kaybeden var, kovid abartılıyor diyenler gün geçtikçe etraflarından da genç yaşlı ölümler başlayınca işin ciddiyetini daha iyi anladılar. Normal gripte daha çok ileri yaştakiler risk altında bulunurken kovid nedeni ile hayatını kaybedenlerin yaş ortalaması giderek azalmaya başladı.

Bu grip türünün bildiğimiz gripten diğer bir farkı ve asıl tehlikesi ise bulaşma hızıydı. Evlere kapanmanın, temizilik, maske, mesafe kuralının amacı bulaşım hızını azaltmaktı. Bu hız bazen azalsa da halen virüsün varyantları tehlike oluşturmaya devam ediyor. Dünya çapında aşılama ile yayılmanın önüne geçilmek isteniyor. 

Doksanlarda globalleşmeyi anlatırken kullanılan bir söz vardı: dünya artık bir köy diye... Bu söz çok doğru bir ifade, dünya artık bir köy veya şehrin bir mahallesi gibi. Hemen herkes birbirinden haberdar ve herkesin her şey hakkında bir fikri var. Eskiden köy veya mahalle kahvehanelerindeki çay muhabbetlerinde herkes uzman olduğu futbol, siyaset ve din konularında görüş bildirirdi. Günümüzde bu görevi sosyal medya araçları görüyor. İnternet erişimi olan ve bu araçları kullananlar da kahvehane müdavimleri gibi her konuda görüş bildiriyor. 

Sosyal medyada herkesin doğru bildiği veya öne çıkmak için doğru olduğunu düşünmese de aykırı gözükmek için belirttiği bir fikri var, bunu paylaşıyor, konu üzerinde çok düşünmeyen insanları da hemen etkiliyorlar. Yanlış bilginin yayılma hızı bu ortamda ışık hızı ile aynı. Hadsizliğin sınırı yok. Eskiler âlimin karşısında dilini, ârifin karşısında kalbini tut demişler. Bu sözden o kadar uzağız ki… Bu nedenle bir konu üzerinde fikir birliği olması, hakikate ulaşmak imkânsız hale geldi. 

Kovid konusunda kafaların bu kadar karışık olmasının bir nedeninin de sosyal medyanın bu kadar aktif olduğu bir dönemde ortaya çıkması olduğunu düşünüyorum. Cehaletle hadsizlik bir arada olunca bu karışıklığın önünü almak mümkün olmuyor. Geçenlerde şöyle bir tivit atılmıştı, aile aşı olmuş o sırada telefonlarında daha önce görülmeyen bluetooth cihazlar ortaya çıkmış. Aşının marifetiymiş. Büyük oyunu çözmüşler. Büyük ihtimal gırgırına atılan bu tivit o kadar çok kişi tarafından ciddiye alındı ki.

Bu işin bir tarafı. Böyle sululuklar gerçek bilgilerin, olması gereken tartışmaların da önüne geçiyor. Virüsün insan eli ile mi yoksa doğal yollarla mı ortaya çıktığı hâlâ meçhul. Aşıların güvenliği konusunda yukarıda örneğini verdiğim sululuklar dışında meslekleri doktor olan profesörler arasında da fikir birliği yok. Biri mutlaka olun diyor, diğeri kesinlikle olmayın diyor. Çok farklı görüşler var ama aşıların test aşamasını geçmeden kullanıldığını, bunun zorunlu tutulamayacağını söyleyenlerin sesi, aşının içinde çip var diyenler kadar çıkmıyor.

Bu karışıklık yetmezmiş gibi bir de mRna teknolojisi kullanılan aşının gündemde olması kafaları iyice karıştırdı. mRna son on beş, yirmi yılda geliştirilen bir teknoloji. Bu aşının karşıtları, aşının insan vücudunda kalıtsal değişiklik yapabileceğini söylüyorlar. mRna altyapılı aşı bildiğiniz gibi başında Türk bilim adamları bulunan Alman firması tarafından geliştirildi. Bu aşının alternatifi olan Çin aşısı ise eski usül yöntemli bir aşı, ona da Çin malı diye ucuz üretim oyuncak muamelesi yapılıyor. 

Peki, bu kadar kafa karışıklığının olduğu yerde halk ne yapsın, biz ne yapalım? 

Kişisel görüşüm, iki konuya dikkat etmemiz gerektiği yönünde: ilki “size bir fâsık haber getirirse doğruluğunu araştırın” hükmünce bu konuda duyduğumuz, okuduğumuz her şeye hemen inanmamak ve arkasını araştırmak. İkincisi de ulu’l emre itaat, eğer hayat sürdüğümüz vatanımızı emanet ettiğimiz devletimiz bu konuda ortak bir karara varmışsa ona uymak.

Aşı hakkı çıktıktan sonra birkaç gün bunları düşündüm ve kendi kendime şöyle dedim: eğer devletimiz bu aşıyı olmamızı istiyorsa, olmak gerek. Böylece mRna’lı Biontech aşısını oldum. İnşallah alınan önlemler ve aşılar bu sıkıntıdan kurtulmamıza vesile olur.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Sosyal medyanın gücü... - Sayı 119
Adâlet mülkün temeldir... - Sayı 118
Müzik, kültür kimliği olu... - Sayı 117
Asıl Kahramanlık Âfet Önc... - Sayı 116
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


Türkçe’nin kırpıla kırpıla ne hale getirildiğine bakmadan kalkmışız, “eser vermeli, eser vermeli” diyoruz.
Halbuki “Güneş Dil Teorileri”nin temel yapılmak istendiği bir dili kullanarak karşımızdakilerle konuşup, anlaşabildiğimize şükretmeliyiz.
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Kasem olsun!
Bir tufanın ardından: Filistin
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Deniz kabarıyor
Gazze günlüğü
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş
Fatih Sultan Mehmet (4)


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13169992
 Bugün : 4000
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 605293
 Bugün : 334
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 398
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim