Hatıra Defteri Bedran Yoldaş Hayat hatıra defteri
Tüm yaşanmışlıklar
Ebabil kuşları
Ve Fil sahipleri
Harman yeri açık tan yeri
Gecenin karanlığı hep şahit
Kayıtlar ezelden ebede
Yazılır hatıra defteri
Ömür dediğin bir var bir yok
ince uzun bir yol
Tekstürize iplikle tutturulmuş
Yamalı bohça alnımızdaki yazgı
Yap boz misali karalanmakta
Bir elimiz balda diğer elimiz nerde
Hesap notlar düştükçe kalın yazılarla
Hatıra defteri
Adelet Özlemi dizlerde vurgun
At nalı şans bilezikleri
Kara harman yerinde
Temmuzdan ağustosa
Bir seda
Eli kulağında
Bir ölçek bahar ısmarlanır
Tohumlar filizlenir
Göz göz toprak
Buram buram bahar kokar
İyilikler ve kötülükler bir bir
Hatıra defteri
Bire üç hesabı
Şaşkın bakkal hesabı
Bağdattan çıktı yola
Şamda verdi mola
Çil çil altınlar bulamaz cep
Hüzün bir diz boyu
Ameller bir bir yazılır
Hesap defteri
Öznesi olduk yolların
Çürük yumurta etrafta
Ya sağlamlar, anaç tavuklar nerde
Tilkiler avda
Horoz öğle uykusunda
Neme lazım
Yılan fısıltısı aramızda
Korku duvarına yazılır
Hatıra defteri
Ruhlar göçer bir bir
Yalnızlık hep bir
Yolculuk kervanı çıkınca yola
Defterler kapanır
Devamı iıin tıklayın Lisan-ı Hâl Ekrem Yılmaz Beyaz bulutta şekil,
Derin gökteki mavi,
Hilalin nur hüzmesi,
Kendini dilleyendir.
Tepedeki tek ağaç,
Davardaki sızan süt,
Mercandaki kök tutuş
Tercüme eyleyendir.
İçimde kaynayanlar,
Dışımda oynayanlar,
Kâinat dekoruna
Yorumu ekleyendir.
Metne nokta konulmuş.
Mürekkebi kurumuş.
Kalem, Ana Kitabta;
Detayı söyleyendir.
Bana soran olmamış.
Sana da söz düşmemiş;
Hüküm Allahın bilmiş,
Sünneti derleyendir.
Belli: Said, şakisi...
Gelindeki takısı
Geçimdeki katkısı
Sebebi beyleyendir.
Yaprakları sayılmış,
Damlaları dizilmiş,
Nefesleri kesilmiş,
Rızkına terleyendir.
Derede ölçüm debi
Dalgada deniz dibi
Atan kâlbimin ritmi
Hep sonu gözleyendir.
Devamı iıin tıklayın Şifa ve Vefa Arama Necdet Uçak Ne sigarada vefa, ne içkide şifa var,
Bulaşma sen onlara, sanmayasın sefa var.
Harap olur bedenin, günbegün yıkılırsın,
Sağlığından olursun, türlü türlü cefa var.
Devamı iıin tıklayın Geçer Necdet Uçak Sevinç geçer, keder geçer, gün geçer,
Sabır ile koruk helva olurmuş.
Herkes nasibince dünyada yaşar,
Sel akıp gider de kumu kalırmış.
Zarar derler boşa geçen ömüre,
Pas yuva yaparmış duran demire.
Çalış, çalış, var dinlen, çalış yine,
Erken yola çıkan menzil alırmış.
Bismillah deyip de başla her işe,
Ömrünce yalansız, haramsız yaşa.
Özen her işine, benzetme kuşa,
İftira silinse izi kalırmış.
Bir geldin, bir gidişi var dünyanın,
Değeri var her saniye, her ânın.
Çıkıp gider bir gün bedenden canın,
Kader nedir dersen bilinmez sırmış.
Devamı iıin tıklayın Anneannemin Saçları Nihat Kaçoğlu Dönüyor havada serçe kuşları.
Kiraz ağacıdır düşüme giren.
Irmaklara dolan rüzgârdı sesi,
Bir sincabın cevize tırmanması…
Ah anneannemin kınalı saçları…
Renginde baharın gül tomurcuğu…
Yağmurlar neden ağlıyor anne?
Gök kızılı karanfiller öldü mü?
Bu hangi bulut gözlerinde?
Bal kovuğunun yanında
Bir kelebek uyuyordu çimende;
Baktı ona, ortalık güneş kesti.
Yüzünde eski bir türkü büyüdü,
Genişçe gülümsedi haziran gibi,
Saçları uzayıp yüceldi göğe…
Sonra uçtu mavi bir cennete,
Yüzünü özledi kır çiçekleri,
Gelmez oldu pınara geyikler,
Orman perileri küstüler artık.
Anneannem yaşasaydı
Gözlerinden Munzur’a akardık.
Devamı iıin tıklayın Ecel (Ölüm) Gelmeden Mehmet Balcı Kötü yoldan kaç,
Ak olmadan saç.
Dua et el aç,
Ecel gelmeden.
Sen fanisin bil,
Günahını sil,
Dua etsin dil,
Ecel gelmeden.
Olmazsın hakir,
Kalmazsın fakir,
Hep eyle zikir,
Ecel gelmeden.
Cahilleri geç,
Âlimleri seç,
Kalma sakın geç,
Ecel gelmeden.
Fâsıkları üz,
Temiz suda yüz,
Abdest ile gez,
Ecel gelmeden.
Kitabına uy,
Güzel olsun huy,
Hâk kelâmı duy,
Ecel gelmeden.
Çare ol derde,
Her ân her yerde,
Namerde merde,
Ecel gelmeden.
Haram aş tutma,
Zinaya yatma,
Hakk’ı unutma,
Ecel gelmeden.
Ezil de ezme,
Kimseyi üzme,
Gaflette gezme,
Ecel gelmeden.
Üst üste koyma,
Şeytana uyma,
Mazluma kıyma,
Ecel gelmeden.
Bilen ile git,
Kesme hiç ümit,
İyi duy ve işit,
Ecel gelmeden.
Tutma eğri yol,
İmân ile dol,
Aç herkese kol,
Ecel gelmeden.
Âlimleri dinle,
Biraz ağla inle,
Aranı aç kinle,
Ecel gelmeden.
Zikir eyle coş,
Doğru yola koş,
Mehmet dağı aş,
Ecel gelmeden.
Devamı iıin tıklayın Yüzlerine Mehmet Balcı Yalancı siyasetçinin
Tükürmeli yüzlerine.
Çalışmayan gurbetçinin
Tükürmeli yüzlerine.
Lisanımı bozanların,
Bize mezar kazanların,
Hain şair ozanların
Tükürmeli yüzlerine.
Rüşvet, faiz alanların,
Devletinden çalanların,
Kötü yolda olanların
Tükürmeli yüzlerine.
Irz düşmanı olanların,
Hak etmeden bulanların,
Çıyanların, yılanların
Tükürmeli yüzlerine.
Yalan yemin edenlerin,
Ayrı gayrı gidenlerin,
Bu milleti güdenlerin
Tükürmeli yüzlerine.
Çalışmadan kim yatarsa,
Namusunu kim satarsa,
Mala kim haram katarsa
Tükürmeli yüzlerine.
Kim yaparsa yüzde bin kâr,
Kim olmazsa millete yâr,
Babam da olsa sahtekâr
Tükürmeli yüzlerine.
Yetim hakkı yiyenlerin,
Maksi etek giyenlerin,
“Halk cahildir” diyenlerin
Tükürmeli yüzlerine.
Ahlâksız, vicdansızların,
Satılmış vatansızların,
Dinsiz ve imânsızların
Tükürmeli yüzlerine.
Karnı hiç doymayanların,
Namusla oynayanların,
Söz verip durmayanların
Tükürmeli yüzlerine.
Yalan haber yazanların,
Halk düşmanı ozanların,
Yazdım diye kızanların
Tükürmeli yüzlerine.
Bana kim ederse nazar
Tükürmeli yüzlerine.
Devamı iıin tıklayın Yollar Ahmet Çelebi Rengârenk çizmişler sağımı solumu
İzliyorum adım adım
Uzatıp elimi dokunamıyorum
Karanlığın insan boyu uzaklığına
Rengârenk çizmişler
Bir yerlerde koşuyorum mesafesiz
Bir yerde duruyorum mekânsız
Bir yerde ben oluyorum
Bir yerde benden uzak kalıyorum
İçimi yalnızlığın kuytusuna sokuyorum
Yollar uzun görünüyor
Başlarken bitişin öksüzlüğünü görüyorum
Sessizliği, yolda sorguluyorum
Gürültüler engebe oluyor, dokunduğum dağ
Yollar uzun görünüyor
Devamı iıin tıklayın Sen Varsın Halis Arlıoğlu Yağan karda yağmurda, hırçın esen rüzgârda
Başı dumanlı dağlarda görünen hep sensin.
Çalan sazda yükselen avazda, duyulanlar hep sensin
Vahdette ve kesrette, alınan her nefeste
Bülbül öten kafeste, duyulanlar hep sensin.
Bulutlarda havalarda, kuşlar gibi yuvalarda
O yemyeşil ovalarda, umutlarda sen varsın.
Uçsuz bucaksız sahralarda, çiçekler açan dağlarda
Dillerden dökülen dualarda hep sen varsın
Güzel sözde bakan gözde, için için yanan özde
Akan yaş da hep sen varsın
Bugünlerde yarınlarda, gözlenen yıllar baharlarda
Ümitlerde hep sen varsın
Dalgalanan denizde, toprağa düşen her izde
İbretle bakan gözde, hikmetle söylenen sözde hep sen varsın.
Dertlilerin dilinde, seni anan gönülde
Asumanda değil her yerde, feryatlarda sen varsın.
Çağlayanın sesinde, hastaların nefesinde
Zalimin tepesinde o müntakim(intikam sahibi) sen varsın.
Yüce dağlar başında, mazlumun gözyaşında
Fakirlerin aşında, zikredilen sen varsın.
Hastanın iniltisinde, bebeklerin sesinde
Kuşların nefesinde hep sen varsın.
Dünyaya her gelen elbet bir gün geçici
Sensin Rahman Rahim le kulları affedici
Hak hukuk sahibi yalnız sen varsın.
Bazıları bu dünyada hemen başlar feryada
Miskinler gelmez yâd a, çaresizliklere çare olan yalnız sen varsın
Dağda sensin, bağda sensin, çölde esen rüzgârdasın
Göklerde ve yerdesin düşünülen her yerdesin
Derman olursun her derde, kalplerde hep sen varsın.
Devamı iıin tıklayın Pınar Başı Osman Akyol Aktım,
kara oldum
Yoldum,
dağ oldum
Şimdi
Başımda duman,
eteğimde
çimen
İçimde
buz gibi pınar
Devamı iıin tıklayın Muradım Mahmut Topbaşlı Kardelenler cehdinde uyanmaktır muradım
Zemheri sıcağına dayanmaktır muradım
Sevdanın otağında hüznün meltemleriyle
Çiçek çiçek renklere boyanmaktır muradım
Yemyeşil baharlara filizler sunabilmek
Toprağın yüreğinde tek yanmaktır muradım
En berrak ırmaklardan Kevser serinliğinde
Yudum yudum içerek ki kanmaktır muradım
Ötelere dörtnala şahlanan küheylanın
Kar beyaz yelesinde taranmaktır muradım
Başka sevda istemem ufkum seccadem olsun
Kün emrine baş eğip yar/anmaktır muradım
Özde kurban olanın boynunu kesmez bıçak
İsmail’in kavlince inanmaktır muradım
Sevginin ölçeğinde sevgilinin gözünde
En hasbi duygularla sınanmaktır muradım
Vuslatın vakti diye gecelerin koynunda
Müjdeye vaslolanı kıskanmaktır muradım
Devamı iıin tıklayın DƏRD İÇİNDƏ GÜLƏN QADIN Eyyub MEMMEDOV Saçlarına düşübdür dən,
Dərd içində gülən qadın.
Qəm süzülür gözlərindən,
Dərd içində gülən qadın.
Qəlbindəkin biləydim kaş,
İç dünyana gələydim kaş,
Azarını böləydim kaş,
Dərd içində gülən qadın.
Necə keçmisən sədləri,
De, çoxmu gördün bədləri?..
Boş gördün hər cür vədləri,
Dərd içində gülən qadın.
Daxilində tufan oldu
Qüssə səndə yaman boldu,
Eşq badən də qəmlə doldu
Dərd içində gülən qadın.
Bir gül idin öz bağında,
Nə tez soldun budağında?
Ümid öldü sol-sağında,
Dərd içində gülən qadın.
Sevgi oldu sənə yalan,
Həyat oldu sənə dalan.
Xoşbəxtliyə yoxdur güman
Dərd içində gülən qadın.
Devamı iıin tıklayın Yalnızlığın Yakınlığına Yergi Mertali Mermer Ölümlülerin civarında talih yüzüme gülmedi
Ölülerin topraklarına da ihanet ettim
Derebeylerin arasında riskli bir arabozucuyum
Benlikler arasında benliksiz kişiyim
Beni çürümüş meyvelerin tadından tanırdı.
Benliğime dünyada bir yalnızlık kaynağı buldum
Epeyden beri dinleneceğim bir ağaç yok bana
Yalnızlık ne demektir?
Benliğimin, kendimin dahi kuytusunda bulunan kendim için
Yaşayacak yer ne kadar yalnız olabilir.
Alnım ak, saçlarımı sola taradım
Hangimizin diyarından gitsem gözlerimdeki
Yalnızlık beni satacak
Yürekli ve şerefli diyeceksiniz
Oysaki yalnız ve hüzünlüyüm
Âlimlerden aldığım usturlap artık işime yaramıyor
Hanutçuların o geniş ve yabancı dilde konuşmalarından bunaldım
Kolumda bana hüküm giydirenlerin hayasızlıklarından yapılan bileklik
Belimde sağır katırın saklı malumatları
Bir yalnızlığı, sipariş verilmiş yalnızlığı bırakıyorum
Elimde görenler ne kadar güzel dediler, her kullanışımda
Marketten satın aldığım fener geceleri yönümü aydınlatacak
Bazen sabahları serserivari taktığım saat gibi
Eşyalarımı da burada bırakıyorum
Hükmüm hâkimler aracılığıyla verilmiş
Bu yaşantıdan ne serin bir koku ne de bir papatya götürmemi
Engelleyen senedi imzaladım
Burada mesaim doldu artık, tutunacak dalım yok
Devamı iıin tıklayın Açtılar Martılar Uçtular Cemal Karsavan Pamuk gibi bembeyaz kanatlarıyla
Çadır kurdular mavilerin orta yerine
Gökyüzünü yırtıyordu martı çığlıkları
Çığlık çığlığa gelip tünediler çatılara
Açtılar. Kanatlarında yaşamın yükü
Yakından her biri iri birer devdi
Yere düşen karga yavrusu değildi
Bir kaç parça tavuk derisi gerisi
Hücum ettiler hep birden gürültüyle
Kimi kısmeti varsa avını alıp uçtu
Kimi teğet geçti pisleyerek araçlara
Havalanıp birer birer süzülerek uçtular
Denizlerde balık tükenmişçesine
Katar katar karaya kanat açtılar.
O çatı bu çatı o deniz bu deniz
Açtılar... Martılar uçtular...
Devamı iıin tıklayın Su Özkan Aydoğan İstanbul'un gece krallığına
Son veren kahpe bulutlar
Bütün gülleri söndüren zulmüne
Sabaha karşı bir yudum su
Mavi rujunu gök maviden alan
Minik göller sazlıkta güvercinler
Saçlarını örüp ufuk çizgisine bakan
İnce dereye bebek ellerine su
Günün fikri su kadar değişken
Dağın öfkesini saklar
Ağaçlar kadar ateşten
Berrak düşünceler kadar su
Bir orman kıyımı kadar dolu yağmuru
Çatılarda çamlar meşeler
Fikir yangınlarında kıyılan ormanların
Sayfalara sunulan yazgısı su
İşte böyledir sular yangını gökte
Gök ateşleri yağıyor yerde
Yüzyıllar ellerimizde
Bir sözde tutuşan gönüllere su
İstanbul yangınında çatılar
Gökleri küçülten bulutlar
Aydan selâm olsun
Gül yangınında tutuşan ellere su
Devamı iıin tıklayın Yıldızlarla Aramda Rıdvan Yıldız Bizim yemeğin tadı hep acı
Ne varsa içinde, bomboş
Ağzı örselenmiş, hatırlanacak çok hüzün
Bulutların üstünde hiç olmadım,
Gülmeyi geç öğrendim, o da vazgeçti benden
Kurumuş bir dalım şimdi
Ne çiçek açar, ne kuş konar
Sustu uçurumu hiçe sayan kavak yelleri.
Gittiğim her yer çok uzak...
Reddettiğim afişler özenle sıralı.
Ayrılığa bahane dilsiz renkler,
Kaydoldum, aramızdan geçen kara kedinin gözlerinde.
Ev soğuk bir akşamla dolu,
Işıklar geceyle
Zambaklar telaş istiyor gölgeleriyle
Tanrının en büyük şehri şimdi silkinir nur topu gibi bir yağmur
Bulutlar sevdaya düşer belki
Unutulmuş ihanetin bayrağıyla
Günahlar besliyorum pişmanlığın koynunda
Şeytan korkusuzca her gün ileri
Yorgunluk bakanlığında mesaideyim
İç işlerime kimse karışamaz
Bildiğim tek dil fotoğraflarda susanların dili
Hayallerden duvarlara
Duvarlardan hayallere
Geçip duruyorum
Karanlık babam gibi
Odam kendi içinde yalnız
Hayallerden duvarlara
Duvarlardan hayallere
Kaçıp duruyorum
Camdan beslenen bir bellek
Yaşamak körelmiş bıçak, faydasız
Kayganlık ve sisler uyuşmuyor
Atı çözülmemiş bir araba, dünden yorgun
Telaşla parantez içlerinden geçiyorum
Yerimi bulamadım kuyularda
Gördüğüm dünya gözyaşının terime karıştığı kadar
Devamı iıin tıklayın Ölülerin Bulunmaz Senfonisi Aykutalp Balkan Yaban ellerde büyüyen bir bebeğin çığlığını
andırıyor bakışlarındaki öfken
Ve bir sarmaşık gibi sarmaya başlıyor geç gelen
hayatın bütün hatalarını
Çehremde oluşan belirsiz duyguların gösterimine
tek parça bekliyor beni
Ruhumun tenha yerlerinde mahsur kalmış ölülerin
bulunmaz senfonisi
Yıkılmaz dediğin duvarlarını birer birer yıkmaya
başladı hayatın kamçısı
Islak zeminin üzerinden uçurumlara düşmeni
bekleyen yakının gibi
Bir başka zamanda görüşmeyi vaat eden dostane
tavırların bulunuyordu
Özlemini dile getiremeyen saatlerin bir türlü
geçmek bilmeyen bilmecesi
Devamı iıin tıklayın Siyara Heybet Akdoğan gün devrildi
kor gibi biten bir ömrün bağrında
el ayak çekildi sinemizden
güneş ve ay gibi
yanıp söndü hayallerimiz
kuşandıkça zamanı
sessiz feryatlar düştü sözümüzün üstüne
her şey yabancı kesilirken bize
sığınmak kırık bir umuttu
vuslatımıza sızan
sürgün hicranlardı siyara
anıların kollarına bırak kendini
hafif bir yel gibi okşasın özlemim seni
sislenmiş hatıralarımızın arasından
bir su damlası gibi sıyrılıp
gözlerinden akacağım
tüm acılarımız
artık kuşların kanadında
sabrımız
gül misali sallanıyor siyara
ödediğimiz her bedel
gökyüzünün rahmeti
müjde meleğinin getirdiği gelinlik
kutlu cefanın hediyesidir
aşkın beyt'ül gazeli
sonsuzluğa
o ebed kurtuluşa
gökkube altında
yana yana
bizi kendine yar kılıyor
gün bugündür siyara
biz kül oldukça
dervişler nefes verecek yangınımıza
Devamı iıin tıklayın Bozkır Selahaddin Yıldız Köy, nahiye, bucak
Türkü, hoyrat, bozlak
Tırpan, çapa ve orak
Bozkırın ortasında kaldı
Odun kıran dedeler
Ekmek açan nineler
Anne sırtında bebeler
Bozkırın ortasında kaldı
Kumrular, güvercinler
Atlar, inekler, eşekler
Baharın açan çiçekler
Bozkırın ortasında kaldı
Kapının önünde kuzular
Çeşmeden taşınan sular
Leğende yıkanan çocuklar
Bozkırın ortasında kaldı
Dört mevsim âhengi
En güzel çalgı çengi
Yeşil, sarı, kahverengi
Bozkırın ortasında kaldı
Mis gibi toprak kokusu
Saf sevgi, kucak dolusu
Yüreklerde Allah korkusu
Bozkırın ortasında kaldı
Devamı iıin tıklayın Ahuzar-ı Yusuf Yusuf Çelikler Hak yolunda yârânım
Dost bağında yoldaşım
Dertleşecek sırdaşım
Bir dalım olsaydı
Ellerimden tutacak
Kalbime dokunacak
Sesimi duyuracak
Sevdalım olsaydı
Hak sancağı tutacak
Zalimi durduracak
Nefsini susturacak
Kardaşım olsaydı
Dost Kapısı bekleyecek
Gönül yolu yürüyecek
Yardan haber verecek
Haldaşım olsaydı
Devamı iıin tıklayın Uyan Deniz Sarıtop Benimle beraber göksular yürüyor.
Güneşin çatal kıvılcımı Nisan,
Mayıs’a mekik dokuyor.
Ölülerin yeraltı uykusu, toprağın her zerresinde
Yeniden yaşam buluyor.
Devamı iıin tıklayın İNSAN TƏK OLANDA AĞRIYIR ANCAQ Ziya Dilsuz Əgər bircə addım yaxınlaşsaydın,
Bütün uzaqları inkâr edərdim.
Eh, dönə bilsəydim ötən illərə,
Bütün səhvlərimi təkrar edərdim.
Xətt çəkə bilmirsən arzularına,
Arzular adamı hey çaşdırırmış.
Allahın adına söz çıxarıblar,
Guya sevənləri qovuşdururmuş.
Sən ki etibarsız birisən, amma
Şikâyət etmədim dönüklüyündən.
Qorxmadın həsrətin ən sərt şəklindən,
Qorxdun ümidimin böyüklüyündən.
Min ağrıkəsici ola, nə xeyri?
İçin səssiz-səssiz dərd daşıyacaq.
Ən kəskin ağrılar belə ağrıtmır,
İnsan tək olanda ağrıyır ancaq.
Devamı iıin tıklayın Usul Usul Emel Akçay Usul usul seviyorum seni,
Gönlümün kızıl yanı,
Bir garip yalan bir garip düşsün şimdi,
Dinlediğim eski bir masal,
Hatırlanmayan bir rüya,
Söylenmemiş şarkım,
Bilmediğim bir yerde,
Bilmediğin bir şekilde,
Usul usul sessizce,
Gönlümün kızıl yanı...
Devamı iıin tıklayın
Your browser does not support the video tag.
ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?
Gelecek sayı konusu (115):
Türk mimarîsi
Merkezi (cami) kaybettiğimiz için şahsiyetimizi kaybettik; şahsiyetimizi kaybettiğimiz için evimizi kaybettik, evimizi kaybettiğimiz için de şehrimizi kaybettik.
Son Eklenen Yorumlardan
Kökümü arıyorum... Mikail Etkiliyeci, düşündürücü ve manevi bir yazı olmuş.Gönlünüzden dökülüp,kaleminize yansıyan manidar bir... Hümeyra hilal Elinize emeğinize sağlık, musikimizin geçirdiği evreleri iyi analiz etmişsiniz.... Ahmet Güney Elinize emeğinize sağlık, musikimizin geçirdiği evreleri iyi analiz etmişsiniz.... Ahmet Güney Elinize emeğinize sağlık, musikimizin geçirdiği evreleri iyi analiz etmişsiniz.... Ahmet Güney
Nüfuz plânlaması diye bir şey tutturmuş gidiyorlar. Ülkedeki kazalar, ihmaller ve terör sebebiyle ölenler hiç hesaba katılmıyor. İnsanımızda bu ibret almamak, hükümetlerimizde bu beceriksizlik olduğu sürece bırakın planlamayı, nüfusu teşvik etmeleri gerekmez mi? Yoksa bunca ölüme karşı bu tedbirsizlik, nüfuz planlamacılarının işi mi? Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Uyan Sen Varsın Musikide Asalet Su Biz Kimiz?
Biz Kimiz? Musikide Asalet KÖKÜMÜ ARIYORUM “QARANLIĞI” YAZANIN GECƏSİ... Devletin Yapmadığını, Yapamadığını
Ali Erdal - Devletin Yapmadığını... Kadir Bayrak - Türk Kimliği Sinan Ayhan - Oluşmuş ve Oluşmamış... Sinan Ayhan - Kalem, O Kalemdir Necip Fazıl Kısakürek - Kıraat Kitabı Necip Fazıl Kısakürek - Mecmua Yağmuru Bedran Yoldaş - Hatıra Defteri Ekrem Yılmaz - Türk Kimliği Ekrem Yılmaz - Lisan-ı Hâl Dergi Editörü - Fikrin Değerini Bile... Site Editörü - Yaz Dostum Mehmet Hasret - Yaşayan Yemek Necdet Uçak - Şifa ve Vefa Arama Necdet Uçak - Sıla Özlemi Necdet Uçak - Geçer Altan Atan - Yakarsa Dünyayı... Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler Kardelen Dergisi - Çıkış Beyannamemiz M. Nihat Malkoç - Günümüzde Dergicilik... Nihat Kaçoğlu - Anneannemin Saçları Mehmet Balcı - Ecel (Ölüm) Gelmeden Mehmet Balcı - Yüzlerine Ahmet Çelebi - Yollar Halis Arlıoğlu - Musikide Asalet Halis Arlıoğlu - Sen Varsın Osman Akyol - Pınar Başı Kürsü Kainatın Efendisi - Hususilik Murat Yaramaz - Sükût Murat Yaramaz - Sülük Mahmut Topbaşlı - Muradım Eyyub MEMMEDOV - DƏRD İÇİNDƏ... Mertali Mermer - Yalnızlığın Yakınlığ... Cemal Karsavan - Açtılar Martılar Uçt... İlkay Coşkun - Fikir Alıp Fikir Sat... Turgut Yıldızan - Kültür Savaşçılarımı... Vildan Poyraz Coşkun - Gölge Etme Başka İhs... Tuba Kanlıkama - Biz Kimiz? Özkan Aydoğan - Su Rıdvan Yıldız - Yıldızlarla Aramda İlknur Eskioğlu - Allah (C.C.) Her Zam... Aykutalp Balkan - Ölülerin Bulunmaz Se... Heybet Akdoğan - Siyara Selahaddin Yıldız - Bozkır Yusuf Çelikler - Ahuzar-ı Yusuf Deniz Sarıtop - Uyan Habil Yaşar - “QARANLIĞI” YAZANIN ... Halit Yıldırım - Dergicilik Zor İş Ve... Ziya Dilsuz - İNSAN TƏK OLAND... Emel Akçay - Usul Usul
23 Mart 2005 tarihinden beri
Ziyaretçi Sayısı Toplam : 11175148 Bugün : 3241
Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 573245 Bugün : 29
Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 34
114. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 14
Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 12
Son Güncellenme: 11 Kasım 2022