|
Bizim asıl ihtiyacımız ne petrole, ne dövize, ne şuna, ne buna... Yani bizim asıl ihtiyacımız, maddeye değil.
Bizim ihtiyacımız, sorumluluk ahlâkının kazanılmasına ve bunun istisnasız bütün fertlere benimsetilmesine, kazandırılmasına, sevdirilmesine... Bu ahlâkın, her müessesenin temel prensibi yapılmasına... Daha doğrusu asıl ihtiyacımız, bunu mümkün kılacak imana...
Batılıların çevirdiği bir filmi hatırlıyorum... Bir çocuk köprüden düşüp ölüyor; ilk suçlu olarak, köprünün kenarına, gelen geçenin düşmemesi için korkuluk yapmayan ustayı mahkemeye getiriyorlar. O, "Ben köprüyü bana verilen plâna göre yaptım, plânda korkuluk yoktu" diyor. Plânı çizeni getiriyorlar. O da, "Bu işe ayrılan paraya göre böyle çizmek gerekti" mazeretine sığınıyor. Arkasından diğer sorumlular, başta vali olmak üzere resmî zevat, belediye başkanı, şu, bu derken bunların öğretmenlerine kadar uzanıyor. Ve ana - babaların sorumluluğu söz konusu oluyor... Bir de bakıyorsunuz, bütün şehir halkı hâkim huzuruna çıkarılmış. Niçin, korkuluksuz köprünün tehlikesine işaret etmediniz? Köprünün yapıldığından haberi olmayanlar, hattâ üzerinden hiç geçmemişler bile... Sorumluluk ahlâkının ehemmiyetini ifade etmeliydiniz...
Şimdi... Bir insanın değil, hayvanın bile düşüşünden kendisini mesul tutan ve "köprüden düşen topal keçinin hesabını benden sorarlar" diye taşıdığı sorumluluktan dolayı tir tir titreyen Kahraman'a (ra) gel de hayran olma!..
Her şeyin hesabı sorulur bir gün; amma er, amma geç... Karacaoğlan'ın dediği gibi "İğneden ipliğe sorulur bir gün"...
Senesi dolmadan iskambil kâğıtları gibi devrilip savrulan apartmanları yapanlara hesap sorulmayacak mı? Kapanmayan çukurlara düşüp ölen çocuğun hesabı sorulmayacak mı? Şişirme işlerin, yamama yolların hesabı sorulmayacak mı? Bugün değilse yarın, sorumsuzların hesap vermeyeceklerini düşünebilir miyiz; gönlümüz buna razı olabilir mi? »Devamı |
|
 |
Dünyayı İmar Necip Fazıl |
Dünyayı imar, hakikatte, dünyayı gaye sananların değil, vasıta kabul edenlerin, yani bizim dâvâmızın, İslâm inkılâbının hak ve vazifesidir.
Zira dünyayı gaye kabul edenler ve ötesine inanmayanlarca, hiçbir görüş tarzı, fanîliği ve mahdutluğu açık olan bu dünyada bir eser bırakmak ve arkadan geleceklere bir mânâ ve madde donatımı terk etmek cehdini besleyemez.
|
|
|
 |
Yeniden Soruyoruz: Bir Dergi Ne İşe Yarar?
Dergi Editörü
|
"Bir dergi ne işe yarar?" başlığıyla kaleme aldığımız 111. sayımızın sohbetinde şu ifadelere yer vermişiz:
"... Hâk bir iman ve doğru bir fikir üzerindeki bir dergi çok işe yarar. Bir dergi, milletinin, kanayan beyni, duyan kulağı, gören gözü, hisseden kalbi olur. Milleti adına tefekkür eder, geçmişin muhasebesini yapar, geleceğin hedeflerini ortaya koyar. Milletinin rotasını çizer, ona yön tayin eder. Kısa vadeli, günlük, küçük menfaatleri peşinde koşanlar bu sebeple dergiyi, dergiciliği anlamaz, anlayamaz."
|
|
|
 |
Asıl Kahramanlık Âfet Öncesi Yapılacaklardır
Site Editörü
|
İnsanın hayat safhaları genelde bebeklik, çocukluk, gençlik, olgunluk ve yaşlılık olarak belirtilir. Kişinin kemale ermesi için kırklı yaşlar işaret edilir. Efendimiz'e de ilk nüzul kırk yaşında (kamerî ay takvimine göre) gelmişti. Vakitlerden de ikindi vaktinin olgunluk vakti olduğunu söyler büyükler.
Kişinin olgunlaşmasını sağlayan, hem zaman içinde kazandığı tecrübeler hem de aklını kullanmadaki ilerleme ile olayları daha doğru değerlendirmesidir.
|
|
|
 |
Sağlam Zemin
Yahya Daban
|
Zemin güçlendirmesi yaparak ovalara, alüvyon zeminlere bina yapılabilir mi?
İnşaat tekniği açısından yapılır.
Ama
1-Yerin altında yaklaşık 7-8m kalınlığında bir beton kütle oluşturuyorsun.
2-Ekosisteme zarar veriyorsun.
3-Yeraltı sularına zarar veriyorsun.
4-Yağmur ve kar sularının yeraltı sularını beslemesini engelliyor, sel riskini arttı...
|
|
 |
Gelecek Sayı Konusu
Kardelen Dergisi
|
Gelecek sayı (117) konusu, 15.05.2023 tarihinde sitemizden (kardelendergisi.com) ilân edilecek.
Eserler, 05-18.06.2023 tarihleri arasında, “Kardelen’de yayınlanması talebiyle” Word dosyası olarak (kardelen@kardelendergisi.com) adresine gönderilmeli.
|
|
 |
Umudumun Gonca Gülle...
İrfan Aydın
|
Aydınlık ve ferah yarınlara olan umudumuzun gonca gülleri, göz bebeklerimiz… Kelimenin sırtına yüklenebileceği tüm mânâsıyla umudumuzsunuz. Sevgiyi, dostluğu, hiçbir zaman hak yememeyi, her koşulda doğruyu söylemeyi sizler önemseyip uygulayacaksınız ve toplumun her kesimine yayacaksınız. Umudum yalnızca sizdedir canlar…
|
|
 |
Üretememek
Kadir Bayrak
|
6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremlerde elli binin üzerinde vatandaşımız hayatını kaybetti. Yüz binin üzerinde vatandaşımız yaralandı. Vefat eden kardeşlerimize Allahtan rahmet, milletimize sabır diliyorum.
Depremler esnasında on binlerce bina yıkıldı. Sonrasında yapılan incelemelerde yüz binlerle ifade edilen sayıda binanın da yıkılması gerektiği tespit edildi. Bir binada onlarca bağımsız bölüm olduğu dikkate alındığında ortaya çıkan rakamın büyüklüğü daha iyi anlaşılır.
|
|
 |
Âyet Gâyet Açık
İlknur Eskioğlu
|
(19. Mektup, 07.01.2023)
“İlim elinde çıra
Yak da Mevlâ’yı ara
Bilmek olmak değildir
Olmaya bak olmaya!”
Yunus Emre
Duâma vesile olan babam…
Söz konusu sen olunca; cevizin kabuğundan öteye geçemediğim veya kabuğunu kırsam...
|
|
 |
Sarsıntı
Emine Öztürk
|
O günleri hiç unutamıyorum. Halam aynı zamanda dayımın karısıydı, iki kardeş iki kardeşle evlenmişti. Değişik yapmak derler bizim buralarda buna. Biz üç yetim çocuğu sevgisiyle, merhametiyle, ilgi alakasıyla, elinden ne geliyorsa işte sarıp sarmalayan yedi kardeşten en büyüğü olan dayım ve dört kardeşten birisi olan halamdan başka kimsemiz yoktu diyebilirim. Hâlbuki köyün yarısı akrabamızdı ama kimi zaman arkamızdan kimi zaman da aleni kuyumuzu kazmışlardı. O zamanlar ben daha on yaşında bir çocuktum. Bildiğim tek şey babam öldükten sonra kimsesizdik artık. Büyüyünce anlamıştım...
|
|