Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     202 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Göbeklitepe’de Hz. İbrahim silueti
Hasan Tülüceoğlu

  Sayı: 124 -

Bilimsellik adına batının bir öğretisi olarak hepimize daha ilkokulda iken fenbilgisi kitaplarında insanın başlangıçta ilkel olduğu, konuşamadığı, birbirleriyle işaretle anlaştığı, giysilerinin olmadığı, mağaralarda ve ağaç kovuklarında yaşadığı, uzun bir süreç sonrası tedrici tekamülle insanın yavaş yavaş ilkellikten çıktığı okutuldu; okutuluyor da. Batı bilimi insanlığın eski taş devri, (paleolitik çağ) cilalı taş devri (neolitik çağ) gibi süreçler yaşadığını söyler. Diğer ifadeyle avcı-toplayıcılık, göçebelikten yerleşik tarıma geçtiklerini öngörür. Avcı-toplayıcılıkta insanların bilgileri de akılları da kıttır.

Göbeklitepe’yi, bilim dünyasının yarı ilkel insan olarak öngördüğü avcı-toplayıcılıktan yerleşik tarım toplumuna geçiş aşamasında insanların inşaa ettiğini yine bilim dünyası bilimsel buluntularla açıklıyor. Bu, batı bilim dünyasının öngürülerini temelden sarsacak büyük ve gerçek tarihi veri. 

Oysa Kur’ân-ı Kerîm’de ilk insan Adem’in akıllı, gören, duyan, düşünen, konuşan ve öğrenen olarak yaratıldığı anlatılır.

Gerçek şu ki biz insanı çamurdan, süzülmüş bir özden yarattık.(Mü’minûn sûresi12. âyet)

“Hani Rabbin meleklere demişti ki: “Ben çamurdan bir insan yaratacağım. (Sâd sûresi 71.âyet)

“Allah, Âdem’e bütün varlıkların isimlerini öğretti. Sonra onları meleklere göstererek, “Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi bana bunların isimlerini bildirin” dedi.(Bakara sûresi 31.âyet)

Melekler, 'Seni bütün eksikliklerden uzak tutarız. Senin bize öğrettiklerinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur. Şüphesiz her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetle yapan sensin” dediler.(Bakara sûresi 32.âyet)

Allah, şöyle dedi: “Ey Âdem! Onlara bunların isimlerini söyle.” Âdem, meleklere onların isimlerini bildirince Allah, “Size, göklerin ve yerin gaybını şüphesiz ki ben bilirim, yine açığa vurduklarınızı da, gizli tuttuklarınızı da ben bilirim demedim mi?” dedi.(Bakara sûresi 33.âyet)

Bu âyetlerde ifade edildiği üzere insan akıllı, gören, duyan, düşünen, konuşan ve öğrenen olarak yaratılmıştır. Ve bu yaratılan insan daha tarihinin başlangıcına yakın Göbeklitepe gibi modern insanı şaşkınlığa bırakan yapıları inşa etmiştir.

Göbeklitepe’deki modern insanın anlamakta güçlük çektiği bu yapının bir tapınak olduğu kesindir. İnsanlar yaratılıştan kısa süre sonra öngörünün aksine ilkelliği yaşamak yerine kendi yaratıcılarını unutup kendi uydurdukları ve adlarına anıtlar diktikleri putlar inşaa etmişlerdir. Bir anlamda inançta cehalet ve ilkellik yaşamışlardır.

Şanlıurfa’daki bu yapıları gördüğümde doğal olarak hatırıma gelen olgu Hz. İbrahim ve onun putları kırmasıydı. Hz. İbrahim, diğer dinler, yazılı ve sözlü aktarımın öngördüğü insanlık tarihinin başlangıcına yakın peygamberlerdendir. Hattâ Kur’ân’da Hz İbrahim’in Tevrat ve İncil’den çok önce gönderildiği ifade edilir. “Ey Ehl-i kitap! İbrâhim hakkında niçin tartışırsınız? Oysa Tevrat da İncil de kesinlikle ondan sonra indirildi. Hiç düşünmüyor musunuz?(Âl-i İmrân sûresi 65.âyet)

Yerin Şanlıurfa’da olması, Hz. İbrahim ve ateşe atılmasıyla ilgili güçlü anlatılar dikkate alındığında Göbeklitepe’ye Hz. İbrahim silüeti düşer. Hz. İbrahim bu tapınağın yapılmasından belki de bir zaman sonrasında inançta ilkelliğe düşen devamı topluma peygamber olarak gönderilmişti. Öncelikle babasına şöyle diyecekti: “Hani İbrahim, babası Âzer’e, “Sen putları ilâh mı ediniyorsun? Şüphesiz, ben seni de, kavmini de apaçık bir sapıklık içinde görüyorum” (En’âm sûresi 74. âyet).  Âyette geçen (اَصْنَامًا) ‘esnamen’ putlar demektir ki bir arada bulunan birçok putları çağrışım yapıyor. Kelimenin tekili ‘saneme’ tapınılan heykel, put demektir. Göbeklitepe’de dairesel olarak yapılmış grup putları bütün olarak hatırlatıyor adeta bu ‘esnamen’ ifadesi.

Yine Hz. İbrahim, bir diğer âyette bu defa hem kavmine hem babasına “O, babasına ve kavmine: Şu karşısına geçip tapmakta olduğunuz heykeller de ne oluyor? demişti.(Enbiyâ sûresi 52. âyet) Bu âyette esnamen yerine (التَّمَاث۪يلُ) ettemasilu ifadesi kullanılır. Bu kelime de genel mânâsıyla putlar, heykeller, tasvirler, sûretler, şekiller, timsallar anlamındadır. Ancak ifadenin kelime anlamı, birbirine benzemek, eşit olmak, benzeşmek mânâsındadır. Bir diğer kelime anlamı dikilmek, ayağa kalkmak, birbirine denk durmaktır. Hz. İbrahim’in, birbirine benzer, birbirinin dengi, birbirine karşılık ayakta duran “temasülü” ifadesi Göbeklitepe’deki bu put yapılarını birebir ifade ediyor.

Âyetin devamında putlar için kullanılan (عَاكِفُونَ) âkifûn, bir şeye saygıyla yönelip ona bağlanmak anlamındadır. Putların önünde belirli ritüellerle durup onlara tapınmaktır.

 (التَّمَاث۪يلُ) ‘Ettemasilu’ ile (عَاكِفُونَ) ‘akifun’ ifadeleri Göbeklitepe’deki bu yapıları hatıra getiriyor. Hz İbrahim’in âyetteki bu ifadesi Göbeklitepe’deki bu heykelleri adeta tasvir ediyor.

Hanif olan, gerçek ve tek olan Allah’a inanan Hz. İbrahim, tek başına, babası dahil inançta yanlış yola girmiş toplumuna tek yaratıcının, tek otoritenin Allah olduğunu cesaretle anlatmış, adeta haykırmıştır.

Bu yapıları gördüğümde, burada, Hz. İbrahim’in, babası ve toplumunu Allah’ı bırakıp elleriyle yaptıkları bu devasa yapıya tapınma yanlışından döndürme gayretini hayal edip yaşadım.

Putları (ettemasilu) kırarak, tek başına, inançta ilkelliğe düşerek gerçek yaratıcıyı örten, gizleyen bu topluma bir ve tek olan Allah’ı akıllarına vurarak anlatmıştır Hz. İbrahim.

“Bunu ilâhlarımıza sen mi yaptın, ey İbrâhim?” diye sordular.(Enbiya sûresi 62. âyet)

“İbrâhim, “Hayır” dedi, “Bu işi şu büyükleri yapmıştır. Konuşabiliyorlarsa onlara sorun!” (Enbiya sûresi 63. âyet)

“Sonra kendi kendilerine dönüp, “Asıl haktan ayrılanlar sizlersiniz!” dediler.(Enbiya sûresi 64. âyet)

“Sonra yine başlarını öne eğerek “Bunların konuşamayacağını pekâlâ biliyorsun” dediler.(Enbiya sûresi 65. âyet)

İbrâhim, “öyleyse Allah’ı bırakıp da size ne fayda ne de zarar veremeyen şeylere mi tapıyorsunuz? Size de Allah’ı bırakıp taptığınız bu şeylere de yuf olsun! Siz aklınızı kullanmaz mısınız?” dedi.(Enbiya sûresi 66-67. âyetler)


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Göbeklitepe’de Hz. İbrahi... - Sayı 124
İslâmcıların kültürelsizl... - Sayı 89
Batılılaşmada mündemiç di... - Sayı 88
Babel'de doğuya bakış... - Sayı 87
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (126):
Vekâlet Savaşları...

Son Eklenen Yorumlardan
 test"... test

 Elinize sağlık.Okuyup anlayanı, ibret alanı çok olsun, inşallah.Çok selâm ve hürmetlerimle...Sağlık ... Naci Eroğlu

 Elinize sağlık. Okuyup anlayanı çok olsun inşallah.Allah, milletimizi bu ve benzeri belalardan ebed... Naci Eroğlu

 Gülizar annenin mekanı cennet olsun inşaallah. Ufukta kavuşmak ta var. Metanet ve sabır dilerim. Ka... AYHAN ASLAN

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun


Batı; kaybettiği noktanın idrâkinde ve kazanacağı noktanın gafili olduğunu -yalnız kendine- ihtar ederek bugünkü buhranını yaşıyor. Biz; tüm taklitçiliğimize rağmen hem birincisinin, hem ikincisinin gafletindeyiz.
Eğer batı gibi kaybettiğimiz noktanın idrakinde olabilseydik, elimizden kaçırdığımız bunca zamandan ötürü eyvahlar eder; kazanacağımız noktanın gafletinden de sıyrılabilirdik…
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Temmuzda yaşamak zemheriyi
Çocuk, sevginin ürünü...
Annesi gül koklasa ağzı gül kokan çocuk
Filistindeki çocuklar
Çocuklar bizim geleceğimiz (mi)?
CHP’nin bu millete yaptığı zulümler Cell
Bin Karınca Duası


Ali Erdal - Büyük depremin öncül...
Ali Erdal - Yolculuk
Kadir Bayrak - Çocuk toprak gibidir
Necip Fazıl Kısakürek - Necip Fazıl’dan çocu...
Ekrem Yılmaz - İçimizdeki çocuk ölm...
Ekrem Yılmaz - Çocuk
Ekrem Yılmaz - Sınırlar ötesinde
Dergi Editörü - Annesi gül koklasa a...
Site Editörü - Çocuklar bizim gelec...
Necdet Uçak - Ahlâk bozuldu
Necdet Uçak - Ali ile Barbaros
Kardelen Dergisi - Kardelen’den haberle...
Kardelen Dergisi - Hâlâ ve her şeye rağ...
M. Nihat Malkoç - Filistindeki çocukla...
M. Nihat Malkoç - Çocuk olmak
Hızır İrfan Önder - Gurbetin ocağı harlı...
Zaimoğlu - Vasıtasız erdirici
Halit Özdüzen - Yozlaşan toplumlar
Mehmet Balcı - Yardımseverlik
Mehmet Balcı - Sitem
Ahmet Çelebi - Anladım
Kubilay Ertekin - Senirkent Faciası ha...
Halis Arlıoğlu - CHP’nin bu millete y...
Ahmet Değirmenci - Yangından artakalan
Ahmet Değirmenci - Özür
Ahmet Değirmenci - Otuz yıl
Murat Yaramaz - Özür
Murat Yaramaz - Kirli
Gözlemci - Hadiselere bakış
Cahit Ay - Muhasebe
Cahit Ay - Anlaşma teklifi
Cemal Karsavan - Ve çamaşır ipinde sa...
Heybet Akdoğan - Sekülerizm ve İslâm
Osman Akçay - Çocuklar oynasın
Bekir Oğuzbaşaran - Nev gazel
Yaşar Akyay - Çocuk, sevginin ürün...
İbrahim Durmaz - Çocuk ve kuş
İbrahim Durmaz - Çocuğum
Saltuk Buğra Bıçak - Temmuzda yaşamak zem...
Mustafa Kozlu - Gül kokusu
Esra Çakan - Zaman diriyken kıyme...
Uğur Utkan - Satuk Buğra Han efsa...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15950086
 Bugün : 1896
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 671548
 Bugün : 106
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 460
 125. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim