Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4222 kez okundu.     2 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Tohumdan somuna ekmeğin hikâyesi
M. Nihat Malkoç

  Sayı: 78 - Ekim / Aralık 2013

Türkiye, aslında kendi kendine yeten az sayıdaki ülkeden biridir. Yeter ki kaynaklarımızı israf etmeden yerli yerinde kullanalım. Unutmamalıyız ki eldeki hiçbir kaynak sınırsız değildir. Kaynaklarımızı yerli yerinde kullanmazsak bir gün sıkıntı çekeriz.

Ölçüsüzce kullandığımız nimetlerin başında, sofralarımızın baş tacı olan ekmek gelmektedir. Oysa bir ekmeğin tarladan sofraya yolculuğunu şöyle bir hayal edersek uzun aşamalardan geçerek sofralarımıza ulaştığını görürüz. Çiftçi tohumu tarlaya atar; çimlenip büyümesi için sürekli onunla ilgilenir. Hasattan sonra başaklar dövülür, taneler ambarlara doldurulur. Daha sonra değirmenlerde öğütülür. Un haline gelen buğday, fırınlarda işlenir, hamur haline getirilir. Daha sonra sımsıcak ekmek olarak soframızdaki yerini alır. Ekmeğin hammaddesi olan buğday, tarladan sofraya gelene kadar birçok insanının elinden geçer.

Ekmek deyip de geçmemek lâzım. Ekmek en mübarek nimetlerin başında gelir.  Eskilerimiz bir ekmek kırıntısının yere düştüğünü görse onu yerden alır, öpüp başına götürürdü. Millet olarak ekmeği kutsal sayarız, çok kere de ekmeğin üzerine yemin ederiz.

Ekmek, hayatımızı çepeçevre kuşatmıştır. Onun olmadığı bir dünya düşünülemez. Ekmekle ilgili bir çok deyim ve atasözümüz vardır. Bir insanın meslek sahibi olup kendi kendine yetmesine “ekmeğini eline almak” veya “ekmeğini kazanmak” deriz. En güç işleri yapıp geçimini sağlamaya “ekmeğini taştan çıkarmak” deriz.

Ekmek hayatın olmazsa olmazıdır. Hayatımızda bu kadar önemli olan ekmek; şiirlere, hikâyelere ve romanlara da konu olmuştur. Şair sevdiğine ne kadar çok değer verdiğini anlatmak için ona “su gibi azizsin, ekmek kadar mübareksin” demiştir. Atalarımız 'Ekmekle oynayanın ekmeğiyle oynanır' diyerek ekmeğe verdikleri önemi göstermişlerdir.

Geçmişte bir parça ekmek uğruna  ne masum bedenler toprağa girdi, günümüzde de girmeye devam ediyor. Artık bu olaya dur deme vakti gelmedi mi? Ekmek israfını önlemek zor bir iş değildir. İhtiyacımız kadar ekmek alalım, bayatlamasına izin vermeyelim. Günümüzde Afrika'da binlerce çocuk bir somun ekmek bulamadığı için aç ve perişan haldedir. Ekmek israfını önleyerek onların açlığını giderebiliriz. Ekmeklerimizi çöpe atmayalım,  paylaşalım. Ekmeği yiyeceğimiz kadar alırsak çöpe atmak zorunda kalmayız.

Dünyada her insanın kaderi farklı farklıdır. Bir kısım insanlar bolluk içinde yaşarken bir kısım insanın da yiyecek ekmeği olmaz.  İnsanların önemli bir kısmı bizim israf ettiğimiz ekmeklere muhtaçtır. Bu gerçekleri görmezlikten gelerek yaşamak mümkün müdür? İsraf ettiğiniz ekmekleri bir fakire verseydiniz o da, siz de inanın çok mutlu olurdunuz. O insanın mutlu olma sebebi karnını doyurmak,  sizinkisi bir düşküne yardım etmek ve israf edilecek ekmeğin günahından kurtulmaktır. Dünyada fakiri mutlu etmek kadar güzel bir şey var mıdır?

Unutulmamalıdır ki israf edilen her bir somun ekmek, aç insanların yüreğini yaralar. Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından yapılan bir araştırmada, ülkemizde günde 6 milyon, yılda 2.1 milyar ekmeğin israf edildiği sonucu ortaya çıkmıştır. Bu korkunç bir rakamdır. Konuyla ilgili araştırmacılar, ülkemizde bir yıl içerisinde israf edilen ekmekle 500 okul yapılabileceğini söylemektedir. Türkiye'deki senelik ekmek israfı fakirleri üç yıl doyurur; peki durum bu iken neden bu olaya göz yumuyoruz ey insanlar!... Neden?...

Tok insanlar açlığı yaşamadıkları için bu durum onlara hikâye gibi gelir. Halkımız bunu anlatmak için 'Tok açın halinden anlamaz' özlü sözünü kullanmışlardır. Ekmek sofralarımızın baş tacıdır, onun olmadığı bir sofra düşünülemez. Ekmek açlığımızın tek ilâcıdır. Halkımız ekmek israfını önlemek için kuru ekmeklerini değişik şekillerde değerlendirmişlerdir. Bunlardan en önemlisi ekmek tatlısıdır. Bayatlayan ekmeklerin şerbetli su içerisinde bekletilmesiyle yapılır. Böylece ekmekler ziyan olmaz, sofra da farklı bir lezzet kazanır.

İsraf İslâm dininin de şiddetle yasakladığı kötü bir davranıştır. Yüce kitabımız Kur'ân-ı Kerîm'de “Yiyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü O (Allah), israf edenleri sevmez (Araf Suresi 31. Ayet) buyruluyor. Bir Müslüman olarak bu buyruğa kulak vermemiz gerekir.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : melike    05.03.2014
Yorum : ekmekleri ısraf etmeyin lütfen kaç milyon insan ölüyo




Ekleyen : yavuz    08.11.2013
Yorum : İsraf buyurduğunuz gibi haramdır. Irmak kenarında abdest alırken suyu israf etmeyiniz diyen bir Peygamberin ümmeti bu konuda çok dikkatli olmalı. Allah'ın sevmemesi ne kadar büyük bir uyarı!





 
Gazze günlüğü... - Sayı 119
Soykırım, Antisemitizm ve... - Sayı 119
Herkes tarafından sevil(m... - Sayı 118
Penceresiz kalanlara... - Sayı 118
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


Sonsuz karanlıklarıma gömülüşümü anlamayıp bilmeden kendi karanlıklarına denk sayanlar tarihin karanlığında boğulmaya mahkûmdurlar.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Kasem olsun!
Bir tufanın ardından: Filistin
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Deniz kabarıyor
Gazze günlüğü
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş
Fatih Sultan Mehmet (4)


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13170453
 Bugün : 4461
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 605353
 Bugün : 394
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 398
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim