Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3580 kez okundu.     2 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Tanım: Her Şey Dansa Dahil Her Şey Dansa Dair
Mehmet Hasret

  Sayı: 79 - Ocak / Mart 2014

Çok alıştık; bir şeyi cephelerle, kıyaslarla, sıfatlarla görmeye, onu illa kelimeye dökmeye; çok alıştık tanımlar içinde, tanımlamalar üzerinden tanımama, tanınmama usulleri geliştirmeye…

Üst kimlikler-alt kimlikler; belki sosyoloji tarzı kategorik gözlerin yaptığı söz ihanetleri bunlar; olanı bıçaklamak gibi; felsefe bile, Kant’ın ağzından “olduğu gibi olan şey”, “kendinde olan şey” diye içrek evrenler söylemiş; kelimenin bileştirmediğini bir üst telkinle yapmaya çalışmış; bu paragraflarda değil o telkin, olsa olsa, her şeyden öte “burada olmayan” diye “öz”lenen şeyde…

Bu başına buyruk tanımların, hallerin, düzenlerin; hepsinin üzerini çiziyorum…

Hiç sebebi yokken bir filmden kesitler, bazı olaylar anlatacağım; bir “Uzak-doğu” hikâyesi, çünkü bir film ister kötü, ister iyi olsun bir şey anlatırken en rahatı ondaki anlamları bir kurguyla başka bir anlama dönüştürmektir, körlemesine kendi bulacaklarındansa, sohbet içinde işlenmiş bir cevher olarak buldukların daha iyi, bu aynı zamanda bir örnekleme de sağlar sana…

Dans etmeyi çok seven, ama bulunduğu toplum gereği sanat ve müzikle, bu tür performansla uğraşanlar, eğer kadınlarsa; bir nevi cariye olmak zorundalar; bulundukları toplumda keskin çizgilerle sınıf ayrımı var çünkü, toplum tabakaları, soylular, bürokratlar, halk tabakaları gibi… Soylular da bu tür sanatlarla ilgileniyor, ama bunların hepsi erkek ve devlet adına üst düzey danışmanlar… Benim anlatacağım kısım, filmin sonuna doğru bir kesit…

Filmin başrolündeki kız, ona verilen görev icabı; yani dansçıların amiri olabilmek için, bir yarışmaya katılmak zorunda… Yarışmanın ondan mesele edinmesini istediği şey,  “en iyi dans nasıl olur”, sorusuna cevap bulması; bu sebeple kendi dansını icat etmesi şart, ancak öyle sahne alabilecek ve yönetici olabilecek… O da bunun üzerine içinden geçiriyor; “eğer bir dans icat edeceksem, bu tabaka gözetmeden herkesi etkilemeli, sadece soyluları değil” ve sonuçta halka açık pazara gitmeye karar veriyor, pazarın ortasına büyük bir hasır seriyor ve başlıyor dans etmeye, içinde tanıma dayalı bir tasarı olmadan, bütün halkın ağzı açık, herkes hayranlıkla seyrediyorlar onu…

Derken bir bilge geliyor; şöyle bir bakıyor sahneye ve kızdığını belli ediyor, sonra kıza sözlerini duyuruyor “ülkenin en iyi dans eden sanatçısı buradaymış diye geldik, ama gelin görün ki  burada olan kişi, sadece, ülkenin en iyi cariyesiymiş” bu sözler anında çarpıyor kızı ve kız, bu hakaret yüzünden dans etmeyi kesmek zorunda kalıyor, bilgenin peşinden yola, ona yetişebildiği her yerde, “söyledikleriyle o, ne demek istedi” sorusunu soruyor; bilge cevap vermiyor, peşinden koşturuyor kızı, kız ise hikmeti keşfetmek üzere ısrara devamda…

Bilge ve çevresindekiler, kamelya gibi bir yerde oturuyor; kız ayrılmak zorunda olduğu için gidiyor ve öğrencileriyle baş başa kalıyor bilge… Ve öğrencilerden biri soruyor “efendim dansı, kötü müydü”… Bilgenin cevabı ilginç; “yoo, aksine çok güzeldi, her şeyi doğru yaptı, güzel icra etti dansını”… “Peki yanlışı neydi”… “Yanlış olan, öyle bir sanatçının kalbinin yanlış bir yerde, yanlış şeyler için atmasıydı”…

Daha sonra kız, günlerce pazarda dans etti, makyaj yapmadı, cilve yapmadı, sadece dans etti…

Sonra yarışma günü geldi çattı; rakibi, ondan önce, belli tanımlar içinde gelenekten gelen bazı özgün dansları sentezleyerek bir icra yaptı…

Az sonra, bizim kıza geldi sıra, o elinde bir tanım olmadığı için sadece dans edeceğini söyledi “dans değerlendirme kurulu”na, kuruldakiler köpürdü tabi, geleneğe karşı geldiği için, ama yarışmanın başkanı, jüriye tanım sunmadan dans icrasına izin verdi… O da dans etmeye başladı, ilk başta herkes kızgınlıkla bakıyordu kıza, üstelik kız dansını icra ederken bir müzik de eşlik etmiyordu ona; ama kız, kalbinden ne geçiyorsa onları dans figürlerine dökmeye başladı, seyredenlerin hepsinde bir ritim duygusu olduğu için, ister istemez onlarda da bir kıpırdanma başladı, derken müzisyenler girdi araya, yaptığı dansa uygun müziği hemen orada icra etmeye başladılar müzisyenler, her şey kendiliğinden oldu ve dansın sonunda başta en iddialı rakibi olmak üzere, herkes alkışladı onu…

Sonuçta belki onu, başlarına geçirmediler, ona bir sınıf atlatmadılar; ama ülke içinde istediği şekilde dans etmesi için izin verdiler…

O da çiftçilerle beraber yaşamayı tercih etti, onlarla birlikte tarla sürdü, çapa yaptı, ekinle uğraştı; günlük ihtiyaçları için çalıştı; ama gün içinde çiftçilerde de zaten, eğlence ve dinlenmek için hep beraber dans etme alışkanlığı vardı; nitekim filmin son sahnesinde, filme göre öğle arası gibi, bir boşlukta; tenekelere, tahtalara vurarak bir müzik çıkardılar, toprağın ve güneşin kanat takmış neşesiyle kuş dilinde şarkı söyleyip; dans ettiler, dans ettiler, dans ettiler…

Yani diyeceğim, kalbimizin yerini bulduracak olan tanımlar değil; dans etmek varken, tanım denen kapana ne gerek… Dansı konuşturan “hezarfen gövde”yiz biz; harf ve kelime üzerimizde eriyip gitmiştir bizim…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : mehmet hasret    13.05.2014
Yorum : Görüntü ve hareket aslında bir dil, harfleri renk, şekil, tablo, vücud, hareket olan bir dil; dolayısıyla o dili çözmek, o cümbüşe katılmak hayatın içinde...




Ekleyen : yavuz    20.02.2014
Yorum : Hem sinema, hem de dansı kullanarak bir fikri paylaşmak ve savunmak güzel olmuş.





 
Yaşayan Yemek... - Sayı 114
Yazmakla Görülen…... - Sayı 113
Hayatı Dram Yapan Cevher... - Sayı 112
Bozkırın Ensar ve Muhacir... - Sayı 111
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


Çaresizlik yoktur, umutsuzluk vardır. Engellerin yıkılması umut etmeyi umut etmekle başlayacaktır.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Tas tarak
Kasem olsun!
Bir tufanın ardından: Filistin
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Deniz kabarıyor
Fatih Sultan Mehmet (4)
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13187009
 Bugün : 1024
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 606028
 Bugün : 25
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 100
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim