Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2726 kez okundu.     1 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Şu kopan fırtına Türk ordusudur Yârabbi!
Remzi Kokargül

  Sayı: 86 - Ekim / Aralık 2015

Şu kopan fırtına Türk ordusudur Yârabbi!

Senin uğrunda ölen ordu budur Yârabbi!

Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın,

Gaalib et, çünkü bu son ordusudur İslâm'ın! (Yahya Kemal)

Hatırlarsan bir zaman, çok uzaklara açılmıştın kabına sığmıyordun. Ateştin. Tufandın. Çin’den. Maçin’e tâ Makedonya’ya ve oradan da Avrupa içlerine. Bir baştan bir başa yeryüzünü bir hamlede fethetmek istiyordun.

Bir soluk'ta ateşgedelerin ülkesine ulaştın ve içlerine öyle bir korku saldın ki, Kisra’nın beldeleri tarumar oluyor ve toprağa gömülüyordu. Sonra tuttun topuzunu Bizans’ın başına indirdin... Tarihin tespit ettiği karanlık bir çağı, ense kökünden yakalayıp zamanın bağrından söküp attın ve Kostantiniye’ye giden yolu açtın.

Tuna boylarını bilir misin? Tuna boylarında ak yeleli küheylânlarla şahlandın, başın bulutlara yaklaşmıştı; rüzgârla yarıştın... Geçtiğin yerlerde güller bitiyor, ayağını attığın harabeler, yerlerini ümranlara terk ediyordu.

Aradan yıllar geçti. Biz, millet olarak o şanlı günlerimizi çok çabuk unuttuk.. Bu yüzden de günübirlik bir hayatın esiri gibi yaşayıp durduk. Ah, o zevke dalıp özden uzaklaşmalar; zümrüt gibi bağ ve bahçelerde, lale ve zambaklar arasında rahata ve rehavete teslim olmalar…

Fakat bir gün geldi, düşmanların amansız saldırıları dostların vefasızlığıyla birleşince, üst üste sarsıntılar yaşadık, sonra da birdenbire devriliverdik. Ne acıdır ki, bu uğursuz dönemde, Anadolu'nun mevsimleri değişti. Yazımız kışa, kışımız yaza karıştı. Sonra ne Karadeniz'in hırçınlığı geçti, ne de Akdeniz eski durgunluğunda kaldı. Palandöken'de kar fırtınaları dizginsiz, Seyhan'da suların keyfi kaçtı.

“Bu hissizlikle cem'iyyet yaşar derlerse pek yanlış

Bir millet göster, ölmüş mânevi yatıyla, sağ kalmış.” (M. Âkif)

Bu millet böyle hazin bir duruma müstahak değildi ve bu meş'um durum “ilelebet” böyle sürüp gidemezdi. Kur’ân’ı yeryüzünde müdafaa eden, bin üç yüz sene Allah ve Peygamber uğrunda döğüşen bu orduyu İslâmın son kahramanları olarak gören Anadolu halkı bu ruhla yeniden kıyam eder Ya Rab! Ümit bahşet!.. Ümit olsun yeni doğan sabahlarımızın adı...

Zaman, fırtınalara tutulduğumuz... Rüzgârların yelelerimizi dağıttığı, aslan cesametimize “hasta adam” dendiği zamandır. Kökü Altaylara kadar uzanan binlerce yıllık bu milleti Asya’nın ötesine, tarihin yokluğuna,  sürmek istedikleri zaman.

Yemen, Kafkasya, Galiçya Çanakkale... Ve her evden bir yiğit... Her evden bu kaçıncı yiğit. Ama yine de “Git! Minareler ezansız, camiler Kur'ân sız kalacaksa sen de git.” denerek, son yongalarda uğurlanır.

Çanakkale bir damla yaş gibi Ege'ye süzülür sanki memleketimin haritası ağlar. İki yüz elli bin can.. Yankıları hıçkırık olur. Bu efsanevî ruh, bünyesini tahrip etmek isteyen bin bir paradoks karşısında, yerinden oynamamış ve hep Malazgirt’teki, Kosova’daki ve Çanakkale’deki aşılmaz iradesiyle kendini korumuştu.

İstiklal Harbi de bu büyük harbin bir devamıydı. Devlet-i Âliye parçalanmış, batılılar mülkünü paylaşmış, son kale olan Anadolu'yu da yıkıp yok etmek için son gayretlerini gösterirken ummadıkları bir derleniş toparlanış ve hiç tahmin etmedikleri bir direnişle karşılaşmışlardı.

Ancak bu korkunç saldırı ve yok ediş taktiği hükmünü icra edememişti... Anadolu'nun bağrında, istiklal için iki çift kelime hulasa eder: “Ya devlet başa, ya kuzgun leşe!” Ellerinde ışıktan kamçılarla, kıyametler kopararak dört bir yanı tutan bu son ordu, akıllara durgunluk veren bu hareket hızını, “Ya devlet başa, ya kuzgun leşe!” ifadesindeki sırda almıştı.

Bu koç yiğitler memleketin dört bir yanından Ya devlet başa, Ya kuzgun leşe diyerek Samsun’dan, Erzurum'dan, Ankara'dan, Edirne'den, İstanbul'dan, Bursa'dan... Yollara çıktılar. Bu ateşin ruhları harekete geçiren, bu çelik iradeleri dünyanın hâkimi kılan sır onların sağlam inançlarında, tarih şuurlarında ve mukaddes ideallerinde mevcuttu.

Artık söz onun devran onundu; atını en karanlık noktalara kadar sürecek; her uğradığı yerde; sivri süngüsü ve keskin kılıcıyla bütün zalim ve müstebitleri zapt ü rapt altına alacak ve dünya devletleri seviyesinde cihanın en gür sesi haline gelecekti.. Ve geldi de...

Son karakolun varlık ve bekasında ümidimizin tükendiği yerde, Hızır gibi imdadımıza yetişen bu son orduya bir kere daha selam duruyoruz. Mehmedim; bunca yük senin omuzlarında ter dökeceksin... Islanacak. Ağlayacaksın gözyaşların güzelliklerinin destanını yazacak...

Ve sen Mehmedim! Senin gibi düşünmeyeni, senin gibi inanmayanı da hoş görecek ve gönül gülünü ona verecek, hoşgörü pınarının suyunu gönlüne akıtacaksın.

Gönlün geniş, ufkun açık, gayen güzel, hedefin doğru... Ve sen Mehmedim, inandığın kadar güçlüsün...


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Akın Boztepe    17.11.2015
Yorum : Bu Millet, dün ne ise bugün de aynı ruhta ve güçtedir. Kutlarım Remzi bey.Kaleminiz daim olsun.Selam ve saygılarımla.





 
Malatya suskun, durgun ve... - Sayı 126
Çoban çeşmesi... - Sayı 122
Bir Şehrin Gözyaşları... - Sayı 116
Kayısı Çiçeklerinin Düğün... - Sayı 89
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (126):
Vekâlet Savaşları...

Son Eklenen Yorumlardan
 test"... test

 Elinize sağlık.Okuyup anlayanı, ibret alanı çok olsun, inşallah.Çok selâm ve hürmetlerimle...Sağlık ... Naci Eroğlu

 Elinize sağlık. Okuyup anlayanı çok olsun inşallah.Allah, milletimizi bu ve benzeri belalardan ebed... Naci Eroğlu

 Gülizar annenin mekanı cennet olsun inşaallah. Ufukta kavuşmak ta var. Metanet ve sabır dilerim. Ka... AYHAN ASLAN

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun


Günümüzde kitaba nazaran paraya rağbeti; mide gurultusunu beyin sancısı zannederek, Tanzimat’tan bu yana, hiçbir şeyin çilesini çekmeden, her şeyi, Avrupa’dan monte eden(alan) yazarlarımıza borçluyuz.
Borcumuzu ödemesek de olur.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Nesl-i muazzez
Gazze, ümmetin imtihanıdır
Ehl-i gönül
Vesâyet savaşları


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16275763
 Bugün : 4928
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 691961
 Bugün : 91
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 106
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim