Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     612 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Öfke, mukaddes öfke
Muzaffer Doğan

  Sayı: 108 -

Bir ‘Püftü’ye Cevap

Karar Gazetesi’nde, İstanbul eski müftülerinden, Prof. Mustafa Çağrıcı, “İdeoloji İnsanı Olarak Necip Fazıl” başlığı ile bir yazı yazdı. Şair olarak, Üstad Necip Fazıl’ı, yere-göğe sığdıramamış!

“Bilirsiniz, rahmetli epeyce narsistti; hiçbir meziyette, ikinciliğe râzı olmazdı ama, birincilik iddialarında en haklı olduğu alan, şairliği idi. Onun şiir, düzyazı ve hitabetteki edebî ustalığı tartışılmaz. Bu alanda onu üstad sayanlar, yerden göğe kadar haklıdırlar. Ama fikirde, Üstad kabûl edilmesini, kesinlikle yanlış buluyorum.” diyor, eski müftü Mustafa Hoca...

Bu nasıl bühtandır dostlar? Eski müftünün yazdıkları, tam bir karalama. İçine, alabildiğince katran doldurmuş ve sütununa kusuvermiş. Şu uzun cümle de, müftünün kusmuğu: “Onun, daha çok bu alanda model alınıp, göklere çıkarılması, özellikle dindar çevrelerin ciddî bir fikir sığlığına düşmelerinin başlıca sebeplerindendir. Necip Fazıl’a duyulan ideolojik hayranlık, bir neslin militan ve çatışmacı ruhunu beslerken, fikrî ve bilgisel zekâsını, hatta ahlâk dünyasını fakirleştirmiştir.”

Bir zamanlar, Beyazıt’taki Beyazsaray Kitapçılar Çarşısı’nda, Ahmed Ercan Gerçek adında, soyadını kitapçı dükkânına isim yapmış, derin irfan sahibi bir ağabeyimiz vardı. Otuz yıl evvelinden bahsediyorum. Muallimlik yaptığım yıllardı. Hafta sonlarında, aksatmadan yanına uğrardık dostlarla. Demli çay eşliğinde, sohbet de demlenirdi. Her gerçek müslümanda mutlaka bulunması gereken imân ve fikir öfkesi, Ahmed Ercan Ağabey’de ziyâdesiyle vardı.

Bir varışımızda, hemen söze başladı. Belli ki, onu üzen bir şey olmuştu. Bana hitâben, “Muzaffer Hoca, öyle müftüler var ki, öylelerine müftü demek, o âlî makama hakaret olur. Öylelerine lâyık olan sıfat, “püftülük”tür, bunlar ‘müftü’ değil ‘püftüdür, püftü!’, diye gürleyivermişti!

Şimdi, bu otuz küsur yıl evvelki, nükteyi hatırlayışım boşuna değil! Eski müftü Çağrıcı, çağıra-bağıra, bu ülkede, 40 yıl, ”Mukaddes Dâvâ”nın çilesini çekmiş, herkesin sustuğu veya susturulduğu bir devirde, agora’ya çıkıp “İnanmıyorum bana öğretilen tarihe!” diye, küfür sitemine, zâlim tek parti rejimine başkaldıran bir kahramanı, narsistlikle, kibirli olmakla, kıskançlıkla, popülistlikle, üstü kapalı olarak ‘ahlâk’ ve ‘karakter’ düşüklüğüyle suçluyor.

 

EY ESKİ PÜFTÜ!

Asıl, senin yaptığın kıskançlıktır, ahlâksızlıktır, karaktersizliktir. Mukaddes değerlerimiz için, hangi çileyi çektin? Hangi mahkemenin kapısını aşındırdın? Hangi hapishânenin duvarlarını terlettin? Allah ve Resûl dâvâsı için, hangi ikballere sırt çevirdin?

Bu satırların yazarı, bundan 50 yıl evvel, liseyi bitirirken, gusül abdestini bile doğru dürüst bilmezken, Allah’ın, o Büyük Adamı vesile kılmasıyla; dinini, itikadını, istikâmetini yolunu-izini, dostunu-düşmanını, topyekûn mukaddeslerini, Necip Fâzıl Kısakürek’ten öğrendi. Sadece ben mi? Hayır! Mübalağasız söyleyeyim ki, yüzbinler, yüzbinler...

Samimiyetsiz bir üslûpla, şairliğini över görünüp, mütefekkirliğine dil uzatıyorsun! Bunu, sadece sen yapmıyorsun; onun Allah vergisi büyüklüğü, büyüklüğünün farkındalığı, dâvâsının büyüklüğünden gelen izzeti, vakarı, derin tefekkürü önünde, hasetlenen, ezilen birçok küçük ruhlu, sinsi ve bulanık tabiatlı muârızları da yapıyor...

Batıda, göklere çıkarılan Shakespeare, Goethe, Bodler, derinlikte, Üstad’ın eline su dökemez diyoruz, biz... Bir Adam Yaratmak, Reis Bey, Tohum, Siyah Pelerinli Adam, Ahşap Konak, Para, Parmaksız Salih, Künye gibi tiyatro eserlerini, değil okumak, sanıyorum, adını bile duymamışsındır.

Oku bakalım, bu eserlerdeki tefekkürî ve tahassüsî derinliği kavrayabilecek misin? İdeolocya Örgüsü, Tanrı Kulundan Dinlediklerim, Batı Tefekkürü ve İslâm Tasavvufu, Dünya Bir İnkılâp Bekliyor, Tarih Boyunca Büyük Mazlumlar, Konuşmalar, İman ve Aksiyon, Doğru Yolun Sapık Kolları gibi tefekkürî mahiyetteki eserlerinden hangisini okudun da, ‘ceffel kalem’, bir büyük mütefekkiri, ‘sığ’lıkla itham ediyorsun?

Sendeki, nasıl bir insafsızlıktır ki, ey ‘püftü, nesillerin ‘fikrî ve zihinsel zekâsını, hatta ahlâk dünyasını fakirleştirmiştir.’diye, nesilleri, imân, aksiyon, dâvâ ve mücâdele ruhu ve aşkıyla emziren, besleyen, yetiştiren; bu uğurda, destanlık çileler çeken, her devrin mazlumu, mahkûmu, makhuru bir büyük öncüyü, aklın sıra, gözden düşürmeye yelteniyorsun?

Üstad, “ha tüfeği olmayan asker, ha öfkesi olmayan iman” derdi. “İman ve İslâm Atlası” isimli eserinde, dinin bütün inceliklerini yazmıştır. Allah için sevmenin, Allah için nefret etmenin ne mânaya geldiğini, o muhteşem eserden öğrendik.

İlâhî vahyin, “Allah’ın dostlarına dost, düşmanlarına düşman olma” ölçüsünü, müftülük yapan bir kişi olarak, bilmemen düşünülemez! Bir Müslüman mütefekkire karşı, bu içindeki kinin, nefretin kaynağı nedir Hoca?

Bir de, Üstad’ı ‘demagog’ olmakla itham ediyorsun. Şairliğine saygı gösterir gibi göründüğün Üstad’ı, hiç okumamışsın sen. Üstad’ın hiç sevmediği, nefret ettiği tiplerin başında ‘demagog’lar, madrabazlar, şarlatanlar gelirdi... “Noktalama”larından birisi şöyledir:

“Demagog, iyi bilen, nasıl avlanır gâfil;

Hakikâti bayıltıp ırzına geçen sefil...”

Bir yazısında da, son devirlerin politikacılarını, misli görülmemiş demagoglar olarak nitelendirir. “Yazımın amacı, Hakk’ın adâlet ve rahmetine emânet ettiklerimizi yargılamak değil, onları ‘içlerindeki öfkeye tercüman’ bilen milyonları bir kez daha düşünmeye yöneltmektir.” desen de, yazdıkların, yazdıkların değil, “kustukların” yalanlıyor, yazdıklarını.

Sayın, eski müftü! Yazdıkların, bir hıncın, bir kinin, nefsanî bir öfkenin kusmuğu.

Unutma! ‘Bevvâl-i Çeh-i Zemzem’i lânetle anar halk’ (13 Şubat 2020)


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Öfke, mukaddes öfke... - Sayı 108
Sabah yakındır... - Sayı 92
Özdemir İnce ve 'Mihenk T... - Sayı 92
Türkiye üzerinden Orta Do... - Sayı 90
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


Batı’nın Pompei’sinin günlerini andırmasının sebepleri Osmanlı Devleti’ni çökerten “metal yorgunluğu”nun ilk safhası değil midir?
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Tas tarak
Kasem olsun!
Bir tufanın ardından: Filistin
Deniz kabarıyor
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Fatih Sultan Mehmet (4)
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13196329
 Bugün : 1260
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 606350
 Bugün : 35
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 134
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim