Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1096 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Koronavirüsün hatırlattıkları
İlkay Coşkun

  Sayı: 109 -

 Dünya iki kapılı bir han 

Girdi mi dertlere düşer insan.

Tanınmadan yaşamak en iyisi

Elinde olsa da hiç doğmasan

(Ömer Hayyam)

Bir nefeslik can işte. Yaşanan bunca olumsuzluk üzerine umut yitimine uğrandığı da bir gerçek. Koronavirüsün, ölüm tefekkürünü arttırdığı doğru. Dün de bugün de hayat pamuk ipliğine bağlı. Şimdilerde daha çok bunun farkına vardık sadece. Zayiatlar insanları ister istemez ölüme hazırlıyor bir taraftan. Diğer taraftan ölüm sanki hep başkaları için var, bizden uzak yanılgısını taşıyoruz. Ayrıca virüsten önce ölüm yokmuş, ölüm virüsle beraber geldi kaygısı da bunun cabası. Bunun gibi benzer birçok girift paradoks hâl yaşanıyor maalesef. “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” türünden büyük büyük cümleler bu süreçte lügatimizde ön sıralarda yerini almaya başladı. 

Süreğen ekolojik değişmeler, kirlenme, zararlı gaz salınımları, küresel ısınma, gdo gibi bilumum olumsuzlukların pik yapması, biz insanlara büyük dersler vermektedir elbet. Hayvan ve bitki çeşitliliğin azalması, bazı türlerin yok olması ekolojik dengeyi fazlasıyla sarsmaktadır. Ayrıca olayın güzel yanı tabiatta kendisini farklı bir boyutuyla göstermektedir. Uzun süreli kapanmalarda hava kirliliğinin azalması kayda değer olumlu yanlardandır. Virüs, şehirlerden köylere, kırsala huruç halini ne düzeyde besleyecek bilemiyorum ama insanoğlunun felsefesine, bakışına ciddi yansımaları olacağı kesin gözüküyor. 

Covid-19, laboratuvar ortamında mı oluşturuldu? Sekiz milyara giden dünya nüfusunu azaltma, kontrol etme uğraşılarının uygulamalarını mı yaşıyoruz? Salgınla beraber zenginlerin daha zenginleştiği, fakirlerin daha da arttığı bir sonla karşı karşıyayız. Kapitalizmin hegemonyasının bırakın yara almayı, daha da semirdiği görülmektedir. Kendini dünyanın sahibi gören küreselci bir güruhun, virüsün müsebbibi olduğu şüphesi insanların beyninde çokça yer aldığı aşikâr gözüküyor. 

Küçük bir matematik hesabı yapacak olursak, ülkemizde otuz binin üzerinde köy var. Bu köylerimizi, şehir ve ilçe bağlantılarıyla da tasavvur edersek, her köyden üç insanımızın virüs kaynaklı öldüğünü düşünürsek, yüz bine varan ölüm sayısına ulaşırız. Meselâ kendi köyümde şu ana kadar virüs kaynaklı ona yakın ölüm oldu. Yaklaşık yetmiş, seksen yılda bir, yedi milyar üzeri dünya nüfusunun ve seksen milyon üzeri ülke nüfusumuzun bu süre zarfında tamamına yakınının ölümleri ve yeni doğumlarla yenilendiğini biliyoruz. Virüsten dolayı dünyada şu ana kadar yaklaşık üç ile dört milyon arası insanın öldüğünü düşünürsek, küçümsemiyorum ama devede kulak mertebelerinde olduğu da görülüyor. Virüs kaynaklı bu ölümleri, diğer hastalıklar, kazalar, savaşlar gibi ölümlerle de karşılaştırırsak buna benzer sonuçlara ulaşırız.

Koronavirüsün, kültüre, edebiyata ve sanata ciddi anlamda yansımaları oldu ve halen devam etmektedir. Virüsü, dosya konusu yapan dergiler, korona günlükleri, kitaplar, şiirler derken bu listeyi uzatabiliriz. Evde geçirilen süre, kitap okuma sürelerini arttırdı. Okumayla beraber yazmada da artışlar oldu. Bunları olumlu anlamdaki yansımalar olarak sıralayabiliriz. Kitap fuarlarının kapalı olması, kütüphanelerin daha az kullanılması, kültürel sanatsal etkinliklerin yapılamaması şeklinde olumsuz yansımalar görüldü. “Virüs edebiyatı” şeklindeki tanımlamalar vücut bulmaya başladı. 

Sokağa çıkma yasakları, toplu etkinlikler, işyerlerinin kapalı tutulması, maske kullanımı hattâ aşılar üzerindeki olumsuz yaklaşımlar hep devam ediyor. Amerika, Brezilya ve başka bazı ülkelerde uygulanan tedbirlere karşı sokak eylemleriyle ciddi mukavemetler gösteriliyor. Bu aşamada kimi ülkeler okulları açık tuttu bizim gibi kimi ülkeler ise yüz yüze eğitime uzun süreler ara verdi. Ülkemizde de okulların kapalı tutulmasının yanlış olduğu, virüs salgınının çocukları çok da etkilemediği enikonu dillendirilmeye başlandı. Her ne kadar kapalı ortamlarda virüsün yayılımı dikkatleri üzerinde tutsa da, yapılan büyük çaplı bazı deneylerde maskenin virüsten korunmak için çok da etkili olmadığı dillendirilmeye başlandı. 

Gerek ekonomiye olumsuz etkisi gerekse de ölümler virüsün yıkıcılığını üst noktalara taşımaktadır. Eğitim, muhabbet, komşuluk ve ferdi özgürlükler gibi birçok alanda da derin yaralar açmaktadır. Bizler bugünlerde “nerde o eski bayramlar” diyerek iç çekerken, çocuklarımızın bu cümleleri kuramayacak olması en büyük kaybımız olacak. Mütebessim çehrelerin eskiye oranla daha da azaldığı muhakkak. En önemlisi de toplumların, devletlerin ve milletlerin birbirine her zaman ihtiyaç duyabileceği görüldü. Hiçbir fert ve toplumun tek başına, tam anlamıyla güvende olamayacağı anlaşılmaktadır. 

Bu bağlamda olumlu olumsuz birçok fikri bir potada eritmek, farklı fikirler serdeden herkesin fikrini değerlendirmek gerekiyor ki ileride daha az “yanlış yapmışız”, “yanılmışız” diyebilelim. Şu bir gerçek ki korona tedbirleri artırıldıkça, turkuaz renkli hastalık tablosunda sayılar azalıyor, tedbirler gevşedikçe bu rakamlar yükseliyor maalesef. Damdan düşeni damdan düşen anlar misali, virüsü ağır atlatanlar, virüsü kapmamak için ne gerekiyorsa yapmamız gerektiğini ibretamiz bir şekilde haykırıyorlar. Ama her şeye rağmen virüse karşı hiç bir şey yapmamak, duyarsız, aylak, tüfeği olmayan asker gibi de olmamak gerektiğini düşünüyorum. 

Her boyutuyla koronavirüs, netameli bir olay. Bir musibet bin dersten evlâdır sözünün canlı örneği sanki. Silkeleyip kendimize getirebilecek büyük bir ders. Yaşadığımız bu olumsuz sürece, sabrı, paylaşmayı, psikolojiyi, sosyolojiyi daha önemlisi de tedbiri her daim misafir etmemiz gerekiyor. “Ekinler baş vermeden kör buzağı toparlanamazmış” hesabı zamanı gelince geçecek elbet. Allah, gayretlerimizin, dualarımızın elinden tutar inşallah. Her şeye rağmen fisebilillah diyeceğimizi diyelim, göreceğimizi görelim, duyacağımızı duyalım, hayat bize ecele. 


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Ayağa kalk Sakarya... - Sayı 120
Filistin... - Sayı 119
”Ateş Bandosu” Mustafa Ce... - Sayı 118
"SALKIM SÖĞÜT SUYA KÜSMÜŞ... - Sayı 117
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


Milli Eğitim Bakanlığı’nın anketine göre, gençlerin %61’i kitap okuyormuş.
Hayret! Ya gizli gizli okuyorlar, ya büyüklerinden ders almamışlar ve gizli gizli okuyorlar.
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Büyük camgözlerle yüzen karahindiba
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16378230
 Bugün : 1422
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 702978
 Bugün : 89
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 921
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim