Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2080 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

İKİZ KULELER’den çıktım da Halilim aman başım selâmet!
Hasan Batmaz

  Sayı: 44 - Nisan / Haziran 2004

Alet işler el övünür; teknik çalışır, birileri anlam üretir.

Bir silâh fabrikasında işlerini severek yapan, işlerinin uzmanı insanlar vardır. Kalitelidirler ve kaliteli ürünler çıkarırlar ancak ürünlerinin anlamı çok farklıdır. Kaliteli birileri, kaliteli çalışır, kaliteli ürünler meydana getirirler ama bu süreçte bambaşka anlamlara sahip sonuçlar çıkar.

İnsan burnunun dibindeki tehlikeyi göremeyebilir, yanı başındaki bir güzelliği fark edemeyebilir. Derya içindeki balıkların ondan habersiz oldukları gibi; tehlikenin içinde olup gülebilen insan gibi. “Yerimde olsanız çok ağlar az gülerdiniz” hadisinde olduğu gibi.

En yakınımızda bir derya vardır ama sıradan gelir bize; değerini bilmeyiz. Yine en yakınımızda bir canavar vardı, kedi zanneder oynamaya kalkarız onunla. İçimizdeki canavar gibi. Oysa yakınımızda bile değil; doğrudan içimizdedir canavar. Artık bizi yönetecek, bizi canavarlaştıracak noktadadır, biz yine güler, boş gere, ağzımı açarız.

Boşnaklar artık devlet olduk; biz barışçıyız, elimizde bulunan silâhlara ihtiyacımız yok derlerken; yıllardır türlü şekillerde hazırlanan, hile ve entrika içinde plânlar kuran, hesaplar yapan (üstelik) içlerindeki Sırplar tarafından gafil avlandılar.

Teknoloji sadece bilgisayarlarda, cep telefonlarında görüyor olmak, dünyanın bütünü hakkında eksik kanaatler sağlıyor. Meselâ, silâh sanayi. Umulmadık noktalara gelen bu yarışta, savaş uçakları insanı hayret içinde bırakacak seviyelere geldi. Avrupa’nın Euro-Fighter uçağı, Amerika’nın kullanımda olan F-15’lerinden daha üstün teknolojiye sahip. Ancak ABD, F-22’leri ile yeniden önde; bu uçaklarda uçmak sıradan bir olay. Pilot uçmak işini tamamen uçağa devrediyor ve kendisi sadece hedeflerle, görevleri ile ilgileniyor. Pilotun üzerindeki yüklerin en aza indirildiği bu yeni nesil uçakların rakibi, geliştirilmekte olan geleceğin uçakları. Bir Alman, ABD ortak çalışması olan X-31’ler bunlardan biri.

Ses hızına çıkmak ve uzun bir süre gidebilmek. Yüksek hızda ani manevra yapabilmek; aniden dikine yükselme hareketinde pilota binecek yüksek –j- kuvvetini en aza indirerek pilotun iptal olmamasını sağlamak, it dalaşlarında, geriden sizi yok etmeye hazırlanan uçağın arkasına geçebilmek önemli üstünlükler. 10 tonluk bir uçağın saatte 240 km hızla aniden, mümkün olan en dar açı ile sağa-sola dönebilmesi veya dönememesi… İt dalaşında bütün mesele bu!..

İt dalaşı, gökyüzünde ölümüne güreşmek, birbirine kılıç çekmek. Altınızda 76 Hacı Murat varken, bir F-22 ile karşılaşmak ister misiniz?

Yeni nesil uçaklarda, mümkün olan en düşük hızda yapılan yüksek açılı uçuş, en dar açı ile arkaya geçmeyi sağlıyor. En dar açı ile manevra yapmak, hemen arkaya geçivermek demek. En düşük yüksek açı uçuş hızına sahip Amerika F-22’lerde bu hız saatte 240 km. Uçak bu konumda burnu havada, ardı aşağıda uçuyor. Eğer bu hızın altına inilirse, savrulma başlıyor ve artık kontrol imkânı kalmıyor.

Geliştirme aşamasında olan X-31’lerde bu hız 160 km’ye indirilmiş. Yani havada bir karşılaşma anında (it dalaşında) eğer önde ve hedefte bir X-31 varsa; arkadaki (F-22 bile olsa) pilot X-31’in dikiz aynasında alay edercesine bir yüz görür. Elini kırmızı düğmeye atamadan aynı yüz kendi yan aynasında görür. Biraz mizahî bir yaklaşım oldu ama gerçekler bazen mizahta daha çarpıcı hale geliyor.

Üstünlükler sadece bunlar değil elbet. Amerika’nın 8 yıl sakladığı radar kaçkını bir uçağı var. Artık deşifre oldu ama olana kadar ne canlar yaktı kim bilir. Deşifre oldu da işi bitti mi? Hayır, Irak saldırısında aktif olarak kullanıldı. Radarlar tarafından tespit edilememesi ve aynı zamanda ses izolasyonunun da olması onu oldukça tehlikeli kılıyor. Siz savunma yaparken bir şey sessizce geliyor. Onun sesini ancak, işini bitirip geri dönerken duyabiliyorsunuz. Elbette ki, bombardımandan sonra sağ kaldıysanız.

Isıya güdümlü füzelere muhatap olmamak için geliştirilen yenilikler de ayrı bir üstünlük. Ses hızına çıkmak için ekstra ard ateşleme sistemi kullanılıyor. Uçağa daha fazla güç sağlayan bu sistem arkada çok fazla ısı bırakıyor. Bu da ısıya güdümlü füzelere, gel beni bul ve vur deme. Yeni nesil avcı savaş uçaklarında bu sistem terk edilmiş. Yerine konulan sistem arkada yüksek ısı bırakmıyor ve ses hızında daha uzun süre uçabilmeyi sağlıyor.

İlerde insansız uçan savaş uçaklarının olacağı söyleniyor. Hattâ en son avcı savaş uçağı pilotu belki de az önce doğdu deniyor. Radarların tespit edemediği hayalet savaş uçaklarının sekiz yıl dünyadan gizlendiği şimdilerde rahatlıkla söyleniyorsa, insansız uçabilen, programlanan görevleri yapabilen hattâ uzaktan kumanda edilebilen uçakların olmadığına kim inanır.

Türkiye’de efsane Hacı Murat’lar iki milyar lira ediyor. Halil’im halen çökertmede, bir türlü çıkamadı. Allah’a emanet olun.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Fransız Kaldık... - Sayı 46
İKİZ KULELER’den çı... - Sayı 44
Teknoloji Başımızdaki İca... - Sayı 38
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Sonsuz karanlıklarıma gömülüşümü anlamayıp bilmeden kendi karanlıklarına denk sayanlar tarihin karanlığında boğulmaya mahkûmdurlar.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Annelerin zaferi
Hayatın merkezi anneler
İddiamıza arşivimiz delildir


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15719053
 Bugün : 2183
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 656517
 Bugün : 430
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 1079
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim