Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     983 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Hususilik
Kürsü Kainatın Efendisi

  Sayı: 110 -

HUSUSİLİK

Öbür Nebîlerin peygamberlikleri, kendi zamanlarıyla kayıtlıdır. Hâlbuki O, topyekûn zaman ve mekânın peygamberidir. Bütün gelip gidenlerin Nebîlik sırları O’nunkine bağlı ve hikmetini o kaynaktan alıcıdır. Bütün resullerde tecelli eden mucizeler, onlara Muhammedî nurdan verilmiştir. Yıldızlar, ışığı nasıl güneşten alırlarsa, bütün peygamberler de feyzi O’nun sırrından almışlardır. Bu keyfiyetin ilk ve en parlak misali Âdem Peygamberdir. Hak, Âdem’e halifelik verirken, sevgilisine mahsus “kelâm ve mânâ toplayıcılığı” makamından isimleri ona talim etti. Âdem bu kerametle meleklere galip oldu. Bunun üzerine melekler Allaha dediler:

-Ya Rab; Sen, kan dökücü bir fesat ve günah örneğini kendine halife mi kılıyorsun? Nedir bunun hikmeti?

Âdem peygamberin “esma” ilmi, “kelâm ve mânâ toplayıcılığı” makamından kerameti zuhura gelince, melekler acz ve noksanlıklarını anladılar ve baş eğdiler.

Ondan sonra Allahın halifeleri yeryüzüne birbiri arkasından gelmeye başladı. O zamana kadar ki, büyük emanet, O’nda karar kıldı ve her şey aslî sahibini bulmuş oldu. (Her peygamberin bayrak şeklinde elden ele aktardıkları emanet, sahibine ulaştı.) Böylece, insanın yaratılışından murad, O’nun gelmesi olduğu, gerçekleşti. Meleklerin Âdem peygambere secde etmelerinin de, alnındaki Muhammedî nur sebebiyle olduğu, Allah Resulünün vücudunda hakikatini buldu.

Âyet meaili:

-Allah ve melekleri Nebîye salât ederler.

Meleklerin Âdem peygambere secdelerinde, Allah’la beraber olmadıkları, açık bir bedahattir. Fakat Nebîsine salâtta, Allah, melekleriyle beraberdir.

İsim ve mânâlarının ilk olarak resuller Resûlüne talim olunduğu bahsinde en büyük delil, meâlini verdiğimiz şu hadistir:

-Ezel âleminde bana ümmetimin yüzleri gösterildi ve bütün isimler talim edildi. Âdem Peygambere talim edildiği gibi…

İdris peygamber göklere çıkarılarak şereflendirildiyse, Âlemin Fahri, miraçta öyle bir yüksekliğe çıkarıldı ki, böylesi hiçbir peygambere nasip olmadı. Nuh Peygamber, peşindeki mü’minlerle, boğulmaktan kurtulduysa, Varlığın Nuruna da öyle bir imtiyaz bahşolundu ki, ümmeti öbür topluluklara erişen belâlardan emin oldu; ve gökten taş ve ateş yağması ve bir anda kahredici ses gelmesi tarzında azaplardan masum kaldı. İbrahim Peygambere ateşten kurtulmak mucizesi lâyık görüldüyse, Kâinatın Efendisine de harp ve fitne ateşini söndürmesi ihsan oldu. Miraç gecesi dünya semasının altında bir ateş deryasından geçtikleri de rivayet olunur.

Bir hadis Hz. İbrahim’e şefaat için başvuranların şu cevabı aldıklarını kaydeder:

“Ben hicap perdesinden Allah dostu oldum. Başvurulması gereken, Allahın Sevgilisidir.”

Yine, Hz. İbrahim’e, insanlara tevhid ve Allah ibadet yolunda putları yıkmak nasip olduysa, Allah’ın Resulüne de, küfür karanlığının en koyu zamanında, Tevhid bayrağını en yüksek seviyeye çıkarmak ve Kureyş putlarını küçücük bir ağaç dalıyla yüz üstü düşürmek nasip oldu. Ve yine Hazreti İbrahim’e Kâbe’yi bina etmek nasip olduysa, Kâinatın Efendisine de, Kâbe’nin kalbi makamındaki “Hacer’ül Esved”i yerine yerleştirmek müyesser oldu. Yani Kâbe’nin mânâsını tamamlamak…

O zaman Kâbe, yağmur ve selden yıkılmıştı. Kureyş onu tekrar bina ettirdi. İş, kara taşı, “Hacer’ül Esved”i yerine yerleştirmeye kalınca, bu şerefli vazifede öncü olmak isteyen kabileler birbirine düştü. Her kabile, taşı kendi eliyle yerine oturtmak davasındaydı. Nihayet şu karara vardılar:

-Bir kenara çekilip bekleşelim ve gözleyelim! Kâbe’ye kim evvel gelirse onu hakem tutalım ve uygun göreceği şekle göre hareket edelim!

Beklediler ve gözetlediler.

Kâbe’ye ilk gelen, Allahın Sevgilisi oldu. Henüz nebîliğe ermiş değildi. Etrafını aldılar ve davalarını anlattılar. Kavminin içinde “emin-doğru” lakabıyla anılan Varlık Nurundan yol göstermesini istediler. O hemen hükmünü verdi. Toprağa bir örtü döşetti, taşı örtünün orta yerine koydurttu, her kabileye örtünün bir ucunu ve kenarını göstererek onu havaya kaldırttı, böylece her kabileye taşıtmış oldu ve tam taşın oturtulacağı yere gelinince onu kendi elleriyle kavrayıp yerleştirdi.

Ve eğer, Musa Peygamber, asasını ejderhaya çevirdiyse, O da, ağaç kütüğünü inildetti, ağlattı ve konuşturdu.

İmam-ı Fahri Râzi “Tefsiri Kebir” eserinde şöyle yazar:

-Ebu Cehl bir gün, Allahın Resulüne taş atmak istedi. Yerden bir taş alıp kaldırdı ve o anda gördü ki, Allah Resulünün arkasında ve omuz başlarında iki ejderha, başlarını kaldırmış, ateşten dilleri meydanda, kendisine bakıyor! Taş Ebu Cehl’in elinden düştü ve bütün dermanı kesildi. Ebu Cehl, korku içinde döndü ve kaçtı.

Ve yine, Musa Peygambere “Yed-i Beyzâ” denilen bembeyaz el verildiyse, Allahın Resulüne de öyle bir nur verilmiştir ki, Hz. Âdem’den kendisine kadar bütün babalarının alınlarında pırıldamıştır.

Ebu Naim:

-Karanlık ve yağmurlu bir gecede Kutâde bin Numan ile yatsı namazını kıldılar. Ayrılacakları zaman Kutâde’nin eline bir hurma dalı verdiler ve dediler:

“-Bununla rahatça yol al! O sana, on adım önünü ve on adım gerini aydınlatacak bir ışık verir. Evine varınca kara bir şeye rastlayacaksın. Bu dalı onun kafasına çal ki, çıkıp gitsin. O şeytandır!.. “Kutâde, dalı alıp yola düştü ve on adım ilerisiyle on adım gerisini çevreleyici bir ışık dairesi içinde yürüdü. Evine girince de o kapkara şeyle karşılaştı, ona sopasını indirdi ve kaçırttı.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Hususilik... - Sayı 114
Hususilik... - Sayı 113
Hususilik... - Sayı 112
Hususilik... - Sayı 111
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


Emanet gazete isteyen, “bakabilir miyim?” diyor; “okuyabilir miyim” değil… Demek okunması gereken gazeteler, bakılır duruma düşmüş; yani albüm olmuş… Hem de (görmeyen gözlere yazıklar olsun) “fuhş albümü”…
Ortada bir basın olmadığına göre, neyin krizinden söz ediyorlar?..
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Büyük camgözlerle yüzen karahindiba
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16364798
 Bugün : 6997
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 698942
 Bugün : 1641
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 1708
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim