Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1642 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

İşte bu!..
Gönüldaş

  Sayı: 104 -

Bütün dünya temizliğin önemini gördü!.. Bütün dünyaya gösterildi... Bir küçücük virüsle... Kimsenin itiraz edemeyeceği şekilde, aynelyakîn... Temizlik deyince de ister istemez dikkatler, önce abdeste ve ardından “Temizlik imandandır” prensibinin madde kalıbına döktüğü camilere çevrildi... “Allah’ın evinin” pırıl pırıl şubelerine...

Cami; dünyanın en temiz mekânları... Kendisi, temiz olmanın bütün icaplarını hâvi; girenleri, temiz olmanın bütün şartlarına sahip...

Nerelere bastıkları belirsiz ayakların dolaştığı sokaktan doğrudan doğruya selâmsız sabahsız, pat diye dalamazsınız camiye... Denizaltıdan denize çıkmak için dalgıç elbisesini giymek gibi camiye girmeye lâyık hali kazanmak gerekir. Kimin huzuruna çıkmak için girilecek camiye, bir düşünmek lâzım...

Önce... Etrafı çevrili bahçesine gireceksiniz... Birinci kapı... İstikamet, gece gündüz “Temizlik imandandır!” zikri yapan şadırvan... Bugün bütün dünyanın korktuğu hastalığa karşı tedbir olarak, yine bütün dünyanın ittifak ettiği temizliğin âlâsı yerine getirilmeli; abdest alınmalı... Dirseklere kadar eller; alında saç bitiminden boğaza kadar en geniş şekliyle yüz ve bileklere kadar ayaklar yıkanmalı... Hem de üçer defa... Ağız ve diş temizliğine, hele abdest alırken, daha çok ehemmiyet verilmeli. Baş, kulaklar ve ense meshedilecek... İşte şimdi camiye yönelenebilirsiniz; istikamet ikinci kapı... Ayakkabılar çıkarıldıktan sonra üçüncü kapı!.. Maddede ve mânâda tertemizsiniz; sadece yıkama işini yapmadınız, niyet de ettiniz... Maddî, mânevî temizlik mezcolmuş. Huzur içinde camiye girebilirsiniz...

İçerde bütün bedenini yıkamış, yani gusül abdesti de almış olanlar mutlaka vardır. Her vesileyle gusül abdesti alınmalı, bütün beden kirden arındırılmalı; hiç olmazsa cuma namazına öyle gelinmeli... Eller; tuvalete girerken ve çıkınca, yemeklerden önce ve sonra; hattâ her vesileyle iyice yıkanmalı. İçerisi, bu tavsiyeleri defalarca dinleyen ve yerine getiren insanlarla dolu...

Rahat giriş çıkışa imkân veren kapılar, kâfi ışık girişi sağlayan pencereler... Yüksek kubbe, geniş alan... Haliyle, loş ve kasvetli değil; aydınlık, ferah ve havadar... Örümcek hiç bir zaman hiç bir camide “türbedar” olmamıştır. Yağ ve mum yakıldığı zamanlarda bile camilerin havası kirli olmamıştır... İsin, zararından kurtulmaktan öte nasıl faydaya çevrildiğini ve örümceklere karşı neyin kullanıldığını bilirsiniz.

Kalın duvarlardaki pencerelerde çift çerçeve... Biri dışarıya, biri içeriye bakıyor.. İki pencere arasında bir iki kişinin namaz kılacağı kadar derinlik... Pencerelerin ikisi de açık olsa bile, soğuk o boşlukta kırılır; toz, o boşlukta kalır.

Geniş alan sayesinde kişiler birbirine mesafeli olarak namaz kılabilir. Harika akustik sistem, sesi her yere ulaştırır. Kalın duvarlar yalıtım vazifesi yaptığı için yazın serin, kışın ılık olur. Bu sebeple insanlar belli yerlerde öbekleşmezler.

Tertemiz girmeyi sağlayan abdest, camide kalındığı sürece insandan sâdır olacak kerih şeyleri önleyecektir. İbadet; yorucu, zorlu ve hızlı olmadığı için de kimse terlemeyecektir... Tertemiz gelenler, tertemiz ve huzur içinde çıkıp gidecektir. Yani cami, her zaman temiz...

Camiye giriş, tek istikamet üzere... “Tek istikamet, Kâbe”... Niyet olarak ve beden olarak istikamet Kâbe... Sağa sola koşuşmaya, çevresindekilere bir şeyler sormaya ihtiyaç yok, bulunan ilk müsait yere sükûnetle oturulacaktır. Kürsü, mihrap, minber; sağa sola dönmeden görülebilir; nasihatler aynı şekilde sükunetle ve huzur içinde dinlenilebilir.

Kimse değil temas, bakış olarak bile yüz yüze değil. Yakınlığın en fazla olduğu farz namazında bile, nefesler birbirini bulamayacak. Her fert, kendisinin duyacağı, yanındakinin işitemeyeceği bir sesle okuyacağı için nefesler etrafa yayılmayacaktır. Sesi duyulacak iki kişiden imam önde, müezzin de arkada belli bir mesafededir. Zaten tilâvet ve kâmet, bağırmadan yumuşaklıkla icra edilecektir; yani etrafa tükürük saçılmadan...

Cami kadar öksürüğün ve esnemenin en az olduğu bir mekân yoktur. Kalabalıkları bir araya cem ettikten sonra, bundan meydana gelecek zararların önlendiği tek mekândır cami.

Tek istikamet üzere girilen camiden yine tek istikamet üzere dışarıya çıkılacaktır.

Camiden başka hiç bir mekân için, bunların hiç biri söylenemez. Cami dışında hiç bir mekânda böyle bir nizam kurulamaz. İslâm dışında hiç bir inanış, mâbetlerini temiz tutmaya ve temizlemeye mükâfat vaat etmemiştir, edememiştir. Sadece İslâm; kendini, evini, sokağını, bulunduğun mekânları ve hele mâbedini temiz tut demiştir ve riayet edene mükâfat vadetmiştir, riayet etmeyene akıbetini işaret etmiştir. Defalarca ve ısrarla... Devamlı... Temizlik, bir sıkımlık diş macunu değildir. Marifet, karşısına bir belâ çıkınca, can havliyle temizlik gayretkeşi olmak değil; marifet, temizliği hayat haline getirmek; hep temiz olmak; her yönden temiz hayat yaşamak...

Yok yok!.. Böyle bir nizam insan icadı olamaz. Böyle bir nizamın kurulabildiği ve yaşanabildiği, hele hele binlerce yıldır yaşanabildiği tertemiz yerler; ilâhî emirlere istinat etmeden meydana gelemez, getirilemez. Nitekim dünyanın ilk gününden bugüne, cami dışında hiç bir mâbette ve  mekânda meydana getirilememiştir. Hiç bir inanış, cami hakikatinin, hayalini bile kuramamıştır.

“Abdestin faydasını, küçük bir virüsü vesile kılarak on beş asır sonra dost düşman herkese (bir kere daha) gösteren; karantina hadisini düşmana bile övdüren; temizliği her sahaya şâmil kılan; bir gün camilerin, bütün bunları mümkün kılanın muhafazası altında olduğunu da gösterecektir” (görenler için göstermiştir) der misiniz, demez misiniz; takdir sizin.

Yazı bitti demek üzereyken Muhibbî'nn, lâkabı gibi "Muhteşem" bir gazeline rastladım ve âdetâ çarpıldım. Hele şu mısra üzerinde düşündüm kaldım. Diyor ki Sultan:

"Aşk mıdır sinem içre gelip de câ eyleyen!"

"Câ eylemek" mekân tutmak, temelli yerleşmek... Sineme gelip de yerleşen, sinemi vatan tutan aşk mıdır? Evet ya, sinemi aşktan başka ne mekân tutabilir!.. Aşkın mekânı ancak sinem olabilir!..

Temizlik; bir gece otelde kalıp, ertesi gün kaybolan yolcu gibi, hastalanmak korkusuyla bir süre için değil.. Temizliği, bir nizam halinde sistemli olarak hep yaşamalı... Temizlik nizamda, nizam temizlikte mekân tutmalı.  İşte temizli odur. Bu da, "Temizlik imandandır!" diyen bir iman manzumesi ile olur.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Arabeske Methiye... - Sayı 117
Molla Kasım şiiri üzerine... - Sayı 110
Türk birliği... - Sayı 107
İşte bu!..... - Sayı 104
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (126):
Vekâlet Savaşları...

Son Eklenen Yorumlardan
 test"... test

 Elinize sağlık.Okuyup anlayanı, ibret alanı çok olsun, inşallah.Çok selâm ve hürmetlerimle...Sağlık ... Naci Eroğlu

 Elinize sağlık. Okuyup anlayanı çok olsun inşallah.Allah, milletimizi bu ve benzeri belalardan ebed... Naci Eroğlu

 Gülizar annenin mekanı cennet olsun inşaallah. Ufukta kavuşmak ta var. Metanet ve sabır dilerim. Ka... AYHAN ASLAN

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun


Bir özel TV kanalı “yılın politikacısı”nı seçtirdi.
Seçilemeyenler üzülmesinler. Çünkü hepsi ayrı ayrı yılın politik acısı olduklarını ispatladılar.
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Nesl-i muazzez
Gazze, ümmetin imtihanıdır
Ehl-i gönül
Vesâyet savaşları


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16277038
 Bugün : 721
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 691992
 Bugün : 14
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 108
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim