Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     539 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Müzik, kültür kimliği oluşmasında dil kadar önemlidir
Site Editörü

  Sayı: 117 -

Yazının başında sizlere melodilerini muhtemelen hemen anımsayacağınız birkaç eseri hatırlatacağım. İlki “taleal bedru”… Kendi kendinize bu eseri mırıldandığınızı veya Çağrı filminden aklımıza kazınan hali ile şarkıyı dinlediğinizi düşünün, hangi duygularınız depreşti, Efendimiz mi aklınızda düştü, yoksa Umre hatıralarınız ya da Kâbe’yi ziyaret arzusu mu? İki dakika önce uyuyan bir güvercin gibi olan duygular bir melodi ile nasıl başını kaldırdı, değil mi?

Muhtemelen hatırlayanların sayısı daha az olacaktır, diğer eser Altın Hızma türküsü, “Gün gördüm, günler gördüm; Seni gördüm şad'oldum”. Bağlama ezgileri ile türküyü hatırlarken aklınıza birden Kerkük düştü mü?

Canlıların dış dünyayı algıladıkları farklı duyuları vardır. İnsan ve fizyolojik olarak benzer canlıları düşünürsek ilk akla üç temel duyu gelir, steryo çalışan iki gözü, iki kulağı ve burnu. Sayı konumuz müzik olunca gelin her birinin değeri dünya kıymetleri ile ölçülemez derece olan bu üç duyudan kulak üzerine biraz düşünelim.

Hz. Mevlânâ Mesnevi-i Şerif’ine “bişnev” yani “dinle” diye başlamış. Osmanlı son dönem bürokratlarından Mesnevi şârihi Abidin Paşa “Bişnev”i şerh ederken “âmâ peygamber vardır ama sağır, dilsiz yoktur” diyerek duymanın hikmeti üzerine çarpıcı bir örnek vermiştir. Kendisinden bizzat sohbet dinleme bahtiyarlığına eriştiğim bir büyüğüm ise “derviş kulaktan gebe kalır” demişti, kemâlat yolunda sohbetin ve hali ile onu dinlemenin önemini anlatan sohbetinde…

Kulaklarımız belirli frekans aralığındaki sesleri işitiyor. Bu seslerden bazılarına müzik veya musiki diyoruz. En beğendiğim müzik tanımı da bunu anlatıyor: “Sesin âhenksizine gürültü, âhenklisine müzik veya musiki derler”.

Musiki kelimesi sanki irfanımıza daha yakın gözükse de, hem müzik hem musiki kelimeleri aynı kökten geliyorlar. Antik Yunan kökenli olan bu kelimeler, dokuz ilham perisinin ortak adı olan museden geliyor. Bu bilgiyi ilk okuduğumda iki nokta dikkatimi çekti, biri ilham, diğeri âhenk. İlhamın olması, konunun içinde Allah’ın olduğunu gösteriyor, neyin yok ki? Âhenk ise bir düzeni anlatıyor. Âhenkli olan her şey düzgündür, âhenk bozulursa sorun var demektir.

Dinlemek sadece duymak demek değildir, hak olanı duymak ve buna uymak demektir. Kur’ân-ı Kerîm’de “işittik ve itaat ettik” diye geçer. Hak olanın işittirilmesinde musiki bir usül olarak çok kullanılmıştır. İlâhi dediğimiz ve güftelerinin çoğu evliya nutku olan bestelerin sözleri az kelime ile çok büyük hikmetler sunar. Derecâtı âli olsun, sahaflar şeyhi Muzaffer Ozak bu konuda dervişlerine “ilâhilerin yüzde onunu anlasanız, evliya olursunuz” diyerek bu sözlerin ne kadar kıymetli olduğunu belirtmiştir.

Toplumların kimliklerini oluşturan en önemli unsurlardan biri dildir, dil varsa söz vardır, söz varsa dinleyen vardır. Söylenen sözün âhenklisine müzik dediğimize göre müzik veya musiki de dil gibi çok önemli bir kültür unsurudur. Cumhuriyet tarihine baktığımızda musikimizin başına gelenler toplum üzerinde etkisinin bir ispatı gibidir. Aslında harf inkılâbı gibi bir musiki inkılâbı da yaşadık ancak bu harf inkılâbı kadar bilinmiyor. Radyolarda Türk musikisininin yasaklanması, yeni bir Türk musikisi oluşturulması için yurt dışından müzisyenlerin getirilmesi, Türk musikisinin dramatik ve yetersiz bulunması gibi birçok şaşırtıcı olay yaşanmıştır bu süreçte. Radyo satışlarının dibe düşmesi, Mısır radyolarının popüler olması, Arap müziği ve arabeskin ülkemizde gündem olması da bu gelişmelere bağlanıyor.

Bugün geldiğimiz noktada Türk musikisi yasaklardan kurtulmuş durumda ama dünya çapında bir Türk musikisi varlığından söz edemiyoruz. Duyguların yoğun olduğu yerlerde insan kendinden olanı ister, yabancı dilde konuşurken çok sinirlenirseniz kendi dilinizde küfür etmek istersiniz, müzikte de öyle. Ama bizden olmayan müzik bizden olana göre çok daha baskın olursa zamanla müziğimizi, haliyle de kimliğimizi kaybetmeye başlarız. Cumhuriyet dönemindeki harf ve musiki inkılâpları bu kimlikten uzaklaşıp Batı kimliğine kavuşmamız içindi. İki arada bir derede kalmamız belki de bundan. Ne batılı olabildik, ne doğulu.

Müziğin de dil kadar kültür kimliğimiz üzerinde etkili olduğunu, genç nesiller için belki daha da önemli olduğunu hatırlamamız gerekiyor.

Sözleri, bir güzelin sözü ile bitirelim: “Her musikî ‘Elestü bi-Rabbiküm’ü hatırlatır çünkü en büyük âhenk Hitab-ı İzzet’dir. O Hitab-ı İzzet’i çağrıştırdığı için musikîden zevk almayan mahlûk yoktur.”


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Sosyal medyanın gücü... - Sayı 119
Adâlet mülkün temeldir... - Sayı 118
Müzik, kültür kimliği olu... - Sayı 117
Asıl Kahramanlık Âfet Önc... - Sayı 116
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


Tüm gazetelerimizin toplam tirajı, 70milyon nüfusa karşılık, 3,5 milyon…
Elâlemin memleketinde tek gazete bile çift rakamlı tiraja sahip. Mesela Japonya’da günde 13 milyon satan gazete var.
Bizde nüfus artıyor, gazete tirajları yerinde sayıyor, hattâ azalıyor. Demek ki “basın” diye piyasaya sürülen kâğıt parçalarına millet güvenmiyor. Bu güvensizliğe rağmen basından ödleri kopanlara yazıklar olsun!
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Tas tarak
Kasem olsun!
Bir tufanın ardından: Filistin
Deniz kabarıyor
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Fatih Sultan Mehmet (4)
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13209986
 Bugün : 847
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 606782
 Bugün : 11
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 213
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim