Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     671 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Ruh ve Musikî
Kadir Bayrak

  Sayı: 117 -

“Sâf mânâsıyla musiki ve bilhassa insan sesi (semâ), İlâhî tefekkür ve tahassüse hizmet ettiği, sır ve hikmetleri düşündürdüğü nispette helâle, göbek ve nâra attırmaktan ibaret kaldığı çapta da harama kaçar, iki kutuplu bir sanattır ve bu kıstas içinde İslâmîdir.”

(Necip Fazıl, İman ve İslâm Atlası, Musikî, 312)

Ruhun hafızası olur mu…

Hüzün, mutluluk, ayrılık, kavuşma… Bu duyguların en yoğun olduğu demlerde idrak ettiğin bir an; evladını kucağına aldığın, annenin bedenini mezarına koyduğun ilk “an” mesela, ruhunun hafızasında bir daha silinmeyecek şekilde yer ediyor.

Benzer duyguların tesirindeyken aldığın bir koku; bütün aile beraberken soğuk bir kış sabahında sobada kızarttığın ekmeğin, gurbette sıla özlemi çekerken yağan yağmur sonrası uzaklardan gelen toprağın kokusu unutulmuyor.

Akıp giden zaman içinde senin için ehemmiyetli anlarda duyduğun bir melodi, müzik parçası da unutulmazlar arasında yerini alıyor; üniversite sınavındayken uzaklardaki düğünden kulağına çalınan bir melodi, ameliyata girerken hemşirelerin açtığı radyodan duyduğun bir parça, asker ocağında hafta sonu iznine giderken bindirildiğin araçta sürekli dönüp duran kasetteki eserler… İlerleyen zaman içinde o melodi, o tını, o sesi bir kez duyman bile unuttuğunu zannettiğin günlere alıp götürüyor, ruhunda açılan pencerede o an’ı bütün gerçekliğiyle yeniden yaşıyorsun.

Ruhun, hafızası olur…

Müzik de o hafızanın kuvvetli bir parçasıdır, çünkü unutulmayan anlar, koku gibi müzik de ruha hitap eder…

Kâinatın bir düzeni, bir matematiği olduğu gibi ruhunun da olduğu muhakkak… Onun ruhunun bir parçasını da musikî teşkil ediyor. Bu sebeple denizin, dağların, ormanın, rüzgârın musikîsini duyuyor, duymak istiyor ve hayran oluyoruz. Ruhlar arasındaki yakınlık…

İnsan ruhu, sonsuzluğu temsil eden göklere hasreti sebebiyle bütün kuşlara yakınlık duyuyor ama sesi güzel olanlarını yanından ayırmamak ve sürekli duymak için kafese mahkûm ediyor.

Ruhu incinen, hasta olan hemcinslerini musikî ile tedavi ediyor. Bunun için yeni yeni musiki makamları icat ediyor, her makamı ayrı hastalıkların şifası için kullanıyor.

Makam ile yürüyen deve ve at gibi hayvanlara evinin en yakınında yer veriyor, onlara hanesinin bir ferdi gibi muamele ediyor, haklarında şiirler, kitaplar yazıyor.

Allah kelâmının, Cibrilî Emin’in, emin meleğin El-Emin’e (sav) indirdiği kitabın güzel sesle okunmasını arzu ediyor.

Dünyada, Sevgiliye (sav) sevdirilen üç şeyden namaza davetin, güzel sesli müezzinlerin sesinden yapılmasını istiyor. Yetinmiyor her vakit namazının ezanını, o vaktin ruhuna uygun bir makamla okunmasını icat ediyor. Hatta Cuma namazı vaktini ihtar eden sâla ile vefat haberini duyuran sâlanın makamlarını bile ayırıyor.

Ve bugün… İlmin, teknolojinin sınırlarını zorladığı zamanımızda laboratuvar kesinliğiyle anlıyoruz ki bu icatların hiçbiri boşa değil. Müziğin, bırakın ruhu hücrelere bile müspet veya menfi etki ettiğini ilim adamları söylüyor.

Bir bardak suya dinletilen güzel sözler, huzur veren musikî suyun moleküllerini müspet yönde değiştirirken, kem söz ve müzik molekülleri alt üst ediyor.

Evdeki çiçeklere şarkı, türkü söyleyen Anadolu analarını yadırgayan, hafife alanlar, bugün bitkilerde de müziğin etkisini ispat eden ilmî tespitler karşısında mahcup oluyor… Ninniyle büyüyen çocuklar, emsallerine göre hayatta daha başarılı oluyor.

Seçimlerde bile doğru müzik tercihi seçim kazandırıyor. Akılda kalan müzikler, seçimi kazanan siyasî partilerin müziği oluyor ne hikmetse…

Şehitliği ahiretin, gaziliği dünyanın en büyük rütbesi bilen millet, cihada giderken ordusunun önüne mehteranı koyuyor.

Kendi bâtıl inanışlarının emrinde bir dünya kurmak isteyenlerin müziği dehşetli bir silâh olarak kullandıkları, daha pek çok şeyle olduğu gibi müziği de kullanarak nefsi ve nesli ifsat ettikleri su götürmez gerçek.

İyi insanların iyi atlara binip gittiği medeniyet çevremiz, her şeyle birlikte müziğin de tefekkürünü yapmak ve yarının dünyasındaki yerini tayin etmek zorunda…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Vah benim halime!... - Sayı 119
Devletimiz daim olsun!... - Sayı 118
Ruh ve Musikî... - Sayı 117
Üretememek... - Sayı 116
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


ACIYORUM

Millet, Meclis’i seçiyor...

Meclis, millet namına kanun yapıyor...

Anayasa Mahkemesi de bu kanunları bozabiliyor...

 

Şimdi söyleyin:

Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletin mi?

Hâkimiyet kayıt ve şartla mı milletin?

Hâkimiyet kayıtsız şartsız Anayasa Mahkemesi’nin mi?

Hâkimiyet kayıt ve şartla Anayasa Mahkemesi’nin mi?..

(Kardelen; 13; Mart 1997)

 

ACIYORUM

Bir takım kimselerin, yetkilerini aşarak, kanun dışı teşkilâtlar kurduğu ve kanun dışı faaliyetlerde bulunduğu artık kimsenin yok diyemeyeceği bir gerçek halinde ortaya çıktı.

Bunlar, başlangıçta en azından, kanunların kötülerle ve kötülükle mücadelede yetersiz kaldığını düşünüyor.

Böyle örgütlere karşı çıkanlar da, gizli ve kanun dışı teşkilât kurulacağına falan falan kanunlara ve filân filân mekanizmalara dayanarak şöyle şöyle mücadele mümkündür, demiyorlar...

 

Öyleyse...

Ya bu ülkede kanunlar ve işleyen mekanizma yetersizdir... Ya devleti idare edenler...

Bu işin (ya)sı, (ma)sı yok... Hem kanunlar ve işleyen mekanizma, hem idareciler yetersiz...

(Kardelen; 13; Mart 1997)
66
Tas tarak
Kasem olsun!
Bir tufanın ardından: Filistin
Deniz kabarıyor
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Fatih Sultan Mehmet (4)
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13209944
 Bugün : 805
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 606781
 Bugün : 10
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 213
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim