Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     5172 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

İslâm dünyasında üç arafe ve bayram
Turgay Ertem

  Sayı: 75 - Ocak / Mart 2013

Bu sene Arafe günü ve Kurban bayramı günleri İslâm dünyasında üç ayrı günde idrak edildi. Türkiye, Kıbrıs, Makedonya ve Yunanistan’daki Müslümanlar 24 Ekim’i, Orta Doğu, Afrika ve Amerika’daki Müslümanlar 25 Ekim’i, Pakistan ve Hindistan 26 Ekim’i Arafe kabul ettiler ve ertesi günlerinde de bayram yaptılar. Yani dört milyon hacı adayı Arafat’ta iken, Türkiye bayram yapıyordu. Üstelik Türkiye her zaman bir gün gecikirdi. Bu defa daha erken davrandı. Neden aynı meridyen üzerinde olmamıza rağmen Mekke ile aynı günlerde Arafat’ı ve bayramı idrak edemiyoruz? Neden üç ayrı günde bayram yapılıyor? Mekke ve Medine ile saat ayarımız, namaz vakitlerimiz (özellikle doğu illerimizle) aynı olduğu halde gün farklılığı niye?

Diyanetin kendi sitesinde verdiği bilgilerde aynı hususlar belirtiliyor. Hesap ne kadar güvenilir olursa olsun gözlem yapılması sünnete uygun olandır. Bütün mezhepler hemfikir bu konuda. Yine bütün fıkıh kitaplarında yeni ay görüldüğü akşamın ertesi günü o aya başlanır diyor. İmam-ı Âzam, İmam Muhammed bu görüşteler. Diğer mezhepler de aynı görüşü destekliyor.  Sadece İmam Ebu Yusuf yeni ay öğleden önce görülürse ay o gün başlar demiş. Bu durumda  Ebu Yusuf’ un görüşü zayıftır.

 Diyanetin 16 Ekim 2012 gününe ait takviminde; “Bu gün Greenwich saatiyle 01.20 de Ru’yet olacak (yeni ay görülecek) ve hilâl ilk defa Güney Amerika’nın güneydoğu sahillerinden görülmeye başlayacaktır.” şeklinde bir açıklama var ve hicrî 1 Zilhicce 1433 yazıyor. Ay görüldüğü sırada Türkiye’de saat 3.20’dir ve ayı ancak akşama görme imkânımız var.  Bu durumda Güney Amerika’nın güneydoğusunda güneş batarken yeni ayın görülmüş olması nasıl 10 saat zaman farkı olan bir yerin gününü 1 Zilhicce yapar?  Türkiye’nin uygulamasındaki yanlışlık bu noktada kendini gösteriyor. Mademki o gün ay ilk defa akşam görülecek. Ertesi gün ayın biri kabul edilmesi gerekirdi. Yani Salı değil Çarşamba günü Zilhicce’ nin 1’inci günüdür. Eğer böyle olsa idi, Arafat’ta hacılar vakfede iken Türkiye ve ona tabi olan diğer ülkeler hacılarla birlikte oruç tutacaklar ve (canlı yayında) aynı duyguları paylaşacaklardı.

Ya biz ne yaptık? Hacılar Arafat’ta iken kurban kestik. Acaba o kesilene kurban diyebilir miyiz? Biz kurban (!) kesip yerken hacılar Arafat’ta oruçlu idiler. Bize göre haram günde oruç tutmuş oldular… Kim bu vebali yüklenebilir?

Değerli âlimlerimize, İslâm Konferansı Teşkilâtına, Diyanet yetkililerimize sesleniyorum. İslâm dünyasının birliğini sağlamak için, farklı günlerdeki Hicri takvim uygulamalarına son vermek gerekir. Bunun için de teferruata gerek yoktur. Mademki İslâm’ın kıblesi Kâbe’dir; Kâbe’deki Müslümanın yeni ayı görüp göremeyeceğine göre hesap yapılmalı ve yeni ay oradan görüldüğü akşamın ertesi günü hicri ayın (Ramazan, Şevval, Zilhicce vd.) birinci günü ilan edilmelidir. İletişim çağında yanlış uygulamalarla kendimize el âlemi güldürmeyelim.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Benim de söyleyeceklerim ... - Sayı 92
Çanakkale şehitlerine ith... - Sayı 84
Ertuğrul bey ve Osmanlı s... - Sayı 84
Türk milletinde devlet ve... - Sayı 82
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (124):
Diyarbakır anneleri...

Son Eklenen Yorumlardan
 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Süleyman Abdulla. Müasir Azərbaycan poeziyasinin ən görkəmli nümayəndəl... Hikmet

 yüreğine kalemine sağlık hayırlı ve bol okurları olsun.🤍✒️...


Sonsuz karanlıklarıma gömülüşümü anlamayıp bilmeden kendi karanlıklarına denk sayanlar tarihin karanlığında boğulmaya mahkûmdurlar.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Kudret-i ilahi
Ürəyimin Əsdiyi
Yaşanan pişmanlık
Her şey apaçık
Suriye Türkmenlerinin dilinden
Oğulcan


Ali Erdal - Her şey apaçık
Kadir Bayrak - Nerelisin
Necip Fazıl Kısakürek - Doğuda buhran
Ekrem Yılmaz - Göç mü hicret mi
Ekrem Yılmaz - Zerre
Fatma Pekşen - Mustafa
Dergi Editörü - Hicret şuuru
Site Editörü - Zor sınavımız mültec...
Necdet Uçak - Yüreğim benim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (124) k...
Kardelen Dergisi - Kalem erbabına...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gittikçe azalıyoruz
M. Nihat Malkoç - Suriye Türkmenlerini...
Hızır İrfan Önder - İstemem
Berna Pak - Gelecek(siz) çocuk
Ayhan Aslan - Dilenci
Mehmet Balcı - Sevda
Mehmet Balcı - Tükür
Ahmet Çelebi - Kaçıncı bahar
Av. Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Halis Arlıoğlu - Gaflet, dalalet ve h...
Murat Yaramaz - Pusula
Murat Yaramaz - Soğuk
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Asırlık mertebe
Suleyman Abdulla - Ürəyimin Ə...
Cemal Karsavan - Hasrete zincir mi da...
Emine Öztürk - Bismillah
Osman Akçay - Gibi
Bekir Oğuzbaşaran - Türküleri seviyorum
Yaşar Akyay - Yaşanan pişmanlık
Yaşar Erim - Firavun düzeni devam...
Cahit Can - Bu insanlar
İbrahim Durmaz - Kar
Sevdagül Aykar Yıldız - Oğulcan
Mehmet Emin Armağan - Kudret-i ilahi
Saltuk Buğra Bıçak - Sarı yapraklar dökül...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15272723
 Bugün : 2810
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 646997
 Bugün : 434
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 129
 123. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim