Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2426 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

"Anı"lık yaşamak gerek
Vural Gündüz

  Sayı: 89 - Temmuz / Eylül 2016

Öncelikle belirtmek gerekir ki bir milletin ayakta kalabilmesinin en temel yolu bireylerinin kendi kültürüne, inançlarına, vatanına ve milletine olan bağlarıyla mümkündür. Günümüzde bunların her birinde çeşitli ve çok faktörlü bozulmaları günlük yaşantımızda görüyoruz. Göreceli bir yaklaşım açısı olmakla birlikte sosyal ve kültürel bir erozyon yaşadığımız toplumun genelinde kabul gören bir durum. Göreceli bir yaklaşım diyorum çünkü günümüzde toplumdaki değişimi her yönü ile olumlu bulanlar da olabiliyor.

Bir milletin günün şartlarına ayak uydurması için değişim kaçınılmaz bir gerçektir. Fakat günün şartlarına ayak uyduralım derken bir milletin kökleri ile bağlarını koparmaya başlamasının sonucu ya tarih sahnesinden tamamen silinmesine ya da başkalarının kontrolünde varlığı sürdürebilmesini ortaya çıkarır. Bunu da iyi tahlil etmek gerekir.

Ben bir suçlu veya sorumlu aramıyorum. “Dış güçler bizim böyle olmamızı istiyor ve üzerimize oyunlar oynuyor” şeklinde düşmanın tam da kim olduğu anlaşılmayan genel bir cümle de kurmak istemiyorum. Bunun böyle olup olmadığına karar vermek niyetinde de değilim. Paranoyak bir düşünce yapısına da sahip değilim.

Çevrenizi alıcı bir gözle inceliyorsanız, gençliğin büyük bir kısmı gelecek için kaygılanmaktan vazgeçmiş vaktinin büyük bölümünü sanal âlemde fotoğraf paylaşarak, sanal sohbetler ederek geçirdiğini çok rahat görürsünüz. Aynı evde yaşayan aile bireylerinin teknolojik oyuncaklarını ellerinden düşürmediklerinden bir araya gelmekte zorluk yaşadığı bir zamandayız.

Dar gelirli insanlar daha çok çalışmalarının gerekliliğini bir kenara bırakmış talih oyunlarına bel bağlamış. Kısa yoldan terlemeden köşe dönme peşinde koşuyor. Gelir düzeyi biraz daha fazla olan insanlar ise hesapsızca, kredi kartlarıyla yapılan çok taksitli tüketim tuzaklarına düşmüş durumda. Tüketici, sürekli borçlanan, elindeki ile mutlu olmayan bireylerin olduğu toplumsal bir yapıya doğru gidiyoruz. Tüketimi artırmak, malını pazarlamak isteyenlerin giriştikleri yarış da süreci tetikliyor.

Zenginlerin birçoğu ise paranın sağladığı imkânlarla hayatın “tadını çıkarırken’’ asıl tehlikenin farkında olmadan ya da tehlikeleri görmezden gelerek yaşantılarına “gittiği yere kadar” devam ediyor. Değerler toplumundan, fiyatlar toplumuna evrimle sürecimiz iletişim araçlarının da katkıları ile hızlandı. Paranın âdetâ tanrılaştırıldığı, manevî duyguların dışlandığı, maddeci bir anlayış yeni değerler sistemini ortaya çıkarıyor.

Sinema filmleri, TV dizileri, magazin programları, yarışma programları hatta tartışma programları kültürel bir yozlaşmaya sebep olmakla kalmayıp bunu çok güzelmiş gibi sunarak insanımızın kafasında toplumsal yapımıza uygun olmayan şeyleri bile kabul edilebilir hale getirmeye çabalıyor.

İnsanlara sanal bir mutluluk, gerçek dışı bir umut aşılayan, para, güç, itibar, şöhret vaat eden medya eğlenceli birkaç saat geçirmeleri için insanları televizyon başına kilitlemeye çalışıyor. Ve bunda çok başarılı oluyorlar. Televizyon izleme oranlarına bakıldığında millet olarak ilk üçteyiz.

Gençler, bir markayı, kendilerini ifade etme aracı olarak görmeye ve o markanın reklâm sloganlarını hayat felsefesi olarak benimseyebiliyor. Dar gelirli bir ailenin çocuğu da modaya uyum sağlamak için çabalıyor. Sonra dayatılan “pop modern” kültürün etkisi ile ailesinden uzaklaşıp benimsediği modanın, müzik grubunun, arkadaş çevresinin, davranış biçiminin izinden gitmeyi yadırgamıyor. Etiketler toplumu olduk. Kendimiz olmak yetmiyor artık. Bu da önce bireysel kopuşlara daha sonraki aşamada ise toplumsal kopuşlara zemin hazırlıyor.

İnançlarımızın ve kültürümüzün gereklerini uygulama konusunda bir boşluk var. Bu boşluğu dolduracak olan ise kültür, inanç, vatan ve millet bağlarının güçlendirildiği iyi bir eğitimle gelecek nesillere aktarmaktan geçiyor.

Zenginin yoksulu gözettiği, komşusu açken tok yatmama bilincinin olduğu, insanların birbirine güvendiği devirler geçmiş gibi görünse de toplumumuzda hala bu bilinç vardır ve bir an önce harekete geçirilmelidir. Bunu yaparken medyanın, sivil toplum örgütlerinin, hükümetlerin ve eğitim camiasının üzerine çok büyük görev düşmektedir. ‘’Anlık’’ değil ‘’anılık’’ yaşamayı becerebilmeliyiz.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Çamurdan kale... - Sayı 97
Boya sandığı... - Sayı 96
Öğretmenin anı defterinde... - Sayı 91
Türk milleti darbeyi ezmi... - Sayı 90
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


Kalem, İlahi Kelam’ın yazılmasına ve yayılmasına, yani insanın iki dünyasının da saadetle olmasına vasıta oluyor.
Kalem, insanın iki dünyasını da mahveden bâtıl fikirlerin yazılmasına ve yayılmasına alet edilebiliyor…
Kalemle kazığın şekil olarak birbirine benzemesini bir inceliğe işaret olarak göremez misiniz?
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Büyük camgözlerle yüzen karahindiba
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16386206
 Bugün : 1273
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 703991
 Bugün : 145
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 464
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim