Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2349 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Doğu ile batı birlikte bir hayal kurabilir mi
Sinan Ayhan

  Sayı: 101 -

Hayat, üzerimizde yeşeren bir maceradır...

Bir kitap okursun, bir film seyredersin, bir olayın içinde bir kesit görürsün, bir macera yaşarsın bütün hayatın değişir... Sen değişimi iliklerine kadar hissedersin...

Neden...

Neden bir etki bir dönüm noktası olur hayatında... Etkilerin bir topoğrafyası, nefsimize sır olan girift bir kurgusu mu var...

Hayat, canlı, diri olmaktan; yaşam, “yeşermek” kökünden gelirmiş; Proust'ta yeşeren şey kayıp bir zamanda "fağfur kâse"dir; Attar'da diri kalan ise "hüdhüd"... Birinde eşyadan düşünceye hüküm, öbüründe düşünceden eşyaya hikmet...

Doğrudan hükme dönük olmak önyargıyı tetikleyebilir, hikmeti özümsemeden bir hayat yürüyüşüne çıkmak ise her açıdan tembelliğe yol açabilir...

Beşer olmak, yani hatayla, günahla, kötüyle savaşma derdinde olmak... Arz küre üzerinde, hakkaniyetli bir düzen için bir meselesi olmak... Hak düzen... Doğu'nun bir bilgi seviyesiyesi ve seciyesi etrafında peşinde olduğu...

Beşeri ilâhlaştırmak, kendinden başkasını önemsememek, Batı'nın dünya düzenleri içinde kendine tarz yaptığı...

Hangi tarz yeşermeyi getirecek; mutlak diri kalacak... Oysa tek başlarına ne doğu, ne batı meseleye hâkim...

Aslında bir etkiden fışkıran çoklu düşünce şablonları; hepsi her an değişiyor ve yeni bir bileşke oluyor... Kök, defalarca budaklanıyor, her kol yeni kollara açılıyor...

Belki her şey macerasızlıktan, macera olmadığından hayat yeşeremiyor... Kuş uçmakla kuş, çiçek mis kokusunu havaya salmakla çiçek, insan bir macerası olmakla insan... Yani bir ufku, bir mecrası olan insan, insan...

Batı ve Doğu düşünce tarzları da bu etki yumağının, fikir ve macera infilâklarının fişekleyicisi... Günümüz insanı ise, bunlara bağlı olarak bir düşünce, bir imaj kokteylinin içinde eriyip giden şey; “a’raf”taki insan...

Doğu ve batı düşünme biçimleri, ameliye ve yöntem açısından birbirini tamamlayan tarzlar... Biri toprağa çukur açmak demekse, öbürü çukuru doldurmak... Biri çivi çakmak, öbürü çiviyi yerinden sökmek... Sonrasında açmak, doldurmak veya çakmak, sökmek üzerine şehirler kuran, kitap satırları, mısralar kuran tonlamalar... Ama batının niyetini şekillendiren ölçü "ben" iken, doğuda bu ölçü beni 'biz"de yok etmek, anlamında çerçevelenmiş ve insanoğlu ancak öylece mesafe almıştır...

Prens Mişkin romanında her karakter bir benlik yansıtır ve benlikler bir çatışma halinde maceranın sonuna gelir... O sonda mutlak anlamda bir "bozgun" işaretlenmiştir... “Kötü son”  neden bu ka dar heyecan uyandırıcı görüldü… Neden… Batılı Adam bir fikir çilesi çeker, ama o daima ümitsizdir... Leylâ ile Mecnun’da ise,  sadece Leylâ Mecnun'da ve Mecnun Leylâ’da yok olmaz; biz olarak ortaya çıkacak olan tekâmül, bir cemiyetin bu hikâyenin içinde yok olmasıyla bir karara erer...  Bu mutlak anlamda "tevhid"e teslimiyet  mizacını ihtar eder... Birinde her güzelliği, ideali nefsine kurban etme varken, öbüründe nefsini bir güzelliğe, ideale, hakikate feda etme tavrı göze çarpar…

Şeyhi Ekber mizacıyla kim boy ölçüşecek, "ufuklara doğru düşen" Shakespeare mi... Gazali'nin bir selime varan tefekkürü mü, Pascal'ın hakikati bulamayan, yarım kalmış düşüncesi mi...

İman mı, imaj mı?

Doğu Batı veya Batı Doğu; her ikisi de bir yaradılış gereği yüzyıllar boyu birbirlerine el uzata geldi; onları tevhide erdirecek cevheri kollayıp, o cevherde buluşmak istediler... Bu istek, onlarda bir sezgi olarak işleyebildi... Oysa “Doğu da Allah'ın, Batı da Allah'ın” değil miydi... Allah emirlerine sadık kullardır ki Doğu ve Batı'nın ötesinde, "mütekâmil insan" çizgisinde buluşabilir... Doğu insanı ve Batı insanı burada buluşabilirse; her ikisi de o zaman, aradığı cevhere uygun hareket etmiş olabilir...

Herkes gelsin ve eksikliklerinin, her şeyin ötesinde tamamlanmış ve mutlak anlamda olgunlaşmış halini İslam’da bulsun…

Hakikatte Doğu-batı yekvücut, Allah'a itaat etmenin rejimini kurmalı; yeşermek ve bir macerası olma hadiseleri, ancak bu sayede hayatta bir ideal, has güzellik, ilâhî emirlere bağlı bir ahlâk etrafında teşekkül ettirilebilir, aksi durum felâkettir; işte bütün mevzuu bu, bütün mevzuu burada...

O zaman meseleyi netleştirmek için şöyle soralım; Doğu ve Batı birlikte bir hayat kurabilir mi ve o halde soruya şöyle cevap verelim, evet, İslâm üzerinde birlikte derinleşebilirlerse pekâlâ kurabilirler...


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Kalem, O Kalemdir... - Sayı 114
Oluşmuş ve Oluşmamış Âzâl... - Sayı 114
Hakikatin Önsezisinden Ye... - Sayı 113
Liyakatin Kökleri ve Köke... - Sayı 112
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (124):
Diyarbakır anneleri...

Son Eklenen Yorumlardan
 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Süleyman Abdulla. Müasir Azərbaycan poeziyasinin ən görkəmli nümayəndəl... Hikmet

 yüreğine kalemine sağlık hayırlı ve bol okurları olsun.🤍✒️...


Devekuşunun kafasını kuma gömmesi misali kafasını toprağa gömen Avrupa bilmez mi ki, nefesi kesilince kafasını (soktuğu yerden) çıkarmak zorunda kalacak ve pişman olacaktır(pişmanlık duyacaktır).
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Kudret-i ilahi
Ürəyimin Əsdiyi
Yaşanan pişmanlık
Her şey apaçık
Suriye Türkmenlerinin dilinden
Oğulcan


Ali Erdal - Her şey apaçık
Kadir Bayrak - Nerelisin
Necip Fazıl Kısakürek - Doğuda buhran
Ekrem Yılmaz - Göç mü hicret mi
Ekrem Yılmaz - Zerre
Fatma Pekşen - Mustafa
Dergi Editörü - Hicret şuuru
Site Editörü - Zor sınavımız mültec...
Necdet Uçak - Yüreğim benim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (124) k...
Kardelen Dergisi - Kalem erbabına...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gittikçe azalıyoruz
M. Nihat Malkoç - Suriye Türkmenlerini...
Hızır İrfan Önder - İstemem
Berna Pak - Gelecek(siz) çocuk
Ayhan Aslan - Dilenci
Mehmet Balcı - Sevda
Mehmet Balcı - Tükür
Ahmet Çelebi - Kaçıncı bahar
Av. Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Halis Arlıoğlu - Gaflet, dalalet ve h...
Murat Yaramaz - Pusula
Murat Yaramaz - Soğuk
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Asırlık mertebe
Suleyman Abdulla - Ürəyimin Ə...
Cemal Karsavan - Hasrete zincir mi da...
Emine Öztürk - Bismillah
Osman Akçay - Gibi
Bekir Oğuzbaşaran - Türküleri seviyorum
Yaşar Akyay - Yaşanan pişmanlık
Yaşar Erim - Firavun düzeni devam...
Cahit Can - Bu insanlar
İbrahim Durmaz - Kar
Sevdagül Aykar Yıldız - Oğulcan
Mehmet Emin Armağan - Kudret-i ilahi
Saltuk Buğra Bıçak - Sarı yapraklar dökül...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15235764
 Bugün : 260
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 645381
 Bugün : 6
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 690
 123. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim