Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1266 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Erdem Beyazıta mektup
Hızır İrfan Önder

  Sayı: 106 -

Selâm sana ey direniş şairi, selâm sana!

Şair denince aklıma ilk düşen isimlerden birisisin. Bunu sağlayan, İz Yayıncılıktan çıkan ve üç şiir kitabını da içeren, “Şiirler” adlı  “bütün şiirlerini” kapsayan kitabını okumamdır. Bu kitap, sanki beni büyüledi. Şiire susayınca hep okurum. Çünkü estetikten ödün vermeden, biçimi dışlamadan içeriği öne çıkardın. Şiirde anlamı önemsedin. Mesajını eğip bükmeden açıkça verdin. Şiirini salt biçimciliğe, salt sözcüklere indirgemedin. Şiirini anlamsız imge yığınına ya da imge çöplüğüne çevirmedin.  “Şiir aramaya çıkmam, o gelir beni bulur.” dedin. Bunun içindir ki, şiirlerin gönlüme işledi, ruhumu alevlendirdi. Ey şiiri, şiir gibi yazan şair!...  Ey “Yedi Güzel Adam’dan” biri olan üstat! Sana minnettarım. Sana hayranım.

Seni de şiirlerini de bana sevdiren sadece bu değil. Sana ve şiirine dair yazılanlar da beni etkiledi. Merhum şair Behçet Necatigil, “Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü” adlı yapıtında ilk şiir kitabın için şunu yazmış: “Barbar güçlerin, teknolojinin yıktığı, Tanrı’dan kopardığı insanın manevî kurtuluşunu arayan Sebeb Ey…” Bir başka merhum yazar Prof. Dr. Mehmet Kaplan da: “Erdem Bayazıt’ın şiiri değil eski dindar şairlerinkinden, Mehmet Akif’inkinden de çok farklı bir şekilde ve üslûpla yazılmıştır…” diye yazmıştır.  Günümüz şair ve eleştirmenlerinden Orhan Kahyaoğlu “Modern Türkçe Şiir Antolojisi” adlı yapıtının ikinci cildinde şiirin hakkında şunları yazmıştır: “Toplumsal ve varlıksal sorunlar, İslâmî duyarlıklara yaslanan bir isyan duygusunu şiirinin parçası kılar. Dönemin sol tandanslı toplumcu şairleri gibi Bayazıt da bir tür Anti-emperyalist hassasiyetleri şiirine yedirir. Muhalif bir tarih algısı içinde, İslâmî değerler, şiirinin altyapısı kılarak, alışılmış kadercilikten uzak bir insani tepkicilikle bezeli bu şiir…”  … “Bir Müslüman militan izlenimi verir şiiriyle. Tıpkı 1960’ların sonundaki yeni toplumcu şiir açılımı gibi. “Gerçek”i Algılayış, gündelik hayata bakış noktasında da, söz konusu 1960’lı yıllar şairlerinin şiiriyle onun şiiri kesişir. Fark, Bayazıt’ın şiirinde derinleşmiş olan İslâm’a, inanca dair değerlerdir. Şiirinin asıl silâhı, maddeye karşı maneviyat ve ruh olan bu enteresan şair,  şiirindeki ses ve ritim gücüyle ilginç bir coşkuyu da içinde barındırır.”

Ey dâvâ şairi! Ben şiirlerinin bir direniş,  bir başkaldırı şiiri olduğuna inanıyorum. Batılılaşma döneminin milletinden, tarihinden, birikiminden ve medeniyetinden kopan yabancılaşmış aydınına karşı şiirle direndiğine şahitlik ediyorum. Doğru yoldan şaşmayan, “klas duruşu” olan iyi bir şairsin. Sen de şiiri merhum Necip Fazıl Kısakürek gibi “mutlak hakîkâti arama işi” bildin. Şiirlerinde varoluş kaygısı-sancısı çeksen de hayata tasavvuf nazarından baktığın belli. Varlığı sorguladıkça inancın pekişti. Yalnızlık, hakîkâte ulaşmak için gerekli gördüğün bir hâlden öte bir şey değildi. Anlıyorum ki yalnızlık, bilinçli bir tercihindi.

Değerli üstadım,

Erdem Dönmez, Edebiyat Ortamı Dergisi eki için hazırladığı “Bir Umran Şairi Erdem Bayazıt” adli biyografik risalesinde, hakkında, benim de doğru bulduğum, şu tespiti yaptı: “Onun şairliği ile insanlığı birdir; hayata baktığı yerde şiiri, şiire baktığı yede hayatı görülür. Dolayısıyla öfkesi de şiirdir, coşkusu da şiirdir, acısı da şiirdir, umudu da şiirdir. Şiiri bu denli içselleştirmişken şiiri şiir yapan değerleri bilinçli olarak kullanır, geliştirir, dönüştürür ve aktarır. Şair olmak böyle bir sorumluluğun işidir.”

Senin şiirin, Müslümanların yaşadıkları çalkantı, hezeyan ve bunalımlara karşı bir protesto şiirdir. Ötesi olmayanın aslâ düşünü kurmadın… Çağa, moderniteye sert eleştiriler yönelttin. Ölümü değil ölümsüzlüğü aradın... Ne şiir, ne sanat, ne sanatkârlık hiçbir zaman birinci önceliğin olmamıştır. Biliyorum ki senin için ölüm yok olma olarak değil, “uyanış, diriliş, yeniden doğmak, yeni bir hayata başlamak”tır. Yaşamı anlamlandıran; insanın davranışlarının bilincinde olmasını sağlayan; insanı düşünmeye sevk eden şey ölümdür. Bu hayat, ölüm için hazırlıktır. Ölüm son değil sonsuzluğun, ölümsüzlüğün başlangıcıdır. Müslümanın ölüm korkusu, ölüm kaygısı olamaz! Müslümanın ölümü öldürmesi gerektiğine inandın. Ölümsüzlük için ölüm gerekliliktir diye düşündün!...

“Bulmak” adlı şiirinin son beytiyle mektubuma son vermek istiyorum:

“Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm

Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm”

Ey şiirinin temel derdi “Müslümanca yaşamak” olan şair! İmanla bütünleşen direnişin kurtuluşu sağlayacağına inanan serdengeçti!  

Ey eylem şairi!

Derdinle hemdert oldum...

Seni rahmetle, minnetle, saygıyla ve özlemle anıyorum.

Ruhun şâd olsun…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Bir anne arıyorum acıları... - Sayı 124
İstemem... - Sayı 123
Dermansız dertlere salma ... - Sayı 122
Kasem olsun!... - Sayı 119
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Tüm gazetelerimizin toplam tirajı, 70milyon nüfusa karşılık, 3,5 milyon…
Elâlemin memleketinde tek gazete bile çift rakamlı tiraja sahip. Mesela Japonya’da günde 13 milyon satan gazete var.
Bizde nüfus artıyor, gazete tirajları yerinde sayıyor, hattâ azalıyor. Demek ki “basın” diye piyasaya sürülen kâğıt parçalarına millet güvenmiyor. Bu güvensizliğe rağmen basından ödleri kopanlara yazıklar olsun!
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Hayatın merkezi anneler
Analar baş tacımızdır
Annelerin zaferi


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15638883
 Bugün : 2625
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 653223
 Bugün : 50
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 62
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim