Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     10210 kez okundu.     3 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Su Üstüne Yazı Yazmak
Mustafa Kınıkoğlu

  Sayı: 55 - Ocak / Mart 2007

Bir konu hakkında yazı çalışması yapacaksanız, yazının içeriği kadar başlığına da önem vermeniz gerekir. Başlık, yazıya girilen kapı gibidir. Başlığın, Osmanlı'nın "ev için kapı değil, kapı için ev..." dedirten ihtişamlı kapıları gibi olması her zaman mümkün değilse de, en azından okurun ilgisini çekip yazıyı okutacak şekilde seçilmesinde fayda vardır.

"Küresel Isınma ve Susuzluk Üzerine Tefekkür" ederken ilk aklıma gelen şey "su" oldu. Ve su üzerine bir şeyler yazmaya karar verdim. Bu cümleyi kafamda kurar kurmaz da başlık ortaya çıkmıştı: Su Üstüne Yazı Yazmak...

Bu başlık ilk başta "Süne Zararlısı Üzerine Yazı Yazmak" gibi bir hava içerse de, taşıdığı başka anlamlar da var. İlk anlamı, "su" üzerine yazılan bir denemeye verilecek en basit başlık olması...

Bir diğer ve daha ince anlamı ise "su üstüne yazı yazma" deyimi... Daha yazar yazmaz kaybolacak sözler... Hattâ harfi bile tamamlanamadığından söz bile denir mi yazılana?

Elbette Muhyiddin Şekür'ün "Su Üstüne Yazı Yazmak" adlı güzel romanını da anmadan geçemem. Yıllar önce dergimizin "Kitap Kurdu" bölümünde bu kitap hakkında bir yazı çıkmıştı, belki hatırlayan okurlarımız olur...

* * *

Son zamanlarda, özellikle büyük şehirlerimizde yaşanan kuraklıkla barajlardaki su oranlarının düşmesi, arada yapılan kesintiler, suyun kıymetini tekrar hatırlattı bizlere. Artık farklı bir gözle bakılıyor suya... Suyun "O"nun tarafından indirilen bir rahmet olduğu idrak ettiriliyor hepimize âdeta... (6-99)

Yağmur yağarken gözler sürekli dışarıda. "Kaç günlük suyumuza denktir bu yağmur?.. Doluluk oranı % 1 artar mı dersin?.." soruları zihinlerden geçiyor yağan yağmur izlenirken.. Dışarıda yağmura yakalansak bile artık düşündüğümüz ne kadar ıslanacağımız değil, barajların bu yağmurdan ne kadar nasipleneceği...

Su kıymetlidir. Kuraklıktan önce de kıymetliydi. Bundan sonra da kıymetli olacak.. Çünkü onun kıymeti miktarı ile ilgili değil.
Büyüklerimize su ikram ettiğimiz zaman ne derler teşekkür mahiyetinde bir düşünün? Evet, "Su gibi aziz ol!.." Peki ne demektir "Aziz"?
Aziz, çok olsa da kıymetinden birşey yitirmeyendir. Çok ihtiyaç duyulan demektir. Bu yüzden büyüklerimiz "Su gibi aziz ol" demişler su ikram edenlere... Suya O'nun isimlerinden birisini lâyık görmüşler... Tıpkı, "hazret-i insanın" tohumunun çatladığı anne karnına "Rahim" dedikleri gibi...

* * *

Kişi günde beş kez Rabbinin karşısına çıkmak için su ile temizleniyor. Rabbine giden yol "sudan" geçiyor bir bakıma.. Hattâ son nefesini verip hayatını kaybeden -daha doğrusu hayatını "ğayb eden" (1)- bir kul, yine su ile temizlenip teslim ediliyor gideceği yere...

Düşündükçe o kadar çok şey bulabiliriz ki suyun hayatımızdaki yeri hakkında.. Belki de ilk söylenmesi gereken, su olmadan insanın yaşayamayacağı.. Ya insan vücudundaki su oranına ne demeli? Genç yaşlarda % 80, ilerleyen yaşlarda ise % 60 oranında su içerdiğimiz yazıyor bilimsel makalelerde. İnsanın bu kadar büyük oranda su içermesinin ne gibi hikmetleri olabilir sizce? Bu suyun insanın ruh haline ne gibi etkileri olabilir?

Mahalle sakinlerinin Yasin, Tebareke gibi sureleri okudukları "günleri" hatırlayın. Ve bu dua günlerinde odanın orta yerine konan bir sürahi suyu...
Suya okuma birçok kimseye cahilce bir hareket gibi gelebilir, ancak teknolojinin gelişmesi ile bazı hikmetlerin gün ışığına çıkması bu düşüncelerini tekrar gözden geçirmelerinde fayda olduğunu gösteriyor.

Yakın zamanda Japonya'da yapılan bir deneyden bahsetmek istiyorum. Deneyin konusu suya karşı bazı sözlerin söylenmesi ve su kristallerinin bu sözler üzerine aldığı geometrik şekiller... Suya kötü sözler söylendiğinde, kristaller anlamsız, çirkin bir şekle bürünüyorlar. Tersine, güzel şeyler söylendiğinde ise birbirinden harika, kar tanelerini hatırlatan şekilleri görüyorsunuz. Ne muhteşem bir sistem... (2)

Şimdi bu deney ışığında, bir bardak suya okunan yedi Fatiha'yı, okunan Fatiha ile yeni bir "hâl" alan suyun içilmesini düşünün. Yarıdan fazlası sudan oluşan insana üflenen Ayet-el Kürsü'nün etkilerini... Aynı zamanda güzel sözlerin insan üzerinde nasıl olumlu bir etki bırakabileceğini, aynı şekilde kötü sözlerin ise hücrelerimizdeki suyu ne hale getireceğini de...

* * *

Ecdadımızın suya verdiği önemi anlamak için Osmanlı'ya "Su Medeniyeti" denmesini hatırlamak yeterlidir.
Osmanlı'da "su" deyince akla gelebilecek ilk kişi belki de Mimar Sinan'dır. Kanunî'nin İstanbul'un artan su ihtiyacı için Sinan'ı görevlendirmesi ve Sinan'ın fizibilite çalışmalarından sonra bunun maliyetinin çok fazla olacağını söylemesi herkesçe bilinir. Hikâyenin bundan sonraki kısmı ise pek bilinmez.

Sinan, İstanbul etrafındaki kaynaklardan topladığı suyu Kâğıthane civarında toplar. Suyun şehire ulaşması için de 33 tane su kemeri yapar. Bu çalışmalar sadece Kanunî zamanında değil daha sonra devam etmiştir. Ve toplamda bu proje Osmanlı'nın en maliyetli projesi olmuştur.

Mimar Sinan, genel olarak inşa ettiği camiler, medreseler ile bilinir halk arasında, ama yaptığı su kemerleri de ayrı birer şaheserdir. Örneğin Mağlova...

Mağlova Kemeri, yukarıda bahsettiğim 33 kemer içinde en güzel olanlardan biridir. Hattâ mimarlar arasındaki genel kanı en güzeli olduğudur. Halen tüm ihtişamı ile ayakta olan kemer, İstanbul'da Alibeyköy baraj gölü üstündedir.(3)

Yakınlarda bir arkadaşımın ısrarı ile o güzel eseri ziyaret etmiştik. İhtişamını anlatmak için gidip görmek gerekir. Söz ile ne kadar anlatılsa eksik kalan bir şeyler olacaktır.

Kemerde en çok dikkatimi çeken şey, göz sayısının 33 olmasıydı. Tıpkı projedeki toplam kemer sayısı gibi... Üstad, hangi hikmete nazaran, hem kemer sayısında hem de Mağlova'daki göz sayısında 33'ü kullanmış kim bilir? Ve kim bilir, eserlerinde daha ne hikmetler var?

* * *

Evet dostlar, "Su üstüne" yapılan bir tefekkürden arta kalanlardı bunlar. Sadece Mağlova bile başlı başına bir yazı konusu aslında. Kur'ân'daki "su" içeren ayetler, bahsettiğim deney de öyle. Belki bu konuları başka yazılarda ele alırız.

Şimdilik bu yazıyı yukarıda da bahsi geçen dua ile bitirmek istiyorum:
Su gibi aziz olun!

----------

(1) "ğayb etme" kelimesini Mustafa İslâmoğlu’ndan duydum ve çok hoşuma gitti.
(2) İlgili deneyle ilgili bilgi için: http://www.thank-water.net/english/index.htm
(3) İstanbul Valiliği Dergisi: http://dergi.istanbul.gov.tr


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : güneş yıldırım    16.03.2013
Yorum : gerçektende güzel bir yazı olmuş. I M HUNGRY AND WATER YOU




Ekleyen : gizem    09.04.2010
Yorum : susuz yaşayamaız




Ekleyen : ali    26.03.2008
Yorum : susuz yaşam olmaz lütfen suları boşa harcamayalım





 
"O"... - Sayı 99
Necip Fazıl hakkında iki ... - Sayı 92
Bir Derviş Sultan Ulu Hak... - Sayı 91
Dua, kulun acizliğini gös... - Sayı 89
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


Milli Eğitim Bakanlığı’nın anketine göre, gençlerin %61’i kitap okuyormuş.
Hayret! Ya gizli gizli okuyorlar, ya büyüklerinden ders almamışlar ve gizli gizli okuyorlar.
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Tas tarak
Kasem olsun!
Bir tufanın ardından: Filistin
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş
Fatih Sultan Mehmet (4)
Deniz kabarıyor


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13204752
 Bugün : 820
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 606609
 Bugün : 51
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 243
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim