Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3180 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Aşk
Fatma Zehra Korkmaz

  Sayı: 80 - Nisan / Haziran 2014

Söylerken ucu ve sonu açık... Aslında aşkın tarifi ne kadar da açık değil mi! İlk defa aşkın tanımını bir doktordan duymuştum, şöyle demişti. AŞK; ateş, şişkinlik ve kabızlıktır. Şaşırmış bir o kadar da gülmüştüm. Evet bunu söyleyen bir gastrologdu. Sahi Aşk neydi?

Mevlâna’ya göre aşk pervanelerin yanması, Mecnun’a göre çöllerin serabı, Züleyha’ya göre Yusuf’un gözleriydi... Peki size göre Aşk neydi? Gözlemlere ve söylemlere bakılırsa bu zamanda aşk çok farklı bir yoruma denk geliyor… Fakat dünyevî aşktan manevî aşka geçince işler değişti.

Mevlâna’ya göre aşk Rabb’ine ulaşmaktı. İnsana özgü sanılan aşk nasıl olur da manevî kata yükselebilirdi!

İnsana duyulan aşk yeri gelir tükenebilir yeri gelir sektelere uğrayıp enflasyon gibi azalıp yükselebilir. Fakat ALLAH’a duyulan aşk! Bugün seni daha az seviyorum denilebilir mi meselâ… Gerçek aşkın ALLAH’a olduğunda hem fikirim…

Dünyevî aşka bakıldığında tükenme bitme ihtimali olup ama gerçek Aşk’a ulaşmaya en yakın haldir bence.. Aşk ilâhî bir lütuftur. O’nun katından bizim katımıza sadeleştirilmiş bir halde inen en değerli hazinedir.

Âşık olduğunuz hali düşünün karşısında ne kadar da samimisiniz ne kadar da bağlı ve ne kadar da tutkulu peki gerçek aşkın ne kadar etkili olabileceğini düşünün!

Yunus gerçek aşkında erimiş ve seni gerek seni dememiş mi!.. Mecnun Leylâ’ya dönerek benim Leylâ’m Rabbim dememiş mi! Ya Züleyha’ya ne demeli, aşkından yanıp bittiği gençliğini Yusuf’un hayali ile geçiren kadın..! Yusuf’tan vazgeçip onun Yaratanı’na koşan kadın!

“Ey Yusuf ben gerçek aşkımı buldum sen olmasan da olur artık” derken gözlerinden Aşk pınarı akan Züleyha’ya selâm olsun...

Gerçek aşk...Yunus’u derviş, Mevlâna’yı divane yapan aşktır! ALLAH’ın kendi parçasından olan aşkı insanlara armağan ettiği günden beri devam eder sevmek…

Mevlâna “manevî aşka ulaşmak için dünyevî aşklardan geçmek lazım” demiş. Züleyha’ya, Mecnun’a bakılırsa ispat niteliğindedir bu söz.

Dünyevî aşkın gerçek aşka ulaşmakta önemli bir adım olduğu üzerinde durmak gerekir…

Sevmek insanı güzelleştirir, sakinleştirir, merhametli yapar, Yaradan’a biraz daha yaklaştırır. Ve Rabbe giden tüm yollar sevmekten geçer…

Mevlâna aşkını Rabbi’ne Tahir ise Zühre’sine duymuş, kimi aşkının ispatını seccadede saatlerce ibadet ederek sunmuş, kimi de aşkının ispatını sevdiğinin kollarında son nefesini vererek...

Aklıma Yavuz Sultan Selime âşık olan cariye geldi! Nasıl bir aşk! Sevdiğinin gözlerine bakarken ölmek... Sultan öyle bir etkilenmiştir ki bu cariyenin aşkından günlerce suskunluğa neden olmuştur. Cariyenin önünde üç kıtaya sahip olan bir sultanı diz çöktürtmüştür aşk... Karşılıksız sevmiştir cariye günlerdir ettiği dualar kabul olmuştur ve son nefesini vereceğini bilse de sevmiştir...

Cariye korkmuştur aradaki uçurumdan, karşısında koskoca cihan sahibi Padişahı Halife-i Ruy-i Zemin bir tarafta basit bir cariye… Aşkı dayanılmaz boyutlara ulaşınca ne yapacağını bilmeyen cariye en sonunda açılmaya karar verir. Temizliğini yaptığı odasına bir kez daha girer ve yastığının altına 3 kelimeden oluşan bir not bırakır;

–Derdi olan neylesin?

Akşam çadırına gelen sultan notu okuyunca bunun çadırı temizleyen cariyeden olduğunu anlar ve;

–Derdi neyse söylesin!

Diye not bırakır. Bunu ertesi gün okuyan cariye bir not daha bırakır:

–Korkuyorsa neylesin?

Padişah bu notu da okuyunca şu notu yazar:

–Hiç korkmasın söylesin…

Cariye olanlara artık inanamıyordur basit bir cariyenin hislerini dikkate alabilecek kadar incedir Sultan. Sabah olur olmaz temizliğe giden cariye işini bitirdikten sonra beklemeye durur..

Çadırın girişi açılmıştır ve gelen Sultandır. Cariye oturduğu yerden hemen ayağı kalkar ve sultanın karşısına dikilir. Yavuz Sultan Selim “buyurunuz, sizi dinliyorum” deyince, tüm cesaretini toplayan cariye kısık bir sesle “efendim” der. “cariyeniz, size…” cümlesini tamamlayamadan yığılıp kalır. Kalbine sığmayan tertemiz aşkını söyleyemeden ruhunu teslim etmiştir.

Gözlerinden yavaş yavaş süzülen yaşları silerken Sultan etrafındakilere şöyle der:

–Gerçek aşkı şu cariyeden öğrenin. Zira Âşık, maşukun yolunda olur ve o yolda ölür..

Aşk hasretti Yusuf’un gözlerinde, aşk yanmaktı cariyenin yüreğinde, Aşk sur-ı mahşerdi mecnun-i Leylâ’da, aşk pervaneydi Mevlâna’nın ibadethanesinde…

Sahi aşk neydi?


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Aşk... - Sayı 80
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


Günümüzde kitaba nazaran paraya rağbeti; mide gurultusunu beyin sancısı zannederek, Tanzimat’tan bu yana, hiçbir şeyin çilesini çekmeden, her şeyi, Avrupa’dan monte eden(alan) yazarlarımıza borçluyuz.
Borcumuzu ödemesek de olur.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Büyük camgözlerle yüzen karahindiba
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16387812
 Bugün : 332
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 704165
 Bugün : 3
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 316
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim