Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2736 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

?ankaya
Medya Sepeti

  Sayı: 56 - Nisan / Haziran 2007

Başbakan olabilen birinin cumhurbaşkanı olamayacağını kanıtlayan bir hukuk icat etmeye çalışıyorlar.
Zaten bizim devlet maceramızın özeti bu.
Hukuka uymaz...
Hukuk icat etmeye çalışır.
O yüzden her şeyi eline yüzüne bulaştırır, darbeler yapar, çeteler kurar, katilleri korur, suikastlerin içinden kendi adamları çıkar.
Türkiye de ikinci sınıf bir ülke olmaktan paçasını bir türlü kurtaramaz.
İnatla da bunu sürdürürler.
Devletten maaş alanlar bu ülkenin çıkarını herkesten daha iyi bilirmiş, bizi buna inandırmaya çalışırlar.
Parayı veren biziz, neyin iyi neyin kötü olduğunu bilmeyen akılsızlar da biziz.
Bu kadroları devletin içinde tuttuğumuz, bunlara para verdiğimiz için herhalde akılsız olduğumuza inanıyorlar.
Bizim paramızla yemek yiyorlar, bizim paramızla giyiniyorlar, bizim paramızla saraylarda, villalarda, lojmanlarda oturuyorlar, bir de bize patronluk taslıyorlar.
Böyle beleşinden bir hayat, böyle ucuzundan bir patronluk söz konusu olunca da, ortada sahipsiz duran parayla iktidarı kapışmak için her şeyi yapıyorlar.
Bunca parayla iktidar yetmiyor bir de 28 Şubat gibi ucubeliklerle bankaları soyuyorlar.
Tabii ortada bunca iktidar hırsızlığı olunca bizi işlerine karıştırmak istemiyorlar.
Bizi uzakta tutabilmek içinde, kendileriyle bizim aramıza bazı kutsal tabular yerleştiriyorlar: "devletin çıkarı", "milletin bölünmezliği, "Atatürk'ün ilkeleri", "şeriat tehlikesi", "bölücülük tehdidi," "ülkeye düşman olan yabancılar."
Bu barikatların üstünden atlayıp "ne yapıyorsunuz bakayım siz orada" demek bir türlü mümkün olmuyor tabii.
"Siz bizim paraları nereye harcıyorsunuz," "bu kadar parayı silaha yatırmak zorunda mıyız," "bu silahların komisyonu kimin cebine giriyor", "siz toplam kaç para harcırah alıyorsunuz," "arabalarınızın benzin parası ne kadar" diye sormak isteyen herkes "Atatürk'ün ilkelerine," "şeriat tehlikesine," "bölücülük tehdidine," çarpıyor.
İktidar pastasının en iştah açan dilimi de anlaşılan Çankaya.
Oraya kimin çıkacağına kendileri karar verecekler.
Sabah Gazetesi'nde Emre Aköz'ün anlattığına göre Mustafa Kemal'den beri böyle bu.
Şimdi gene Çankaya savaşlarını başlattılar.
Sloganlarına bayılıyorum, "Atatürk'ün koltuğuna bilmem kim oturamaz."
Biz o koltukta kimlerin oturduğunu gördük.
Cevdet Sunay'ın, Kenan Evren'in, Demirel'in, Sezer'in oturduğu koltuğa şu anda ülkenin başbakanı olan adam oturamazmış.
Niye?
Eşinin başı bağlıymış.
Bu sözlerden benim anladığım, daha önceki cumhurbaşkanlarının hepsinin makamlarını eşlerinin açıkta duran saçlarına borçlu olduğu.
Devlet yönetiminin "saça" bağlı olduğu bir ülke haline getirdiler burayı.
"Adamın yeteneği nedir, zekası ne kadardır, yaratıcılığı var mı, dünyanın gidişatını kavrayabiliyor mu, devlet içinde armoniyi sağlayabilir mi" diye sormuyoruz, sorduğumuz şu:
"Yenge hanım saçlarını örter mi?"
Örtmüyorsa buyurun Çankaya'ya.
Devleti böylesine gayrıciddi bir duruma düşürdüler işte.
Lakin dünyanın en gülünç devletinde bile "saç"tan hukuk olamayacağı için, şimdi başbakanın olan birinin cumhurbaşkanı olmayacağını söyleyen bir hukuk icat etmeye uğraşıyorlar.
Toplantılar düzenliyorlar, ciddi ciddi demeçler veriyorlar, birlikte yemekler yiyorlar, ana muhalefetimizin "sosyal demokrat" liderine "ordu kızacak ama" türünden acıklı konuşmalar yaptırıyorlar.
Cumhurbaşkanının eşinin başı bağlı olursa ülkeye şeriat gelirmiş.
Cumhurbaşkanının eşinin başı açık olursa ülkeye ne geliyor?
Bakın sizin eşlerinizin başının açık olmasının ülkeye bir yararı olmadı, onların eşlerinin başlarının bağlı olmasının da bir zararı olmaz.
Yarar da zarar da, bu işlerle ilgisi olmayan hanımların saçlarında değil, sizin kafalarınızda.
Eşlerinin başları bağlı olanı da, açık olanı da görüyoruz, ne farkınız var, hanginiz eşlerinizin saçlarından dolayı daha dürüst, daha cesur, daha yaratıcı oldunuz?
Şemdinli rezaletinde elele vermediniz mi?
Suçun üstünü elbirliğiyle örtmediniz mi?
Eşlerinizin saçları, aranızdaki ortaklığa hiç de engel olmadı o zaman.
Eşlerinizin başı açık da olsa kapalı da olsa siz bu işi beceremiyorsunuz.
Suçu kadınlara niye atıyorsunuz?
Saç kavgası yapıp, hak edilmemiş iktidar için dövüşeceğinize size verdiğimiz paraları hak etmek için uğraşsanız daha yararlı olur.
İşinizi daha iyi yapabilmek için bir fikriniz var mı?
Yok.
Fikriniz olmadığı için kavgayı "saç" üzerinden yürütüyorsunuz.
Biriniz de çıkıp "bu insanların daha mutlu ve zengin yaşaması için şunları yapmak gerek" deyip bir fikir açıklasa ya.
Açıklayamazsınız çünkü hayatınızda böyle bir şey düşünmemişsiniz.
Aklınız fikriniz koltuklarda.
"Koltuk" diyemediğinizden "saç" diyorsunuz.
Vitrinine saat koyan sünnetçiden pek farkınız yok doğrusu ama sünnetçiyi anladığım gibi sizi de anlıyorum.
Vitrine ne koysaydınız ki?
(Ahmet ALTAN;www. gazetem.net, 27.03.2007)

Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Erdoğan: Pısıp geri adım ... - Sayı 78
Artık tasada ve kıvançta ... - Sayı 78
?nl? yazarlardan ?stad yo... - Sayı 67
M. Kemal'in gizlenen vasi... - Sayı 64
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Tüm gazetelerimizin toplam tirajı, 70milyon nüfusa karşılık, 3,5 milyon…
Elâlemin memleketinde tek gazete bile çift rakamlı tiraja sahip. Mesela Japonya’da günde 13 milyon satan gazete var.
Bizde nüfus artıyor, gazete tirajları yerinde sayıyor, hattâ azalıyor. Demek ki “basın” diye piyasaya sürülen kâğıt parçalarına millet güvenmiyor. Bu güvensizliğe rağmen basından ödleri kopanlara yazıklar olsun!
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Annelerin zaferi
Hayatın merkezi anneler
İddiamıza arşivimiz delildir


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15719238
 Bugün : 2368
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 656517
 Bugün : 430
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 1079
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim