Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2810 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

?ankaya
Medya Sepeti

  Sayı: 56 - Nisan / Haziran 2007

Başbakan olabilen birinin cumhurbaşkanı olamayacağını kanıtlayan bir hukuk icat etmeye çalışıyorlar.
Zaten bizim devlet maceramızın özeti bu.
Hukuka uymaz...
Hukuk icat etmeye çalışır.
O yüzden her şeyi eline yüzüne bulaştırır, darbeler yapar, çeteler kurar, katilleri korur, suikastlerin içinden kendi adamları çıkar.
Türkiye de ikinci sınıf bir ülke olmaktan paçasını bir türlü kurtaramaz.
İnatla da bunu sürdürürler.
Devletten maaş alanlar bu ülkenin çıkarını herkesten daha iyi bilirmiş, bizi buna inandırmaya çalışırlar.
Parayı veren biziz, neyin iyi neyin kötü olduğunu bilmeyen akılsızlar da biziz.
Bu kadroları devletin içinde tuttuğumuz, bunlara para verdiğimiz için herhalde akılsız olduğumuza inanıyorlar.
Bizim paramızla yemek yiyorlar, bizim paramızla giyiniyorlar, bizim paramızla saraylarda, villalarda, lojmanlarda oturuyorlar, bir de bize patronluk taslıyorlar.
Böyle beleşinden bir hayat, böyle ucuzundan bir patronluk söz konusu olunca da, ortada sahipsiz duran parayla iktidarı kapışmak için her şeyi yapıyorlar.
Bunca parayla iktidar yetmiyor bir de 28 Şubat gibi ucubeliklerle bankaları soyuyorlar.
Tabii ortada bunca iktidar hırsızlığı olunca bizi işlerine karıştırmak istemiyorlar.
Bizi uzakta tutabilmek içinde, kendileriyle bizim aramıza bazı kutsal tabular yerleştiriyorlar: "devletin çıkarı", "milletin bölünmezliği, "Atatürk'ün ilkeleri", "şeriat tehlikesi", "bölücülük tehdidi," "ülkeye düşman olan yabancılar."
Bu barikatların üstünden atlayıp "ne yapıyorsunuz bakayım siz orada" demek bir türlü mümkün olmuyor tabii.
"Siz bizim paraları nereye harcıyorsunuz," "bu kadar parayı silaha yatırmak zorunda mıyız," "bu silahların komisyonu kimin cebine giriyor", "siz toplam kaç para harcırah alıyorsunuz," "arabalarınızın benzin parası ne kadar" diye sormak isteyen herkes "Atatürk'ün ilkelerine," "şeriat tehlikesine," "bölücülük tehdidine," çarpıyor.
İktidar pastasının en iştah açan dilimi de anlaşılan Çankaya.
Oraya kimin çıkacağına kendileri karar verecekler.
Sabah Gazetesi'nde Emre Aköz'ün anlattığına göre Mustafa Kemal'den beri böyle bu.
Şimdi gene Çankaya savaşlarını başlattılar.
Sloganlarına bayılıyorum, "Atatürk'ün koltuğuna bilmem kim oturamaz."
Biz o koltukta kimlerin oturduğunu gördük.
Cevdet Sunay'ın, Kenan Evren'in, Demirel'in, Sezer'in oturduğu koltuğa şu anda ülkenin başbakanı olan adam oturamazmış.
Niye?
Eşinin başı bağlıymış.
Bu sözlerden benim anladığım, daha önceki cumhurbaşkanlarının hepsinin makamlarını eşlerinin açıkta duran saçlarına borçlu olduğu.
Devlet yönetiminin "saça" bağlı olduğu bir ülke haline getirdiler burayı.
"Adamın yeteneği nedir, zekası ne kadardır, yaratıcılığı var mı, dünyanın gidişatını kavrayabiliyor mu, devlet içinde armoniyi sağlayabilir mi" diye sormuyoruz, sorduğumuz şu:
"Yenge hanım saçlarını örter mi?"
Örtmüyorsa buyurun Çankaya'ya.
Devleti böylesine gayrıciddi bir duruma düşürdüler işte.
Lakin dünyanın en gülünç devletinde bile "saç"tan hukuk olamayacağı için, şimdi başbakanın olan birinin cumhurbaşkanı olmayacağını söyleyen bir hukuk icat etmeye uğraşıyorlar.
Toplantılar düzenliyorlar, ciddi ciddi demeçler veriyorlar, birlikte yemekler yiyorlar, ana muhalefetimizin "sosyal demokrat" liderine "ordu kızacak ama" türünden acıklı konuşmalar yaptırıyorlar.
Cumhurbaşkanının eşinin başı bağlı olursa ülkeye şeriat gelirmiş.
Cumhurbaşkanının eşinin başı açık olursa ülkeye ne geliyor?
Bakın sizin eşlerinizin başının açık olmasının ülkeye bir yararı olmadı, onların eşlerinin başlarının bağlı olmasının da bir zararı olmaz.
Yarar da zarar da, bu işlerle ilgisi olmayan hanımların saçlarında değil, sizin kafalarınızda.
Eşlerinin başları bağlı olanı da, açık olanı da görüyoruz, ne farkınız var, hanginiz eşlerinizin saçlarından dolayı daha dürüst, daha cesur, daha yaratıcı oldunuz?
Şemdinli rezaletinde elele vermediniz mi?
Suçun üstünü elbirliğiyle örtmediniz mi?
Eşlerinizin saçları, aranızdaki ortaklığa hiç de engel olmadı o zaman.
Eşlerinizin başı açık da olsa kapalı da olsa siz bu işi beceremiyorsunuz.
Suçu kadınlara niye atıyorsunuz?
Saç kavgası yapıp, hak edilmemiş iktidar için dövüşeceğinize size verdiğimiz paraları hak etmek için uğraşsanız daha yararlı olur.
İşinizi daha iyi yapabilmek için bir fikriniz var mı?
Yok.
Fikriniz olmadığı için kavgayı "saç" üzerinden yürütüyorsunuz.
Biriniz de çıkıp "bu insanların daha mutlu ve zengin yaşaması için şunları yapmak gerek" deyip bir fikir açıklasa ya.
Açıklayamazsınız çünkü hayatınızda böyle bir şey düşünmemişsiniz.
Aklınız fikriniz koltuklarda.
"Koltuk" diyemediğinizden "saç" diyorsunuz.
Vitrinine saat koyan sünnetçiden pek farkınız yok doğrusu ama sünnetçiyi anladığım gibi sizi de anlıyorum.
Vitrine ne koysaydınız ki?
(Ahmet ALTAN;www. gazetem.net, 27.03.2007)

Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Erdoğan: Pısıp geri adım ... - Sayı 78
Artık tasada ve kıvançta ... - Sayı 78
?nl? yazarlardan ?stad yo... - Sayı 67
M. Kemal'in gizlenen vasi... - Sayı 64
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


Marksizm’in, her şeyin cevabını veremediği, “ilk insanı ve tabiatı kim yarattı” sorusuna “bunu ortaya atmakla tabiatı ve insanı yok farz etmiş oluyorsun. Bundan vazgeçersen, bu soruyu sormaktan da vazgeçersin” demesinden(diye karşılık vermesinden) anlaşılmaktadır. Ancak her şeyin cevabını verebilecek bir kriteryuma sahip olan “benim düzenimi kabul et, kurtulursun!” deme hakkına sahiptir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Büyük camgözlerle yüzen karahindiba
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16344762
 Bugün : 832
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 694844
 Bugün : 22
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 179
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim