Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3696 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Hiç bir şey ESKİSİ GİBİ olmayacak
Mustafa Kınıkoğlu

  Sayı: 64 - Nisan / Haziran 2010

Binlerce yıldır devam etmekte olan insanlık tarihi, son birkaç asır içinde çok keskin kırılmalar, değişiklikler yaşadı.  Sanayi devrimi, büyük imparatorlukların yıkılması, milliyetçiliğin ön plâna çıkması, teknolojik gelişmeler, bilek gücünün yerini aklın alması vs...

Bir Allah dostunun, Maide suresinin 54. ayetinde belirtilen topluluklardan biri olarak gördüğü, yıllar boyunca İslâm'ın bayraktarlığını yapmış Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye de bu değişmelerden payını almıştı.

En büyük etki tabiî ki milliyetçilik akımları ile birlikte farklı milletlerden olanların başlattıkları organize isyanlar ve devletin birçok noktadan zayıflatılması ve sonunda... Yıkılması diyemiyorum, çünkü genç Türkiye Cumhuriyet'i gökten zembille inmedi, Osmanlı'nın yaralı çınarından filizlendi.

87 yıllık Cumhuriyet'in, yüz küsur yaşını kutlayan kurumlarının sayısı az değildir.  Yeni kurulan devletin Osmanlı'dan kalan borçları ödemesi de bu fikri pekiştiren ayrı bir örnektir.

Dünyada son bir iki asırda yaşananlar gibi, genç cumhuriyetimizde de son bir kaç yıl içinde büyük değişimler yaşandı. Sebepler bakımından ne sanayi devrimine, ne milliyetçiğin artmasına benziyor ama sonuçlarına baktığımızda en az onlar kadar önemli sonuçlar doğuracak gibi ülkemiz açısından...

Neler olduğuna kısaca bakarsak: İlk olarak darbe günlükleri gündeme gelmişti. Nokta dergisi tarafından gündeme getirilen darbe günlükleri haberi sonrasında, Nokta, sermayedarı tarafından kapatıldı. Şimdilerde Taraf gazetesinin cesaretine ve devamlılığına bakınca, kısa sürede değişen güç dengesini çok açık görebiliyoruz. (Askerliğim sırasında, darbe günlüklerini yazdığı iddia edilen emekli komutanın makamının bulunduğu binada subay olarak nöbet tutardım. O sırada o günlükler yazılıyor muydu acaba?)

Nokta'nın kapatılması ile yine her şey eskisi gibi olacak derken malûm dava başladı. Deliller, tutuklamalar, gizli tanıklar... Bir anda ortalık toz duman oldu.

Davanın uzaması, eleştiriler, tutukluluk süreleri, hastalıklar gibi konular yüzünden davanın ciddiyeti düşürülmeye çalışılsa da, ıslak imza ve balyoz plânı ile ilgili gelişmeler artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını gösterdi herkese.

Artık muhalefet bile, her ne kadar siyasî bir yaklaşım olsa da, 80 ihtilâlinin müsebbiplerinin yargılanması gerektiğini söylüyor.

Bir yandan askerî açıdan normalleşme sürerken, diğer tarafta hükümetin güneydoğu sorunu ile ilgili çözüm çabaları gündeme geldi: “Açılım”.

İki konu keskin çizgilerle birbirinden ayrılmıyor, hattâ dava dosyalarındaki iddialara bakılırsa kesiştikleri çok yer var.

Güneydoğu sorununun memleketimize maddî manevî ne kadar zarar verdiğini tekrar belirtmeye gerek yok.. Bu nedenle bu “açılımdan” ümitliyim, ümitli olmak istiyorum. Yıllardır sonu gelmez biçimde yapılan mücadele ile -belki de bilinçli olarak- bir yerlere varılamıyor. O yüzden bu niyeti önemsiyorum. Siyasetin bu düşüncemle ilgisi yok, Allah bilir, iktidarda CHP olsa (olmaz ya) o bu şekilde samimî bir gayrete girse, onları da desteklerdim.

Bu konu gerçekten çok hassas... Hayatların söz konusu olduğu bir yerde, üçüncü kişilerin söz söylemesi hiç kolay değil. Acılı bir annenin gözlerindeki bir bakış sizi allak bullak etmeye yeter, ama bu tür sorunlar duygusallıkla çözülemiyor.

Osmanlı'nın nüfusunun yüz milyonu aştığı zamanlarda bu nüfusun yaklaşık yüzde onunun Türk olduğunu duyduğumda şaşırmıştım. Herkes huzur içinde yaşıyordu, Osmanlı'nın çıktığı topraklarda şimdi onlarca devlet var ve her birisi sorunlarla boğuşuyor. Her şeyde olduğu gibi burada da dengenin tutturulması çok önemli... Herkesin vatandaşı olduğu devlete karşı bazı hakları vardır, bunlarda sorun varsa iyileştirilmelidir ancak devletin de vatandaşın üzerindeki hakları unutulmamalıdır. Osmanlı, vatandaşlarına gerekli olan hakları verirken devletin hakkını da gözetmiş, bu hakların gözardı edildiği yerlerde gerekli önlemleri kesin olarak almıştı.

Şu anki durumda bunu sağlamak keşke bu cümleleri yazmak kadar kolay olsa... Olmadığı çok açık, iki ucu keskin bıçak adeta... Başarıldığı takdirde ülkenin geleceği noktayı hayal ederseniz, neden yıllardır bu belânın memleketin başına sarıldığını daha iyi anlarsınız.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
"O"... - Sayı 99
Necip Fazıl hakkında iki ... - Sayı 92
Bir Derviş Sultan Ulu Hak... - Sayı 91
Dua, kulun acizliğini gös... - Sayı 89
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Tüm gazetelerimizin toplam tirajı, 70milyon nüfusa karşılık, 3,5 milyon…
Elâlemin memleketinde tek gazete bile çift rakamlı tiraja sahip. Mesela Japonya’da günde 13 milyon satan gazete var.
Bizde nüfus artıyor, gazete tirajları yerinde sayıyor, hattâ azalıyor. Demek ki “basın” diye piyasaya sürülen kâğıt parçalarına millet güvenmiyor. Bu güvensizliğe rağmen basından ödleri kopanlara yazıklar olsun!
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Hayatın merkezi anneler
Annelerin zaferi
İddiamıza arşivimiz delildir


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15644768
 Bugün : 4380
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 653281
 Bugün : 38
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 70
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim