Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3485 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

İnsan sevdikçe sonsuzlaşır...
Hızır İrfan Önder

  Sayı: 73 - Temmuz / Eylül 2012

Gün yavaşça kararıyordu... Sanki güneş giderayak denizi yakıyordu. Çakıllar birer yakut gibiydiler... Sahilin bunca güzelliğine karşı aklı burada değildi. Dalgındı. Aklında, fikrinde hep o vardı: Biricik aşkı.

Gece oldu. Dolunay çıktı… Yıldızlar muzip muzip  göz kırptı.  Toprak yapayalnız otururken birden o geldi ve yanına oturdu. O da kendisi gibi geceleri uyku tutmayanlardandı. Başını çevirip yüzüne baktı. Masmavi gözleri, kumral saçları ve hafifçe bronzlaşmış teniyle çok duru bir güzelliği vardı. “Tanrının özenle yarattığı bir kız.” dedi içinden ve gülümsedi. Kendini tutamayarak “gözlerin çok güzel” dedi ve içten bir teşekkür aldı.  Onlar aynı şeylerden hoşlanan ruh ikizleriydi...

Zaman akıp gidiyordu. Arkadaşlıkları iyice ilerlemişti. Artık birer sevgiliydiler. Aylardan şubattı ama o yerde her mevsim yaz gibiydi. Birlikte zaman geçiriyorlardı. O kadar mutluydular ki akıp giden zamanın farkına bile varamıyorlardı...

Gün 14 şubattı. İkisinin de gözlerinden okunuyordu mutlulukları. Bugün denize gideceklerdi ve ona evlenme teklifi edecekti. Yıllarını mutlulukla geçireceklerdi. Yeni doğmuş güneşin hemen ardından evden çıktı ve kuyumcuya doğru yol aldı. İçinde, hâkim olamadığı bir heyecan vardı. O yüzüğü beğenmişti: Altından halkası ve üstünde masmavi pırlantası olan, onun gözlerine benzettiği yüzük...

Yüzüğü aldıktan sonra hızlı adımlarla eve gitti, hazırlandı. Sahile doğru yola koyuldu. Vardığında o çoktan oradaydı. Mutlu mutlu gülümsüyordu ona. Sonra yüzmeye karar verdiler. Denize girdiler, çocuklar gibi oyun oynuyorlardı. Bilinçli bir tercihle bu günü seçmişti evlenme teklifi etmek için. Tam bir yıl önce burda tanışmışlardı çünkü... Sudan çıkıp bir takım hazırlıklar yapmaya koyuldu. O hâlâ ordaydı, mutlu bir çocuk gibiydi. Eline küresini aldı. Tanıştıkları sahili ve tanıştıkları günü gösteren maketler yaptırmıştı içine. Küreyi sallayınca yavaşça hareket eden rengârenk küçük pullar vardı.  Bir kenarında boydan boya mavi renkli bir su ve suyun tam içinde alttan açılıp alınabilinen yüzüğü... Ve içindeki kum maketinin üstünde yazan “benimle evlenir misin?” yazısı.   Tam o anda onun çığlığını duydu!.. Kramp girmişti!  Batıyordu gözünün önünde!... Küre ellerinin arasından kayıp yere düştü.  Ona tam da söyleyecekken o gelemiyordu. Hızlıca denize girdi. Yanına doğru yüzdü. Dalıp onu çıkarmaya çalıştıkça kendisi de batırıyordu. Bütün eforunu harcamasına karşın onu kurtaramadı. Bir süre sonra da Deniz  hareketsiz kaldı!... Masmavi gözleri cansızlaşmıştı artık!.. Tuttu denizden çıkardı. Kucağına alıp gözlerini kapattı.  Ağlıyordu ama hiç sesi çıkmıyordu... Gözlerinden süzülen yaşlar ölen Deniz'inin yüzüne damlıyordu... Aşkını gelen ambulansa verirken şöyle sayıklıyordu:

“Ben Toprak, Deniz'imi kaybettim!..”

“Deniz'imi kaybettim!..”

Toprak bu olaydan sonra hiç bıkmadan her gün deniz kıyısına gitti. Sanki aşkı gelecekmiş gibi bir ümit besliyordu içinde...

Denizin ölümünden üç dört ay sonra gizli seyreden hastalığı açığa çıkmıştı: Lösemi. Hastalığı gün geçtikçe ilerliyor ve onu ağırlaştırıyordu. Ama o buna sevinir gibiydi. Çünkü intihara karşı olduğu için bu durumu bir nimet olarak algılıyordu. Zar zor yürüyordu. Kumsala geldi. Her zaman olduğu gibi kumların üzerine uzandı.  Elinde, yanından hiç ayırmadığı küresi vardı. İnsanlar ona doğru geliyordu. Başını sağa doğru çevirdi. Deniz ordaydı!.. Ona gülümseyerek “Bana geliyorsun” diyordu!.. Sonra kayboldu... Semâya doğru baktı. Deniz gökyüzündeydi...

Bütün gücüyle başını hafifçe doğrultu. Sevinçli bir eda ile güneşe bakarak: “Ben toprak.  Gün 14 Şubat. Deniz'ime gidiyorum!..” dedi.  Sonra başı yere düştü. Son nefesini vermişti!.. Deniz'inden ayrıldıktan tam bir yıl sonra tekrar kavuşmuşlardı... Bir daha asla ayrılmamak üzere...

Sevgi bazen sadece dünya içinde kalmaz.

Arşı geçip ruhlar dünyasına ulaşır

Ve insan sevdikçe sonsuzlaşır...


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Bir anne arıyorum acıları... - Sayı 124
İstemem... - Sayı 123
Dermansız dertlere salma ... - Sayı 122
Kasem olsun!... - Sayı 119
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Batı’nın Pompei’sinin günlerini andırmasının sebepleri Osmanlı Devleti’ni çökerten “metal yorgunluğu”nun ilk safhası değil midir?
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Hayatın merkezi anneler
Analar baş tacımızdır
Annelerin zaferi


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15638429
 Bugün : 2172
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 653223
 Bugün : 50
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 62
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim