Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3751 kez okundu.     4 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Söz Rengi: İhtişam Nasıl Kılık Değiştirir…
Sinan Ayhan

  Sayı: 79 - Ocak / Mart 2014

K..ah..ve

Hiç aksatmadan, her öğleden sonraları dilimize yakışan bir pütürlük içerdik; bu zihnimizi açardı. Neden sonra, öğleden sonralarının bize yetmediğini fark ettik… Üstümüzün demir eksikliği, ağzı kıskaç gibi olanlara karşı direncimizi kırmıştı. Biz de elimize bambudan mızraklar aldık, ancak bu vahşi görüntü bizi yeterince koyulaştırmıyordu. Bu zaafımız yüzünden yarım  kalmış  bir  pütür gibi olduğumuz yerde donduk kaldık…

H..ev..ak

Neye benzesek korkutucu olamıyorduk. Tehdit etmek omuzlarımızı kaldırırken eklemlerimize yakışmıyordu galiba. Çok düşündük, kahvaltıda helva, üzüm pekmezi, bir somunla birlikte “uzak şehirler” peynirinden yedik. Olmadı, bacaklarımız lagar bir eşeğin bacaklarına benziyordu. Yastıklarımızdan çıkardığımız tüyleri vücutlarımızın uygun yerlerine yapıştırıyorduk, ne yaparsak yapalım yine de kimse hayvandan türediğimize inanmıyordu…

aV..k..eh

Ayıp olmazsa sesimizi yükseltmek istiyoruz, sesimize payandalar eklemek… Nedense av hayvanları gibi ses çıkarmayı öğrendikten sonra, bir tüylenme mahkemesi kurmakta sakınca görmüyoruz, hele bir de tadımız çamura dönünce her şeyi atomlarına ayırmak geçiyor içimizden; zaten sırf bu yüzden sayısız bir kalp çarpıntısıyla hemhal, “avagadro”yu seviyoruz… Dahası ne havsız yüz kurulamayı, ne kitap dilinden susamayı bilmeden fasulye deneyleri yapıyoruz, kulak yaptığımız pamukların iki kat dibinde… Ayıp olmazsa balçıklığı bırakıp ardından diller bırakan kanlı bir toprak olmak istiyoruz.

R

Atmosfer basıncı düşük bir ortamın ürünüyüz, onun için sönük bir balon gibi duruyor ortada figürlerimiz… Bir kıpırtı seçsek, askıda kalıyor görüntümüz… Bu kadar böcek besleyebileceğini bilmezdik, bizdeki kokuşmuş etin… Etin paçalı akbabaların karnında ancak hayat bulacağını sanıyorduk. Yanılmışız, yerçekimsiz hayat kelebek ömrü bir hayat değilmiş… Ve alerjimiz olurmuş bizim de, canlılık polenlerine karşı…

n

Bir kurgu bu ya, oda koşullarını oluşturana kadar renk pigmentleri arasında mekik dokumak da varmış… Olsun; takunya sesini özledik ama, omuzlarımızda Keltli ve Galyalı olmayan bir ormanı büyütüyoruz…

 

K

Sonuca yaklaşıyoruz, ah şu saman çöpleri… Pastel renkler… Şişeye konmuş gemiler, cinler… Denizkızlarından duyduk bu sırrı, ufukta köpüren ışık, kavanozun dibindeki leke… Durulanmamış bulaşık, üstünde ruhlar bilediğimiz kaya… Barbarları tanımayız biz, rüyalarımızı elyafta uyuruz… Savaşmak için uzattık bu kirli tırnakları, bir yüz çizerken pati kullanmıyoruz… Fare derisinden türemiş bir kedi değiliz, ama tüylü bir sonuca doğru, amansız bir şekilde yol alıyoruz… Pusluyuz, kezzapta köpürmüş gibi; ama tenleri sadece, çiçek gölgeliğinde yıkıyor ve yakıyoruz…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen :     10.06.2014
Yorum : cevap verme lütfunda bulunduğunuz için çok teşekkür ederim. bu izah ediş tarzınızdaki anlatım ne kadar anlaşılır ve anlaştırır bir dil uslüptür. sizden sadece bunu istemiştim. emekleriniz katiyyen lüzumsuz ve beyhude demedim, inşallah yanlış anlaşılmam. bir çok ilham barındırıyor, etkili ve derin yerleri tabi ki var, fakat hepini (seni) anlayan bir sen varsın gibi geldi bana hep. :) bize de bazı hediyelerin oluyor yazının bir yerlerinde... Bir uslüp geliştirdiğin muhakkak... Yolun açık olsun, anlattığın çerçeve ve hedeflerinde.




Ekleyen :     09.06.2014
Yorum : Sevgili "bir okuyucu"; hem bugüne kadar kaleme aldıklarımı anlayanlar oldu, hem anlamayanlar, hem anlayanlar çevremdeydi, hem tanımadıklarım kişilerdendi; tabii anlamayanlar her zaman çoğunluktaydı... Bu durumun ne işe yaradığını mücerret planda bilmiyorum; kendime göre anlamlı halleri var, ama bu anlamlı hallerin bir kısmının farkındayım, bir çok kısmının da farkında değilim... Birincisi, yazmak ihtiyacında oluyorum, o yazı çıktıktan sonra o ihtiyaç giderilmiş oluyor... İkincisi, bir üslup ortaya koymak, kendini tasarlayıp inşa etmenin en güzel, en anlamlı yoludur, bu üslup denemeleriyle kendimi bir tasarı olmaktan kurtarıp inşa etmeye çalışıyorum, bu da var oluşa dair kaçınılmaz bir durumdur; üçüncüsü kendi fikir soyumun verimlerini ortaya koyuyorum, bu fikir soyunun bayrağını öte zamanlara taşımaya çalışıyorum, dördüncüsü cemiyette "bir ortak akılda ikamet" eşiği oluşturup hakikatten hiza alan bir cemiyet hayal ediyorum, bunu şimdilik yazarak hayal ediyorum, beşincisi yazarak ve yaşayarak, yazmayı yaşamaya yaklaştırarak mümin olmaya cehd ediyorum; evet, yazdıklarım çoğu kişi tarafından anlaşılmıyor, ama yazdıklarım anlamsız değil; eleştirinizi dikkate alacağım inşallah ve daha anlaşılır yazmaya gayret edeceğim, belki zor olandan bahsederken bunu nasıl kağıda anlaşılır bir ifadeyle dökerim, onun yolunu sade bir ülupla keşfedebilirim belki... Bizden de sevgiler...




Ekleyen : bir okuyucu    31.05.2014
Yorum : ...?




Ekleyen : bir okuyucu    24.05.2014
Yorum : Ne demek istediğinizi anlayan çıktı mı hiç bugüne kadar merak ettim. Size yolunuzda başarılar.. Anlayan olmasa da bir şeyler anlattığınız muhakkak ama, neye yarıyor, bunu da cevaplarsanız sevinirim Sinan bey... Azminize hayranım doğrusu, bunu itiraf etmeliyim : Yazar veya tefekkür adamı olunacaksa işte böyle olunur... Bıkmadan usanmadan yazmakla.. Merhamet etseniz, biraz da okuyan anlasa... Olmaz mı? Sevgiler...





 
Kalem, O Kalemdir... - Sayı 114
Oluşmuş ve Oluşmamış Âzâl... - Sayı 114
Hakikatin Önsezisinden Ye... - Sayı 113
Liyakatin Kökleri ve Köke... - Sayı 112
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


ACIYORUM

Millet, Meclis’i seçiyor...

Meclis, millet namına kanun yapıyor...

Anayasa Mahkemesi de bu kanunları bozabiliyor...

 

Şimdi söyleyin:

Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletin mi?

Hâkimiyet kayıt ve şartla mı milletin?

Hâkimiyet kayıtsız şartsız Anayasa Mahkemesi’nin mi?

Hâkimiyet kayıt ve şartla Anayasa Mahkemesi’nin mi?..

(Kardelen; 13; Mart 1997)

 

ACIYORUM

Bir takım kimselerin, yetkilerini aşarak, kanun dışı teşkilâtlar kurduğu ve kanun dışı faaliyetlerde bulunduğu artık kimsenin yok diyemeyeceği bir gerçek halinde ortaya çıktı.

Bunlar, başlangıçta en azından, kanunların kötülerle ve kötülükle mücadelede yetersiz kaldığını düşünüyor.

Böyle örgütlere karşı çıkanlar da, gizli ve kanun dışı teşkilât kurulacağına falan falan kanunlara ve filân filân mekanizmalara dayanarak şöyle şöyle mücadele mümkündür, demiyorlar...

 

Öyleyse...

Ya bu ülkede kanunlar ve işleyen mekanizma yetersizdir... Ya devleti idare edenler...

Bu işin (ya)sı, (ma)sı yok... Hem kanunlar ve işleyen mekanizma, hem idareciler yetersiz...

(Kardelen; 13; Mart 1997)
66
Büyük camgözlerle yüzen karahindiba
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16390035
 Bugün : 2556
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 704368
 Bugün : 206
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 316
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim