Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2448 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Teknoloji ve kültür
Hasan Tülüceoğlu

  Sayı: 80 - Nisan / Haziran 2014

Batı bilim ve teknolojisini edinme yarışına eşzamanlı diyebileceğimiz şekilde bizimle birlikte başlayıp bu gün teknoloji üretiminde Batı’yla at başı giden Japonya, kendine has, kendi kültürünü yansıtan teknoloji ortaya koyamamakla eleştirilir. Japonya, Kore ve sonrasında Çin’in yaptıkları Batı teknolojisini iyi bir taklitle üretmektir.

Yüzyıllarca dünyanın en güçlüsü iken Batı’nın ürettikleriyle birden bire karşılaşmamız bugün bile bizi hâlâ kendimize getiremedi. Batı yıllarca sürdürdüğü bilimsel çalışmalar sonrasında kendine yeni bir dünya, Doğu’ya göre âdetâ cennet kurmuştu.

Öyle bir şaşkınlık ve bir taraftan da kabullenememek yaşadık ki uzun süre ne yapacağımızı bilemedik. Çok sonraları tanımak için elçiler gönderdik Batı’ya. Kolay olan Batı’nın üstünlüğünü kabullenmek, onlardaki yenilikleri ithal ederek Batılılaşmaktı. Bu doğal yaklaşım Karlofça barışıyla birlikte ‘Lale devrini’ sonuç verdi.

Ancak din veri tabanlı bir toplumduk. İslâmiyet, Hıristiyanlık değildi. İnsana ve dünyaya hitap eden her şeyi İslâm, Hıristiyanlık gibi kabullenemezdi. Batı’nın bariz dünya üstünlüğünü gören Osmanlı okuryazarlarının hemen tamamı toplumlarının veri tabanından dolayı eksikliği âdetâ ‘Din’de gördüler. İşi mevcut veri tabanıyla birlikte yürütmek isteyen az sayıdaki Osmanlı aydını, Hıristiyanlık ve İslâmiyet’in birbirleriyle uyuşmayan din veri tabanlarını doğru teşhis ettiler. Ama sorunu ve yapılması gerekeni net olarak ifadede zorlandılar. Halkın genel çoğunluğu din veri tabanından dolayı ‘gâvurdan’ gelen her şeye karşıt tepki verdiler. Zira Batıdan gelen her şey onlara ‘kâfirlik’ ifade ediyordu. Bunun halk dilindeki ifadesi “gâvur icadıydı”.

Batı, Doğu’ya göre yeni bir dünya ortaya koymuştu. Bunu yaparken Hıristiyanlık veri tabanından kesinlikle ayrılmadı. Bu veride mevcut kültürünü bir anlamda geliştirip dönüştürerek ürettiği tüm teknolojiye yansıttı. Güçlü ve üstün aletlerle birlikte bunlara yansıttıkları çok güçlü bir Hıristiyan veri tabanlı kültürleri vardı artık. Tüm dünyaya hükmetmeye hazır bu kültür, amazon ormanlarının en derinliklerine kadar yayılmaya hazırdı ve yayılacaktı da.

Halkın ‘gâvur icadı’ diyerek anlatmak istediği Batının teknoloji ürünlerine yansıttığı bu kültürdü. Bu bağlamda bisiklete başlangıçta ‘cin atı’ denmesi manidardır.

Dindar Osmanlı aydınları da aslında bu gerçeği yerli yerinde bir zemine oturtup doğru ve eksiksiz bir değerlendirme yapamadılar. Batıdaki gelişmelere çaresizdiler; mecburen alınmalıydı. Ama devamında Batının kültürünü de tevarüs ediyorduk. Teşhis eksik yapıldığından en son dindarlar slogana sarıldılar: “Batının bilim ve teknolojisini alalım ama ahlâksızlığını almayalım”. Onların ahlâksızlık dedikleri Batı kültürüydü ki zaten bilim ve teknolojiyle istemesek de onları da alıyorduk. Bu, din veri tabanlı toplumda, etkisi hâlâ süren müthiş ve korkunç bir sarsılmaydı.

Hoş ya takliden bile olsa, bir Çin kadar, Batı teknolojisini üretmekte montaj aşamasının çok fazla ilerisinde değiliz. Veri tabanımıza zıt kültürüyle bile Batı bilim ve teknolojisini tam olarak edinemedik. İthal ettik ama aynısını veya benzerini taklitte olsa imal edemedik. Bu, maalesef en acınası durumumuz.

Abdülhamit dönemi Avrupa’ya at başı ithal ettiğimiz Batı teknolojisini 30’lu yıllarda tek kalemde bile olsa imal etmeye başlamamıza rağmen, nedense bir teknoloji ürününü bile bugün yüzde yetmiş seksenler düzeyinde de olsa üretiyor değiliz.

Japonya ve Çin gibi Batı teknolojisini tamamen üretme aşamasına gelmemiz hedefimiz ama bu hedefte henüz fazla bir yol kaydetmiş değiliz.

Bir Japonya olmayı başarsak bile sonuçta elin gâvurunun teknolojisini üretmiş olacağımızdan Batıya göre hep bir adım geride kalacağızdır. Bu da Batının, ‘tereciye tere satmak’ deyimi esinli olarak bize dudak bükerek bakmasına neden olacaktır.

Dünyaya bir şeyler vermek, dünyayı etkileyip yönlendirmek istiyorsak, öncelikle, şu Batıya karşı durumumuzu, din veri tabanımızı tamamen kaybetmeden yerli yerine oturtmak ve kendimize özgün bilim ve teknoloji ortaya koymak zorundayız. Bulunduğumuz konum düşünüldüğünde bu, gerçekleştirilmesi çok zor bir ideal.  İdeali olmayan bir toplum ise dağılmaya mahkûmdur.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Göbeklitepe’de Hz. İbrahi... - Sayı 124
İslâmcıların kültürelsizl... - Sayı 89
Batılılaşmada mündemiç di... - Sayı 88
Babel'de doğuya bakış... - Sayı 87
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


40
Büyük camgözlerle yüzen karahindiba
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16387329
 Bugün : 2396
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 704149
 Bugün : 303
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 464
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim