Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2582 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Abi selpağ vereyim!
Bedran Yoldaş

  Sayı: 80 - Nisan / Haziran 2014

Güneşli bir gün. İnsanlar, soğuk geçen günlerin sonunda kendilerini güneşin sıcak kollarına bırakmışlar. Güneş, saklandığı bulutların gerisinden yeryüzüne gülücükler dağıtmaya başlamıştı. İnsanlar da işte bu gülücüklerden pay kapmak, keyfini çıkarmak için kendilerini dışarı atmıştılar. Günlerden cumartesi olması hesabiyle dışarıdaki insan sayısı fazla idi. Etraf cıvıl cıvıldı.

Bizde güneşin eteklerindeki sıcaklıktan faydalanmak için dışarı çıktık.

Dicle kent caddesini baştan başa kat ettik. Tesislerden bayındırlığa, bayındırlık caddesinden batı kent kavşağına oradan da ofis kavşağına, demiryoluna varmadan, konuk evinin arkasından sosyal yardımlaşma vakfının yanından demir yolunu geçerek ofis semtine geçtik.

Yüksek kahvenin yanında, Belediye konukevinin karşısındaki “qırıx” çayevinin önündeki, lastikli kürsülere iliştik. Çaylarımızı güneşin ışınları altında yudumlamaya başladık.

Arada ayakkabı boyacıları, simit satıcıları, çekirdek satan çocuklar sohbeti bölüyor olsa da koyu sohbet devam ediyordu.

Ayakkabı boyacıları, ellerinde terlikleri uzatarak; “abi boyayalım mı?” diye sorup, cevap beklemeden sıvışıyorlardı. Bazen de bela olup yakanıza yapışırlardı.

Başlarındaki kocaman tepsiler ile gezinen çocuklar “sıcak simit, çaylık bunlar…” diyerek günlük harçlıklarını çıkarmanın telaşı ile durmadan dolanıyorlardı.

Kulağımızın dibinde “abi selpağ vereyim mi?” diyerek elindeki kâğıt mendili bize uzatarak, satmak isteyen 8-9 yaşlarındaki, belki daha da küçük, çocukları görünce içimiz tarifsiz acılar ile doluyordu.

İlk tepkimiz “kulağımızın dibinde niye bağırıyorsun?” olsa da içimize kapkara bulutlar çörekleniyordu.

“Neden insanlar bu çocuklara sahip çıkmıyor, neden bu yaşta çalışmak zorundalar?” soruları kafanızı meşgul ederken belki şunu da düşünebilirsiniz: “bunların anne, babaları bu yaşta nasıl çalıştırıyor?” diyerek ebeveynlerini suçlayabilirsiniz.

Durup düşünüyoruz. Biz bu soruların neresindeyiz. Ne düşünmekteyiz.

Ağaçlar, çiçekler, top oynayan çocuklar, öbek öbek oturarak sohbet edip çay içen insanlar. Beri tarafta, kurulan semt pazarındaki tezgâhta satış için uğraşan, elleri ıslak gözleri geleceğin endişesini yüreğinde hisseden pazarcılar. Eve ekmek götürebilmenin telaşesi.

Ufkun alaca karanlığında neşvünema bulan, gökyüzünün çıkmaz sokaklarında kanat çırpan acemi kuşlar ve çocuk satıcılar…

Gözlerim ufuka daldı. Zaman denen mevhum kayboldu sanki.

Çiçekler, güller arasında koşup oynayan çocuklar canlanıverdi gözlerimde o dem. Donan zamana ne oldu bende anlayamadım.

“Çalışmak zorundayım hocam. Eve ekmek götürmem gerek. Babam çalışmıyor. Daha doğrusu gündelik işler yapıyor. O da bir gün iş var beş gün yok. Altı kardeşiz. Hem okula gidiyorum hem de çalışıyorum. Simit satıyorum. Hafta sonları bazen kâğıt mendil satıyorum.” cümleleri kafamda bilmem kaçıncı turu bindirirken donan zamanda, düşünceler yumağında âdetâ boğuluyordum.

Araya arkadaşımın şu cümleleri yerleşti:

“Okulda, derste öğrencilerime soruyorum:”çalışıp eve ekmek götüren varsa onlara iyi not vereceğim.” dediğimde sınıfın yarısından çoğu el kaldırdı. Kalanlar da işin olmadığından yakındılar.”

“Simit, sıcak simit..”

“Karpuz çekirdeği”

Tekliflerine: “Yok kardeş, istemez!” cevabıyla sonlanıyordu genelde.

“Simit, sıcak simit”

“Simit vereyim mi abi?”

Simitçi çocuk usulca yanımıza sokuldu.

“Hocam simit ister misiniz”

“Aa! Merhaba oğlum. Sağ ol”

Çocuk kendisini öğretmene bile isteyerek göstermişti.  Belli ki, sınıftaki çocuklardan biriydi. Ve çalıştığını, eve ekmek götürdüğünü hocasına ispat etmek istiyordu.

Çocuğun gönlünü hoş ettikten sonra gönderen arkadaşım bana dönerek; “işte bahsettiğim talebelerimden biri.” dedi.

Hem okuyan hem de çalışarak eve ekmek götürmek zorunda olan körpe dimağların sokaklarda harcanması hepimizin moralini bozuyordu.

“Abi selpağ vereyim mi? Nidaları kulaklarımızda zonklamaya devam ederken; çaresizliğimizi de esir alıyordu.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Zevâli yakındır zulmün... - Sayı 119
Elinde taş küçük çocuğun... - Sayı 119
Sallandı yer ve gök... - Sayı 118
Hu Demeye Geldik... - Sayı 117
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


Milli Eğitim Bakanlığı’nın anketine göre, gençlerin %61’i kitap okuyormuş.
Hayret! Ya gizli gizli okuyorlar, ya büyüklerinden ders almamışlar ve gizli gizli okuyorlar.
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Tas tarak
Kasem olsun!
Bir tufanın ardından: Filistin
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Deniz kabarıyor
Fatih Sultan Mehmet (4)
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13193378
 Bugün : 2625
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 606278
 Bugün : 97
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 178
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim