Çocuk, sevginin ürünü... Yaşar Akyay Sayı:
125 -
 İnsanlığın atası olan Âdem (a.s) topraktan yaratılmış, genel olarak diğer insanlar ise bir anne ve babadan yaratılmaktadır. O nedenle anne-babalar ile evlâtlar arasında çok güçlü bir bağ ve birbirine karşı önemli sorumlulukları vardır. Anne-babalar çocuklarının bakıcısı-dadısı olduğu gibi, çocuklar da anne-babaların hizmetkârı olmalıdırlar.
Bebeklik ve ergenlik çağları arasındaki insana çocuk denildiği gibi evlât da denilir. Çocuk, eşler arasındaki muhabbetin ürünü olup, ana-babayı birbirine bağlayan tutkal, onlar yaşlandığında onların ihtiyaçlarını karşılayıp, onları mesrur ve memnun etmeye çalışarak onların hakkını ödemek isteyen bir gönül eri gibidir.
Çocuk, anne-babalara, anne-babalarının değerini öğreten küçük bir muallim gibidir. Çünkü çocuk büyütme tecrübesi yaşamayan, onun bakımı ile ilgili zorluk ve sıkıntılarını görmeyen kimseler çocukluktan kurtulamaz ve anne-babasının kıymetini tam olarak anlayamaz.
Kur’ân’ı Kerim’de: “İyi biliniz ki, mallarınız ve evlâtlarınız sizin için ancak birer imtihan vesilesidir” (Enfal, 8/28) buyrulduğu gibi, çocuklar, anne-babaların hayat imtihanının en önemli ve ağırlıklı yönünü teşkil eden Allah’ın emanetleridir.
Bütün varlıklarda olduğu gibi, çocukların da yaratıcısı Allah’tır. Anne-babalar ise, toprağın tohumun çimlenip fidan haline gelmesindeki rolü gibi sadece bir vesiledir. Yüce Allah onları anne-babalara yetiştirip büyütmeleri, terbiye edip eğitmeleri için ve istediği zaman geri almak üzere emanet olarak vermiştir.
Anne-babaların çocukları ile ilgili en önemli sorumlulukları: Onlara iman hakikatlerini ve ibadetleri öğretmek veya öğretilen yerlere gönderip, güzel ahlâk hususunda onlara örnek olmalarıdır. (Tirmîzî, Birr, 33) Ayrıca onlara dünya hayatındaki geçimliklerini meşru bir şekilde kazanabilecekleri bir meslek öğretmek de anne-babaların görevlerindendir.
Bir çocuğun sırtını giydirip, karnını doyurmak anne-babanın sorumluluğu açısından yeterli olmayıp, onların ruhunun da eğitilmesi ve beslenmesi gerekmektedir. Eğer çocuklarımızı topluma faydalı, Allah’ın rızasına uygun olarak yetiştirebilirsek onlar bizim için açık kalan amel defterimize işlenen ve bitmeyen sevap hazinemiz olacaklardır. (Müslim, Vasiyet, 14)
Eğer bu emanete hakkıyla sahip çıkamayıp, onları doğru bir şekilde yetiştiremez isek onlar bizim kaybedilen imtihanımız olup hem topluma zararlı hale gelebileceklerdir hem de ahirette yakamıza yapışıp bizden davacı olabileceklerdir. (Abese, 80/34)
Anne-baba ve çocuk hakkı hususunda Peygamber Efendimiz de: “Onların sana iyi davranmaları senin çocukların üzerindeki hakkındır. Aynı şekilde çocuklar arasında âdil davranman da onların senin üzerindeki haklarıdır” buyurmuştur. (Ebu Davud, Büyû (icare) 83)
Çocuklarımızı nasıl yetiştirelim diye sorulunca İbn-i Haldun: “Çocuklarınızı terbiye etmeye çalışmayın, kendinizi terbiye edin yeter. Zira kendisini ıslah etmeyen başkasını ıslah edemez. O yüzden çocuklarınız istediğiniz gibi değil, örnek olup yetiştirdiğiniz gibi olur” diyerek eğitim ve terbiyede asıl önemli olanın söz değil davranış olduğuna dikkat çekmiştir.
Rabbim bizlere imtihan için verilen ve gönüllerimizin ilacı ve sevinç kaynağı olan evlâtlarımızı topluma faydalı ve rızasına uygun olarak yetiştirip, hakkımızda şikâyetçi değil, şefaatçi eylesin.
|