Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1962 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

"Sırf saçı için severdim bu kızı" dedi şair
Pınar Vardar

  Sayı: 85 - Temmuz / Eylül 2015

Kadın bir resim gösterdi şaire; “Sırf saçı için severdim bu kızı” dedi şair.

Ne zaman kıraç topraklara yüzünü sürse, buhranlı seraplar görmeye başlardı kadın. Kapkara bir bulutun başucunda peydahladığını, kör kuyularda can teslim ettiğini görürdü.

Ölüm, dağların başında uğuldarken, gelincikler açıyordu uçurum diplerinde. Donuk mavi oyuklar vardı sarp yamaçlarında. Bir dokunsa nalân gözeneklerine, un ufak dökülecekti eteğine şahikasından.

Güneşe yüzünü döndü kadın. Aydınlandı renk renk. Ferahladı yüreği. Türküler çığırdı bileklerini oynatarak. Durdu sonra, diz çöktü. İki eliyle münkesir toprağı avuçlayıp, “Taşlarla bölünmüş gölgem için sever misin beni?” dedi şaire.

Sabah selâlarını dinler gibi dinlemişti şair türküleri. Bahçede yeşil çınarın inlemelerini dinlemişti. Seher vakti kollarında asılan kızların kara sevda çığlıklarını. Başucunda mecnuna dönen oğlanları görmüştü mecalsiz. Mecalsiz kaldı şair. “Boz toprakta parıldayan, al gölgen için severdim seni” dedi.

Güneş, alev sıcaklığını bıraktı dalgalı sarı tepelere. Develerin çıngırak sesleri yayıldı bin mızrak öteye. Şairin harap vahalarını geçiyordu kadın. Gözyaşları, kum tanelerinin arasında kayboldu. Aradı el yordamı, bulmalıydı. Her tanenin bir adı vardı. Çığırdı. Gezgin, sahra, kum, soğuk, fırtına...

Kurak ve gevşek sarı kum tepelerinde dizine kadar gömülüyordu kervanlar, dizine kadar gömülüyordu kadın. Siyah feracesi toz beyaz olmuştu, yüreği toz beyaz. Şairin, beklemeden gittiğini gördü. Lâ’l oldu yüreği. Lâ’l oldu bedeni kuru sıcakta. İşitmeyeceğini bile bile seslendi ardı sıra. “İçimin vahaları için sev beni. Sev beni…”

Yüreğinin üzerine düşen yürekten kaçıyordu şair. Gözünü kapattığında müphem boşluğa salınmak istemiyordu. Efsunlu sarı düşler görmek istemiyordu. Cüzzamlıdan kaçar gibi kaçıyordu bâdiye sevdadan. Canında bu görkemli hisle yarışacak gücü bulsa… Bulamıyordu.

Avuçlarını istila eden titremeyi durdurmaya çalışırken, merhum yüreği dile geldi. “Sırf yüreğimin üzerine düşen dil-i zarın için severdim seni” dedi.

Kocamış incirin kökleri, çatlatmıştı şehrin taş duvarlarını. Bir mezar odası gibi girdi şairin şehrine kadın, cürümlerini koynunda saklayarak. Gökte asılı ne yıldız kaldı, ne ay, ne güneş. Katman katman dürüldüler sessizliğe. Gökyüzü bulanık, gökyüzü karanlık. Bir tek hulkî bedenle ortada şair. Cansız bir kandilin ışığında, cansız yüzüne baktı kadın. “Can özümden damıtılan kara safran sularım için sever misin beni?” dedi.

Sonbahar, kuru soğuk, ikindi vakti, içine kapanık siyah bir hava. Dişleri birbirine kenetlenmiş, gözleri toprağa. Ağzındaki billur köpüğü yutmakta zorlanırken, boğazı düğüm düğüm bir avuç kara balçık safranla sıvanmıştı şairin. “Zengûre makamı titreyen kalbin için severdim seni” diyebildi, belli belirsiz.

Bak, kırkikindi yağmurları başladı toprağını ıslatmaya. Mayıs papatyası toplayayım eteklerinden. Sürme beni yokuşlarına. Gel, göçmen kuşlarını sal saçlarıma. Irmağına düşen şelalen olayım, gel. Gurup vakti bir damla çiğ tanen olayım, gel. Koyma beni zifiri karanlıkta.

Kum rengi kadife bir elbise giymişti kadın. Yakası siyah dantelalı, kol yeni siyah tülden fırfırlı. Dizi dizine değecek kadar yakındı şaire. Konuşsa duyacaktı. Konuşmadı. Tüm cesaretini topladı ve açtı saçının kırmızı kurdeleden bağını. Salındı omuzlarından oluğuna iri su dalgaları. Elleri çırpındı, ayakları çırpındı, teni çırpındı. En çok saçı çırpındı şairden yana. “Sırf saçım için sever miydin beni de” der gibi baktı.

Dizini dizinin hizasından usulca geri çekti şair. Sanki yer yarıldı da kemiksiz vücut gibi yığıldı çukura. Yüzüne bakamadı kadının. Irak maviliklere gönderdi bakışlarını.

Her ırmak sesti, ışıktı, yankıydı. Her ırmak doğduğu dağların kokusunu taşırdı denizlere. Her ırmak dağıyla müsemma akışırdı.

 

Kadından yana ıslak toprak kokusu sardı etrafı. Şairden yana hanımeli. Düşlerinden biliyordu şair, su kenarına kurulan güzel ülkeleri. “Gel, yüreğimin pınarlarına kur düşler ülkeni” demek istedi, diyemedi. Ardına bakmadan çekti gitti…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
"Sırf saçı için severdim ... - Sayı 85
Kadın ve şair... - Sayı 83
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (126):
Vekâlet Savaşları...

Son Eklenen Yorumlardan
 test"... test

 Elinize sağlık.Okuyup anlayanı, ibret alanı çok olsun, inşallah.Çok selâm ve hürmetlerimle...Sağlık ... Naci Eroğlu

 Elinize sağlık. Okuyup anlayanı çok olsun inşallah.Allah, milletimizi bu ve benzeri belalardan ebed... Naci Eroğlu

 Gülizar annenin mekanı cennet olsun inşaallah. Ufukta kavuşmak ta var. Metanet ve sabır dilerim. Ka... AYHAN ASLAN

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun


Öğretmen ve öğrenciye “okul sigortası” hakkı verilmiş. Pek yerinde, artık disiplinsizlik yüzünden okutmak da, okumak da “risk unsuru” taşır oldu. 
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Temmuzda yaşamak zemheriyi
Çocuk, sevginin ürünü...
Annesi gül koklasa ağzı gül kokan çocuk
Filistindeki çocuklar
Çocuklar bizim geleceğimiz (mi)?
CHP’nin bu millete yaptığı zulümler Cell
Bin Karınca Duası


Ali Erdal - Büyük depremin öncül...
Ali Erdal - Yolculuk
Kadir Bayrak - Çocuk toprak gibidir
Necip Fazıl Kısakürek - Necip Fazıl’dan çocu...
Ekrem Yılmaz - İçimizdeki çocuk ölm...
Ekrem Yılmaz - Çocuk
Ekrem Yılmaz - Sınırlar ötesinde
Dergi Editörü - Annesi gül koklasa a...
Site Editörü - Çocuklar bizim gelec...
Necdet Uçak - Ahlâk bozuldu
Necdet Uçak - Ali ile Barbaros
Kardelen Dergisi - Kardelen’den haberle...
Kardelen Dergisi - Hâlâ ve her şeye rağ...
M. Nihat Malkoç - Filistindeki çocukla...
M. Nihat Malkoç - Çocuk olmak
Hızır İrfan Önder - Gurbetin ocağı harlı...
Zaimoğlu - Vasıtasız erdirici
Halit Özdüzen - Yozlaşan toplumlar
Mehmet Balcı - Yardımseverlik
Mehmet Balcı - Sitem
Ahmet Çelebi - Anladım
Kubilay Ertekin - Senirkent Faciası ha...
Halis Arlıoğlu - CHP’nin bu millete y...
Ahmet Değirmenci - Yangından artakalan
Ahmet Değirmenci - Özür
Ahmet Değirmenci - Otuz yıl
Murat Yaramaz - Özür
Murat Yaramaz - Kirli
Gözlemci - Hadiselere bakış
Cahit Ay - Muhasebe
Cahit Ay - Anlaşma teklifi
Cemal Karsavan - Ve çamaşır ipinde sa...
Heybet Akdoğan - Sekülerizm ve İslâm
Osman Akçay - Çocuklar oynasın
Bekir Oğuzbaşaran - Nev gazel
Yaşar Akyay - Çocuk, sevginin ürün...
İbrahim Durmaz - Çocuk ve kuş
İbrahim Durmaz - Çocuğum
Saltuk Buğra Bıçak - Temmuzda yaşamak zem...
Mustafa Kozlu - Gül kokusu
Esra Çakan - Zaman diriyken kıyme...
Uğur Utkan - Satuk Buğra Han efsa...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15950435
 Bugün : 2245
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 671548
 Bugün : 106
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 460
 125. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim