Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1622 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Sağlık olsun
Site Editörü

  Sayı: 103 -

Hucurât Suresinde “Eğer müminlerden iki grup birbiriyle kavgaya tutuşursa…” diye başlayan bir âyet-i kerime vardır. Bu ve benzeri âyetlerde “şöyle olursa böyle yapın” şeklinde bir üslûpla karşılaşırız. Bu tür âyetler aslında Kur’ân’ın mucizelerindendir çünkü Allahu Teâlâ gerçekleşmeyecek bir durum için böyle bir hüküm vermez. Örneğin bu âyet müminlerden iki grubun birbiri ile kavgaya tutuşacağını bildirir.

Aynı durumu bazı hadis-i şeriflerde de görürüz. Örneğin Efendimiz “Beş şey gelmeden önce beş şeyin değerini iyi bilmelisin; ihtiyarlığından önce gençliğinin, hastalığından önce sağlığının, yokluğundan önce varlığının, meşguliyetinden önce boş vaktinin ve ölümünden önce hayatının.” buyurduğu zaman biliyordu ki insanlar bunların değerini bilmeyecek. Bu hadis-i şerifte beş farklı şey gözükmesine rağmen tümü aynı iki konuya çıkmaktadır, zaman ve sağlık. Efendimiz yine bu konuda saadetle şöyle buyurmuşlar: “İki nimet vardır ki insanların çoğu (onları değerlendirme hususunda) aldanmıştır: Sağlık ve boş zaman.”

Efendimiz’in ne kadar doğru söylediğini çoğu kişi hakk’el yakîn yaşamıştır. İnsanoğlu elindeki kıymetlerin değerini onu kaybedince anlıyor. Özellikle iki durum var, biri özgürlüğünü elinden alacak bir durumla karşılaşması, diğeri de sağlığını kaybetmesi. Bu iki durum başa gelebilecek en ağır musibetlerden olunca, bunlar dışında başımıza gelen olaylar için genelde tepkimiz “sağlık olsun” olmuyor mu? Bu ağız alışkanlığı bile sağlığın ne kadar ehemmiyetli olduğunu bize gösteriyor. Hattâ özgürlüğü elinden alınan biri bile “sağlık olsun, sayılı gün çabuk geçer” diyebiliyor, bu durumda sağlık konusu en ehemmiyetli konu olarak karşımıza çıkıyor.

Sağlık o kadar önemlidir ki günlük deyişlerimizin birçoğu sağlıkla ilgilidir, traş oluruz veya banyo yaparız, sıhhatler olsun denir, yemek yeriz, bir şeyler içeriz, âfiyet olsun, şifa olsun deriz. Olumsuz bir durum yaşarız, sağlık olsun deriz. Nasılsın dendiğinde, sağlığına duacıyız deriz, rahatsız da olsak, iyiyim çok şükür deriz. Sağlığın önemini Karacoğlan “Sağlıktır her işin başı, Gamlanma gönül gamlanma” beyiti ile belirtirken Sultan Süleyman’ın dillere pelesenk olan şu sözü sağlık deyince ilk aklımıza gelen sözdür: “Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi”

Sağlık deyince aklımıza hastane, ilâç veya doktor gelmesi çok doğru değil. Bu işin daha öncesi yani koruyucu hekimlik çok daha önemlidir. Bu sayımızda Dr. Mahmut Tokaç Bey ile yaptığımız röportajda da okuyacaksınız, Tıbb-ı Nebevî’deki birçok tavsiye koruyucu hekimlikle ilgilidir. Yine Hocamızın söylediği önemli bir nokta var, bedenlerimiz bize emanettir ve onu güzel bir şekilde teslim ile sorumluyuz. Bedenimize iyi baktığımızda birçok hastalığa karşı da önlem almış oluruz.

Beden için en önemli konulardan biri yakıtının kalitesidir. Günümüzde belki de en büyük problemimiz sağlıklı yiyecek konusudur. Dünya çağında hazır gıda tüketimi çok yüksek boyutlara ulaştı, üstelik firmalar maliyet düşürmek için yeni gıdalar (!) kullanmaktadır. Örneğin pancardan elde edilen şekerin maliyeti yüksek diye çok daha ucuz olan mısır şurubu, glikoz kullanılmaktadır. Şekerin kendisi bile zararlı iken glikozun zararı çok daha fazladır. Bir keresinde oğlumla birlikte doktora gittiğimizde doktor bey oğlumla ilgilenirken not kâğıdına bir kelime yazdı ve dedi ki: “Marketten bir şey aldığın zaman içindekilere bak, burada yazan kelime içindekilerde varsa ondan uzak dur”. Kâğıtta glikoz yazıyordu. Bugün paketli gıdalarda, içeceklerde, birçok üründe glikoz, fruktoz, mısır şurubu kullanılıyor, hattâ firmalar pancar şekeri kullandıkları zaman bunun gurur duydukları bir durum olduğunu belirtircesine paketlerin üzerine yazıyorlar.

Sağlık konusunda diğer bir önemli nokta sağlık sektörünün devasa büyüklükte cirosu olan bir sektör olmasıdır. Hastaneler, ilâçlar, ameliyatlar… Bugün ülkemizde hastane ve adalet binalarının büyüklüğünden övünüyoruz. Ancak duamız hep aynı: Allah düşürmesin.

Hazır gıda tüketiminin artmasına paralel bir yandan da bilinçli tüketicilerin sayısı da hızla artıyor. Bugün evde yoğurt yapanların sayısı hiç az değil. Kendi ekmeğini yapanlar, evine cips, asitli içecek, paketli gıda sokmamaya gayret gösterenler hakeza. Bizim gibi köyünden katkısız ekmek, yağ, salça gelen şanslılar var. Bizim neslimiz belki de bu şekilde imkâna sahip olan son nesil. Saatlerce salça, pekmez kaynatanlar azaldıkça bu imkân da azalacak. İşin ticareti devam eder belki ama kaynayan kazan ocaktan iner inmez yeni kaynamış salçanın katkısız köy ekmeğinin üzerine sürüldüğü, büyüklerin, torunların bir arada olduğu sahneler devam eder mi emin değilim.

Efendimiz’in sözü gerçekleşeceği için söylendi, o yüzden mutlaka sağlığımızın kıymetini bilmemiz gerekir. Allah sağlık, âfiyet versin.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Sosyal medyanın gücü... - Sayı 119
Adâlet mülkün temeldir... - Sayı 118
Müzik, kültür kimliği olu... - Sayı 117
Asıl Kahramanlık Âfet Önc... - Sayı 116
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


Hislerin hissizleştiği noktada, onlarda kalan aklın varlığını sürdürebilmek için o noktaya varışın yaratıcısını bile inkâr edebilecek kadar “bencil”leşmesine kılıflar uydurarak (bunu) üstünlükmüş gibi gösterenleri iyi tanımak gerekir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Tas tarak
Kasem olsun!
Bir tufanın ardından: Filistin
Deniz kabarıyor
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Fatih Sultan Mehmet (4)
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13196043
 Bugün : 974
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 606342
 Bugün : 27
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 134
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim