Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1939 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Sağlık olsun
Site Editörü

  Sayı: 103 -

Hucurât Suresinde “Eğer müminlerden iki grup birbiriyle kavgaya tutuşursa…” diye başlayan bir âyet-i kerime vardır. Bu ve benzeri âyetlerde “şöyle olursa böyle yapın” şeklinde bir üslûpla karşılaşırız. Bu tür âyetler aslında Kur’ân’ın mucizelerindendir çünkü Allahu Teâlâ gerçekleşmeyecek bir durum için böyle bir hüküm vermez. Örneğin bu âyet müminlerden iki grubun birbiri ile kavgaya tutuşacağını bildirir.

Aynı durumu bazı hadis-i şeriflerde de görürüz. Örneğin Efendimiz “Beş şey gelmeden önce beş şeyin değerini iyi bilmelisin; ihtiyarlığından önce gençliğinin, hastalığından önce sağlığının, yokluğundan önce varlığının, meşguliyetinden önce boş vaktinin ve ölümünden önce hayatının.” buyurduğu zaman biliyordu ki insanlar bunların değerini bilmeyecek. Bu hadis-i şerifte beş farklı şey gözükmesine rağmen tümü aynı iki konuya çıkmaktadır, zaman ve sağlık. Efendimiz yine bu konuda saadetle şöyle buyurmuşlar: “İki nimet vardır ki insanların çoğu (onları değerlendirme hususunda) aldanmıştır: Sağlık ve boş zaman.”

Efendimiz’in ne kadar doğru söylediğini çoğu kişi hakk’el yakîn yaşamıştır. İnsanoğlu elindeki kıymetlerin değerini onu kaybedince anlıyor. Özellikle iki durum var, biri özgürlüğünü elinden alacak bir durumla karşılaşması, diğeri de sağlığını kaybetmesi. Bu iki durum başa gelebilecek en ağır musibetlerden olunca, bunlar dışında başımıza gelen olaylar için genelde tepkimiz “sağlık olsun” olmuyor mu? Bu ağız alışkanlığı bile sağlığın ne kadar ehemmiyetli olduğunu bize gösteriyor. Hattâ özgürlüğü elinden alınan biri bile “sağlık olsun, sayılı gün çabuk geçer” diyebiliyor, bu durumda sağlık konusu en ehemmiyetli konu olarak karşımıza çıkıyor.

Sağlık o kadar önemlidir ki günlük deyişlerimizin birçoğu sağlıkla ilgilidir, traş oluruz veya banyo yaparız, sıhhatler olsun denir, yemek yeriz, bir şeyler içeriz, âfiyet olsun, şifa olsun deriz. Olumsuz bir durum yaşarız, sağlık olsun deriz. Nasılsın dendiğinde, sağlığına duacıyız deriz, rahatsız da olsak, iyiyim çok şükür deriz. Sağlığın önemini Karacoğlan “Sağlıktır her işin başı, Gamlanma gönül gamlanma” beyiti ile belirtirken Sultan Süleyman’ın dillere pelesenk olan şu sözü sağlık deyince ilk aklımıza gelen sözdür: “Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi”

Sağlık deyince aklımıza hastane, ilâç veya doktor gelmesi çok doğru değil. Bu işin daha öncesi yani koruyucu hekimlik çok daha önemlidir. Bu sayımızda Dr. Mahmut Tokaç Bey ile yaptığımız röportajda da okuyacaksınız, Tıbb-ı Nebevî’deki birçok tavsiye koruyucu hekimlikle ilgilidir. Yine Hocamızın söylediği önemli bir nokta var, bedenlerimiz bize emanettir ve onu güzel bir şekilde teslim ile sorumluyuz. Bedenimize iyi baktığımızda birçok hastalığa karşı da önlem almış oluruz.

Beden için en önemli konulardan biri yakıtının kalitesidir. Günümüzde belki de en büyük problemimiz sağlıklı yiyecek konusudur. Dünya çağında hazır gıda tüketimi çok yüksek boyutlara ulaştı, üstelik firmalar maliyet düşürmek için yeni gıdalar (!) kullanmaktadır. Örneğin pancardan elde edilen şekerin maliyeti yüksek diye çok daha ucuz olan mısır şurubu, glikoz kullanılmaktadır. Şekerin kendisi bile zararlı iken glikozun zararı çok daha fazladır. Bir keresinde oğlumla birlikte doktora gittiğimizde doktor bey oğlumla ilgilenirken not kâğıdına bir kelime yazdı ve dedi ki: “Marketten bir şey aldığın zaman içindekilere bak, burada yazan kelime içindekilerde varsa ondan uzak dur”. Kâğıtta glikoz yazıyordu. Bugün paketli gıdalarda, içeceklerde, birçok üründe glikoz, fruktoz, mısır şurubu kullanılıyor, hattâ firmalar pancar şekeri kullandıkları zaman bunun gurur duydukları bir durum olduğunu belirtircesine paketlerin üzerine yazıyorlar.

Sağlık konusunda diğer bir önemli nokta sağlık sektörünün devasa büyüklükte cirosu olan bir sektör olmasıdır. Hastaneler, ilâçlar, ameliyatlar… Bugün ülkemizde hastane ve adalet binalarının büyüklüğünden övünüyoruz. Ancak duamız hep aynı: Allah düşürmesin.

Hazır gıda tüketiminin artmasına paralel bir yandan da bilinçli tüketicilerin sayısı da hızla artıyor. Bugün evde yoğurt yapanların sayısı hiç az değil. Kendi ekmeğini yapanlar, evine cips, asitli içecek, paketli gıda sokmamaya gayret gösterenler hakeza. Bizim gibi köyünden katkısız ekmek, yağ, salça gelen şanslılar var. Bizim neslimiz belki de bu şekilde imkâna sahip olan son nesil. Saatlerce salça, pekmez kaynatanlar azaldıkça bu imkân da azalacak. İşin ticareti devam eder belki ama kaynayan kazan ocaktan iner inmez yeni kaynamış salçanın katkısız köy ekmeğinin üzerine sürüldüğü, büyüklerin, torunların bir arada olduğu sahneler devam eder mi emin değilim.

Efendimiz’in sözü gerçekleşeceği için söylendi, o yüzden mutlaka sağlığımızın kıymetini bilmemiz gerekir. Allah sağlık, âfiyet versin.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Hayatın merkezi anneler... - Sayı 124
Zor sınavımız mülteci mes... - Sayı 123
Tevhid yoksa huzur da yok... - Sayı 122
Anlam peşinde... - Sayı 121
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Batılı düşünürler-Tolstoy ve niceleri gibi-mutlak olan bir şeyin olması gerektiğini gayet tabi bir şekilde fark edebiliyorlar. Ama bizim aydınımız (bulundukları yere nasıl geldikleri malum); bırakınız ülkenin dünya üzerindeki sorumluluğunu fark etmeyi, düşünmesi gereken bir beyinlerinin olduğunun bile farkında değiller. Ülkemizde, he sahada yaşanan boşluğu daha başka nasıl açıklayabiliriz?
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Annelerin zaferi
Hayatın merkezi anneler
İddiamıza arşivimiz delildir


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15742478
 Bugün : 1637
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 657211
 Bugün : 31
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 68
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim