Trabzon’dan üç portre Mehmet Balcı Sayı:
124 -
 İstanbul’da bir ilçeden bir ilçeye gitmek için bir taksiye bindim. Taksici taksimetreyi açtı, biraz gidince taksimetreyi kapattı, biraz daha gidince taksimetreyi tekrar açtı. Taksiden inerken niye öyle yaptığını sordum. Şöyle cevap verdi: Dönmem gereken yerden dönemediğim için iki kilometre ileriden döndüm. O iki kilometreyi benim dikkatsizliğim yüzünden fazla gittiğimiz için parasını senden alıp da o haram parayı kullanamazdım.
İkinci örnek Belediye Başkanlığı seçimleri öncesi Trabzon Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ahmet Metin Genç ilçe ilçe gezerek oy istiyor, ben ve birkaç arkadaş çay ocağında oturuyoruz. Çay ocağına oy istemeye geldi. “Belediye Başkanlığı’na işim düştüğünde ulaşabilecek miyim?” diye sordum. “Benim kapım hiçbir zaman ve hiç kimseye kapalı olmayacak” diye cevap verdi. Seçimin üzerinden bir yıldan fazla zaman geçti. Ben başkana hiçbir zaman ulaşamadım, o kapıyı da hiç açık bulmadım. Benim engelli olduğumu biliyordu. “Engellilere kimse engel olamaz” diyordu.
Üçüncü örnek Ekrem İmamoğlu… Hatta benim akrabam olur kendisi. İnsan bir suç işliyor, “bana kumpas kuruyorlar” diyerek ülkeyi ayağa kaldırıyor. Suç işleyenler üç maymunu oynuyorlar. Herkes yüzünde bir maskeyle yaşıyor, kıvıran kıvırana… Böyle onursuz, fırıldak insanlar dünyamızı kimyasallardan daha çok kirletiyorlar. Dürüst davranmazlar. Sağımız, solumuz, önümüz, arkamız böyle insanlarla dolu. Suç işleyip masum ayaklarına yatan yatana. Bu tip insanlarla bir arada yaşamaktansa ormanlarda yabani hayvanlarla yaşamayı tercih ederim. Kötülerin dünyasında Trabzonlu taksi şoförü gibi hala yozlaşmamış, bozulmamış birkaç insan kalmışsa öpün de başınıza koyun. Su temiz değilse abdest kabul olmaz, abdest temiz olmayınca da namaz kabul olmaz. Siyasetçinin de beyni temiz değilse siyaseti temiz olmaz, siyaseti temiz olmayınca yapacağı hizmet ve icraat temiz olmaz.
|