Yangından artakalan Ahmet Değirmenci Sayı:
125 -
 Meyveye durmak bir yana henüz başaklar bile boy vermemiş ve hala yağmur mevsimiydi. Sert geçen kışın ardından, baharla birlikte boy veren ekinler, çiçek açan ağaçlar, bereketin habercisiydi…
Dünya, kuş sesleri ve çağlayan derelerin gürültüsüyle uyanmışken yeni bir güne, kara kara bulutlar sardı birden gökyüzünü. Ne bir kuş kaldı ortada, ne börtü-böcek… Birbiri ardına yeryüzüne düşen yıldırımlar, şu ovaların en bereketli tarlalarını yakmaktan imtina etmediler…
Günler süren yağmur ve yangın, yerini kavurucu güneşe bırakmıştı. Toprakla bir olan kül yığınları kurumuş, esen rüzgârın önünde deli divane uçuşup gidiyor, belki de yeni tohumlara gübre olmak için sabırsızlanıyordu.
Kara toprağın altında, keşfedilmeyi bekleyen canlı, cansız nice varlık; mahşere dek sürecek olan dünya hayatının sürdürülebilmesi için nice soylu destanın başrolünde yer almakta ve kahramanlıklarını kaleme alacak yiğitleri beklemektedir… ((Yazılmamış Destanlar Serisi; Cilt:6, SAYFA:422… -K.A.-) -A.Y.A.-)
|