Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4482 kez okundu.     3 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Bul?? ?a?ynda Y?z? Porselen Falyna D??mek
Sinan Ayhan

  Sayı: 55 - Ocak / Mart 2007

–Kuş yürürken de kanatlıdır, hissedilir (Baudelaire)

Parmaklarımdan tirşe bir insan doğuyor sanki; artık bir hattat sabrına bulanmış bir bulûğum ben... Çok yürüdüm, bir duvarı aşacak kadar çok yürüdüm, ey hücre, ey ateş, ey soğukluk; elit olan sensin...

Çokluk gözümle yürüdüm, gözümün retinasında ayaklar buldum, öyle yürüdüm; gönlüm yorulmak nedir bilmezken, cesetteki arazları gördü; sürçmelerin, eşiklerin eşinmelerin arazlarını; topuklar yarıldı, yürüyüşte sekmeler başladı; yalnız cesedim yoruldu benim; gönül denilen diridir, gönlümle yokladım bana uzak geleni; yürüdüm, yürüdüm, hasletler, haller bulmak üzere yürüdüm, rüzgâr topuklarıyla, karınca çenelerinde glikoz enerji çözünmeleriyle, gönlümü işaretleri, suretleri kayıp bir ateş şekli yapıp yürüdüm; çevrem için, köşem-bucağım-yurdum için bir ateş koynu olmalıydı izdüşümlerim, ateşlerden kıvrımlar alıp öyle yürüdüm, ey ateş, ey hücre, ey soğukluk; yetişilmez olanda bir hünerdin sen, deşilecek yiv, önü alınacak yol, bulunacak maden...

Beni götüren, gönlümün bir yerlere akması; nasıl akıyor, nasıl kayıyor; sekmeler, tökezlemeler ışık-gölge oyunlarından sökülüp geliyor; bir zamandan sökülüyorum, gelecek bana doğru sökülüyor; derken her şeye bir tebeşir iklimi yapışıyor; bense dünyanın bir yutkunması gibi hissediyorum kendimi; yer yer bir kabartma, yer yer bir ikon oluyorum; kutsallığım beni ele veriyor, her şeye karşı dili çözülmüş bir sayfa oluyor dirimlerim; herkese özderisinde, bu "zapturapt üzere" çıplak ayak yürümeyi nasihat ediyorum, söz şarabına bulanınca nasihat çağına girdim ve sonra, gözlerim bir hitap rengi kazanıyor, bir sözümle eşyaların yerini değiştiriyorum; ben yürüdükçe işte dünya daha bir ses veriyor, ben yürüdükçe dünya içlenen bir göğüs oluyor, çoklukla bronz süslemeler kullanan bir göğüs, göğüste sözden, söylemden tılsımlı bir eriyik duruyor, dünya ben yürüdükçe bir çevre ediniyor, çevrenin yüzde mimikleri, gövdede bir vakarı oluyor; yürüdükçe aklım kendi ayaklarına dolaşıyor; biten bir şey yoksa da manzarayı bir elem kaplıyor, ben bir ispatım desem de hiçbir şeyin sonu gelmiyor, gel zaman-git zaman elemin bir dünya cismi oluyor, dünya bir elem gövdesine el, kol ve dudak veriyor; beni götüren benimle şekillenen bir dünya oluyor elem denilen; elemin bir ilmi oluyor halim, haller bende bir ayak buluyor; ayaklar harf oluyor, harfler ayak; bir cümle kuruluyor; her şeyde hüküm, o vakit başlıyor...

Bir atlamayım ben, eski hikâyemi bilmiyorum; kadim bir sargı gibi yaralarımın, izlerimin başı (ve dahi sonu) belli değilken; duruyorum işte burada, hazır bulunulan yerde, "ey insanoğlu" denilen yerde, kalbi muhatap alınan yerde; dağların ve ağaçların söz dinlediği yerde; tıpkı bir söz ve akis lehimi gibi, tıpkı incisi için kendini parçalamış sözde kabuklar gibi, bir dile gömülü görüntüler vererek, duruyorum en çapraşık olandan patlayıp geldikten sonra; uzun hikâyeme bakmadan buluyorum kendime yaraşacak bir bulûğ...

Kaldırımlarda oynak bir karıncalanmayım, izleği kaplayan tütsü... Karanlık odadaki gölgeyim; kaldırım taşıyla, yolla, yolun ucuyla, yola atılmış kavisler, kıvrımlar, çukurlar, tümseklerle aynı bedenim; ben kendi çehresini, duruşunu, ifadesini, anlamını ölçemeyen bir cetvelim; bazen T'lerin üzerinde, bazen E'lerin üzerinde ev şekli; bazen L şeklinde bir salonu yerinden söküp çıkaranım; D'nin deri değiştiren yılanı, tekrar bir es veren bir E'nin el ayasında kayan kedi tırmıkları; K'nın kapanı andıran ağzıyım ve İ'nin iyelik eklerine dağılmış nota kâğıdı benim; C'nin hece karnı, A'nın anakaralar üzerinde gezinen "adacyosu", M'nin çarmıhtaki marangoz tavrı, B'nin Meryem buhuru, A'nın yer yer azı dişi ve Z'nin zımpara kâğıdı dokunuşuyum, bir harf ilmiyim yani, harfi harfte kilitleyen cümleyim...

Ne teller kopardım cambazların elinden ve ne kılıklar beğendim kendime gökleri yıldız şeklinde yırtan; hangi pençenin belasıyım şimdi, neye dokunsam yer gök tarumar, kimim daha ey ateş, ey pütür, ey yeğlik, ey zuhur... Bir porselen falıyım... yürüdükçe... huuu... sûra... üflenmiş... şekil... üstümdeki... Kim...


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : FATYH KARA    27.03.2008
Yorum : Bu yazı gerçekten beni çok etkiledi. Bir edebiyatçı değilim.Ama okuduğum en güzel yazılardan bir tanesi.Sinan AYHAN'ı tebrik ederim.




Ekleyen :     16.03.2008
Yorum : çok güzel fakat bence biraz daha sade yazın. emin olun o zaman sizi daha çok okuyacaktır. benzetmeleriniz çok güzel




Ekleyen : mustafa    23.01.2008
Yorum : çok güzel tebrikler





 
Kalem, O Kalemdir... - Sayı 114
Oluşmuş ve Oluşmamış Âzâl... - Sayı 114
Hakikatin Önsezisinden Ye... - Sayı 113
Liyakatin Kökleri ve Köke... - Sayı 112
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Cinayet, hırsızlık, fuhuş, içki, kumar ve uyuşturucu karışımından ibaret düzeni ambalajlayıp medeniyetin ta kendisi diye yutturmak isteyen “tek dişi kalmış canavar”a karşı hani, “iman dolu göğsümüz” vardı?
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Annelerin zaferi
Hayatın merkezi anneler
İddiamıza arşivimiz delildir


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15723148
 Bugün : 6278
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 656582
 Bugün : 495
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 1079
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim