Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3752 kez okundu.     5 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

AFFEDELYM KY affolunalym
Yasin Aslan

  Sayı: 61 - Temmuz / Eylül 2008

“Affetmek ve unutmak, iyi insanların intikamıdır.”

Geçenlerde ünlü Alman düşünürü Schiller'in bu güzel sözünü okuduğumda, yıllar önceki bir hatıramı sizlerle paylaşmaya karar verdim.

Lisede öğretmenlik yaparken, bir gün derste öğrencilerime şöyle bir teklifte bulunmuştum: “Bir hayat deneyimine katılmak ister misiniz?” Benim onları sevdiğim kadar onların da beni çok sevdiğini düşündüğüm öğrencilerim bu teklifimi tereddütsüz kabul etmişlerdi.

“O zaman size ne dersem yapacağınıza söz verin!”

“Tamam hocam!” dediler hep bir ağızdan.

“Şimdi yarınki ödevinize hazır olun. Yarın hepiniz pazardan birer naylon poşet ve üç kilo patates alıp okula getireceksiniz!”

Eminim ki hiçbir öğrenci, bu işten pek bir şey anlamamıştı. Fakat ertesi sabah hepsinin sırasının üzerinde patates dolu poşetler hazırdı. Bana meraklı gözlerle bakan öğrencilerime şöyle demiştim:

“Şimdi, bugüne kadar affetmeyi reddettiğiniz veya şu anda küs olduğunuz her kişi için bir patates alın ve o kişinin adını o patatesin kabuğunun üzerine kazıyıp poşetin içine koyun!”

Bazı öğrenciler poşetlerine yalnızca bir iki tane patates koyarken, bazılarının poşeti neredeyse ağ-zına kadar dolmuştu. İçlerinden biri “Peki şimdi ne olacak hocam?” diye sorunca şöyle cevap verdim:

“Bir hafta boyunca nereye giderseniz gidin, bu poşetleri yanınızda taşıyacaksınız. Yattığınız odada, bindiğiniz otobüste, okuldayken sıranızın üstünde, yani sürekli size eşlik edecek bu poşetler.”

Çoğunun yüz ifadesinden bu durumdan pek memnun olmadıklarını fark etsem de, yine de söylediklerimi yapacaklarından emindim. Aradan bir hafta geçmişti. Sınıfa henüz girmiştim ki, özellikle yükü ağır olan öğrenciler şikâyete başladılar:

“Hocam, bu kadar ağır poşeti her yere taşımak çok zor.” “Hocam, patatesler çürüyüp kokmaya başladı. Etrafımdakiler tuhaf tuhaf bakıyorlar bana.” “Hem sıkıldık, hem de yorulduk hocam.”

İdealist bir öğretmen olarak öğretmenliğin sadece öğrencilere bilgi aktarmak olmadığını, aynı zamanda hayata dair dersler de vermek olduğunu düşünüyordum. Bu yüzden hafifçe tebessüm ederek şöyle dedim:

“Aslında insanları affetmeyerek onları değil, bizzat kendimizi cezalandırıyoruz. Dolayısıyla ruhumuzda ağır yükler taşımak zorunda kalıyoruz. Affetmeyi karşımızdaki kişiye bir ihsan olarak düşünüyoruz, halbuki affetmek en başta kendimize yaptığımız bir iyiliktir.”

Nefreti aşmanın tek yolu affetmektir. Zira hata yapan insanları affettiğimizde biz özgürleşiriz. Nefret ve kin yaşamdan zevk almamızı, insanların güzel yanlarını görmemizi engeller. Affetmek ise insanı manevî yönden geliştirir ve derinleşmesini sağlar. Salt kötülükleri görenler bir süre sonra şüphe, depresyon ve umutsuzluk denizinde boğulurlar.

Affetmek için kişinin ruhsal ve zihinsel olarak kendisini hazır hissetmesi gerekir. Çünkü affetmek bir seçimdir. Birisinin zorlamasıyla olması mümkün değildir. Affetmeyi seçtiğinizde kimse size borçlanmayacaktır. Yani 'koşullu affetme' diye bir şey yoktur. Bu nedenle karşınızdaki kişinin de sizi affetmesini, değişmesini veya sizin istediğiniz gibi olmasını beklememelisiniz.

Affetmek kolay değil. Fakat özgürleşmek için gereklidir. Çoğu insan affetmenin nefret ettiği kişiyi suçsuz ya da haklı bulduğu anlamına geleceğini zanneder. Oysaki affetmek geçmişte yaşanmış kötü anıların boyunduruğundan kurtulmak, bütün yaşamımızı kontrolü altında tutmasına son vermek demektir. Bir başka deyişle, affetmek affeden kişinin rahatlamasıdır. Unutmayalım ki affetmek,

Affettiğimiz kişiyi sevmek veya kucaklamak değil...

kişiyle konuşmak zorunda olmak değil...

kişiyle ilişkiyi sürdürmek için verilen bir taviz hiç değil...

kişinin beklentileri doğrultusunda davranmak değil...

kişiyi tamamen haklı bulmak değil...

kişinin verdiği zararları telafi etmek için çaba göstermemek değil..

Affetmek, artık acıyı hissetmemektir. Yani kırgınlığın, kızgınlığın, nefretin hapishanesinden barışa ve özgürlüğe kanat çırpmanın adı... Soyadı ise "Duygusal unutma" olsa gerek...

Küçük büyük sayısız günahımızı affeden Yüce Allah'ın (cc) kulları olarak, bizler neden hata yapan insanları bağışlamakta bu kadar zorlanıyoruz! Affedince insan hiçbir şey kaybetmediği halde, çok şey kazandığı kesin. O halde burada affedelim ki, ötelerde de affolunalım!


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Beyza Şen    07.04.2023
Yorum : Mükemmel bir yazı. Yüreğinize sağlık.




Ekleyen : Hümeyra hilal    14.01.2023
Yorum : Etkiliyeci, düşündürücü ve manevi bir yazı olmuş.Gönlünüzden dökülüp,kaleminize yansıyan manidar bir yazı olmuş...Güzel yazılarınızda buluşmayı heyecanla bekleriz..




Ekleyen : fatma    06.10.2008
Yorum : Çok bilinen bir felsefi örneği hayatınıxa aktarabilmeniz güzel. Ben de öğretmenim ve uygulamada zorluk olacağını düşünmüştüm. Siz başarmışsınız bu çok güzel bir şey olmalı. Öğrencilere hayatı yaşayarak öğretmek tşk.




Ekleyen : Ebru    10.09.2008
Yorum : güzel bir yazı. ama günlük hayatta bunları uygulamak gerçekten çok zor. yazarın üslubu etkileyici. ilerki sayılarda da böyle hoş ve dinlendirici aynı zamanda da düşündürücü yazmasını arzu ediyorum.




Ekleyen :     31.08.2008
Yorum : kaleminize sağlık. çok içten bir yazı yeni yazılarınızı heyecanla bekliyoruz





 
Ağlayınca insan... - Sayı 74
AFFEDELYM KY affolunalym... - Sayı 61
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (121):
Türk masal ve destanları...

Son Eklenen Yorumlardan
 sağlık dileklerimizle, hürmetle...... naci eroğlu

 Elinize emeğinize sağlık sevgili Halis hocam.Yazılarınızı takıp ediyorum hislerimize tercüman oluyor... Ahmet

 Elinize emeğinize sağlık sevgili Halis hocam.Yazılarınızı takıp ediyorum hislerimize tercüman oluyor... Ahmet

 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu


ACIYORUM

Millet, Meclis’i seçiyor...

Meclis, millet namına kanun yapıyor...

Anayasa Mahkemesi de bu kanunları bozabiliyor...

 

Şimdi söyleyin:

Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletin mi?

Hâkimiyet kayıt ve şartla mı milletin?

Hâkimiyet kayıtsız şartsız Anayasa Mahkemesi’nin mi?

Hâkimiyet kayıt ve şartla Anayasa Mahkemesi’nin mi?..

(Kardelen; 13; Mart 1997)

 

ACIYORUM

Bir takım kimselerin, yetkilerini aşarak, kanun dışı teşkilâtlar kurduğu ve kanun dışı faaliyetlerde bulunduğu artık kimsenin yok diyemeyeceği bir gerçek halinde ortaya çıktı.

Bunlar, başlangıçta en azından, kanunların kötülerle ve kötülükle mücadelede yetersiz kaldığını düşünüyor.

Böyle örgütlere karşı çıkanlar da, gizli ve kanun dışı teşkilât kurulacağına falan falan kanunlara ve filân filân mekanizmalara dayanarak şöyle şöyle mücadele mümkündür, demiyorlar...

 

Öyleyse...

Ya bu ülkede kanunlar ve işleyen mekanizma yetersizdir... Ya devleti idare edenler...

Bu işin (ya)sı, (ma)sı yok... Hem kanunlar ve işleyen mekanizma, hem idareciler yetersiz...

(Kardelen; 13; Mart 1997)
66
Kardelenden haberler
Ayağa kalk Sakarya
İslâm’ı yenilemek
Hem şahin, hem güvercin-1
Bir çiçek


Ali Erdal - Ademe mahkûmiyetten ...
Ali Erdal - Hem şahin, hem güver...
Ali Erdal - Hem şahin, hem güver...
Kadir Bayrak - Hesaplaşma zamanı
Necip Fazıl Kısakürek - İslâm’ı yenilemek
Necip Fazıl Kısakürek - Benim halim
Bedran Yoldaş - Nice sahipsiz yüzler...
Ekrem Yılmaz - RÖPORTAJ - ŞEYMA KIS...
Ekrem Yılmaz - Üstad ile
Ekrem Yılmaz - Sessiz geliş
Ekrem Yılmaz - Dağların ardı
Fatma Pekşen - Pehlivan dayının elm...
Ahmet Mahir Pekşen - Şiirimde Necip Fazıl...
Dergi Editörü - Ektik ektik yetişece...
Site Editörü - Zor zamanların cesur...
Necdet Uçak - Torunuma
Necdet Uçak - Gel temiz tut
Necdet Uçak - Necip Fazıl Kısaküre...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gazzeli kelebekler
M. Nihat Malkoç - KELİME HARCIYLA SÖZ ...
Zaimoğlu - Birinin yerini doldu...
Zaimoğlu - Üstad Necip Fazıl et...
Zaimoğlu - Seni bilsinler
Ayhan Aslan - Maya
Ayhan Aslan - Erzak
Mehmet Balcı - Deli Ozan
Mehmet Balcı - Artist Efendi
Av. Mustafa Büyükgüner - Necip Fazıl’ı anlatm...
Muhsin Hamdi Alkış - Ne Fa Ka, bedenini a...
Halis Arlıoğlu - Gabar’da petrol mü ç...
Muzaffer Doğan - Büyük Doğu, Necip Fa...
Murat Yaramaz - Kuzgun
Murat Yaramaz - Cephe
Murat Yaramaz - Öyle mi
Mahmut Topbaşlı - Gerçeğin özü
Melih Aydoğ - İdrak
Muammer Zeki Aygur - -dan
İlkay Coşkun - Ayağa kalk Sakarya
Tuba Kanlıkama - Asr-ı Saadet’in hanı...
Özkan Aydoğan - Bir çiçek
Heybet Akdoğan - Lina
Emine Öztürk - Kuşlar
Mustafa Makas - Üstad
Hüma Sunguroğlu - Mesut teselli
Abdullah Doğulu - İcazetsizler ve cemi...
Bekir Oğuzbaşaran - Abdülhakîm Arvâsî (k...
Kâzım Albayrak - Necip Fazıl’ın hadis...
Murat Ertaş - Bir artist karakter,...
Ahmet Sezgin - Kaldırımlar, Çile, S...
Bülent Acun - 40 maddede bendeki Ü...
Zekeriya Yılmaz - Türkçe çağlayan ırma...
İlyas Subaşı - İfade ve hızını düşm...
Orhan Oyanık - Yüreğime sor
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13911926
 Bugün : 1162
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 616780
 Bugün : 104
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 55
 120. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 29 Mayıs 2024
Künye | Abonelik | İletişim