Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4027 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

MUSTARYP ve MUZDARYP...
Ahmet Behik

  Sayı: 63 - Ekim / Aralık 2008

Efendim bendeniz merhum Üstad Necip Fazıl KISAKÜREK'i küçüklüğümde, zannedersem 1950 senesinde Kadıköyü'nde, Feneryolu semtinde oturduğu köşkte, amcam ve amcamın arkadaşları ile ziyâretine gittiğimizde ilk defa görmüştüm. O gün bize yeni yazdığı bir şiiri okumuştu. Hayatımda ilk defa bir şiiri şairinin ağzından dinliyordum. Henüz sekiz yaşında olduğum için hiçbir şey anlamamış, ancak merhum Üstad'ı hayran hayran seyretmiştim. Daha sonra kendisinin en yakın çevresinde yer aldım, vefatına kadar da en az haftada bir defa ziyaretine gidiyor, saatlerce sohbet ediyorduk. Kendisine o kadar yakındım ki, bir karton üzerine yazılı telefon fihristi vardı, üç sütun idi ve birinci sütunun başlığı en lüzumlular, ikinci sütunun başlığı lüzumlular, üçüncü sütunun başlığı da lâzımsızlar idi. Ben birinci sütunun birinci satırında idim. Bana hitabı da sevgilim idi.

Kendisi Türkçe'yi en güzel kullanan birkaç kişiden biriydi. Zaten eserlerinden de belli olmuyor mu? Nerede hangi kelimeyi kullanacağını gayet iyi bilen bir zekâya sahipti. Zaten "Efendim, benim Efendim" diye başlayan kelimelerle şiirler yazdığı Efendisi de ona: "Sende iki şey ifrat halinde. Biri: zekâ, diğeri: muhabbet... Zekâ iner çıkar, fakat muhabbet yakıcıdır.". Dememiş miydi? Üstadın tabiriyle: "bilmekle mükellef oldukları mevzuunun cahili" insanların mevzuları ile ilgili konuşmalarına, yazılarına bakın da Türkçe'nin nasıl yazılıp konuşulduğunu görün. Zaten görüyorsunuzdur da...

Zamanımızda insanımız maal'esef Türkçe'yi güzel ve düzgün konuşmaktan, hangi kelime nerede kullanılır, bu kelimenin mânâsı hakikaten benim kullandığım gibi midir, diye düşünmeyi bile düşünemiyor. Bazen eş anlamlı iki kelimeyi bir arada kullanabiliyorlar. Eskiden buna misâl olarak söylenen bir tekerleme vardı: Bir yek atlı süvari bab-ı âli büyük kapısından huruc edip çıkarken tesadüfen rast geldim. Her gün televizyon kanallarına işinin uzmanı diye çıkarılan ve isminin önünde akademik veya meslekî ünvanlar bulunan kişilerin konuşmalarına dikkat edin, Türkçe'nin kaşını patlatıp gözünü nasıl çıkarıyorlar. Örnekleme yapmak gerekirse, 'örneğin, meselâ'dan tutun da, 'nüans farkı'ndan, 'geri iade etmem gerekiyor'a kadar neler neler... Bir şey ya geri verilir ya iade edilir geri iade edilmez. Hele telefonda karşısındakine 'bana bak', 'sana dönerim' gibi acaip hitaplar. Adam sana telefonda nasıl baksın veya sen adama telefonda nasıl dönersin? Ayrılırken 'kendine iyi bak' gibi garip hitap şekli. Adam kendine bakmaktan aciz mi ki sen hatırlatıyorsun. 'Anlıyor musun, anladın mı' gibi karşıdakini aptal yerine koyan sözler. Evvelâ sen bir şeyi anlatabiliyor musun? Bir de magazin programlarına zenaatçı bile olamamış san'atçı geçinenleri çıkarıyorlar ve evvelâ nasılsın diye sorduklarında 'acayip iyiyim', albümün nasıl dediklerinde, 'acaip tuttu' gibi acayip ve garip atıp tutanlar da işin cabası. Harfler üzerindeki şapkalar kalktıktan sonra telâffuz da iyiden iyiye bozuldu.

Bir gün Üstad'ı ziyârete gittiğim de lâf döndü dolaştı IZDIRAP ve ISTIRAP kelimelerine geldi. Üstad bu iki kelimeyi bir güzel izah etti. Şöyle ki: "bir kişi bir kişiye tokat atar, tokat yiyenin canı yanar, ağrısı sancısı vardır bu kişi 'ızdırabım var' der. Canı yandığı için 'muzdarip'tir. Diğeri ise bir olay karşısında bunun acısını kalbinde hisseder. Bu kişide 'ıstırabım var' der. Bu kişi 'mustarip'tir. Hepimizin bildiği bir şarkı var "bu aşkın ızdırabı ne zaman biter?" diye başlayan. Şimdi soruyorum. Aşk acısından ızdırap mı duyulur yoksa ıstırap mı?

Lâfı şuraya getirmek istedim, benim tanıyabildiğim Üstad, cemiyetin halinden fevkalâde mustarip idi. Eserlerinde bunu apaçık görüyoruz. Bizler de biraz mustarip olabilsek, bir şeyleri içimizde hissedebilsek.

Bu vesileyle Merhum Üstad Necip Fazıl' ı anmış olduk. Cenab-ı Hak gani gani rahmet eylesin. Âmin.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
MUSTARYP ve MUZDARYP...... - Sayı 63
RAMAZAN ve MEDYA... - Sayı 63
Tanry Kulundan Dinledikle... - Sayı 61
Kimli?ini Arayan Meryem... - Sayı 60
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


Milli Eğitim Bakanlığı’nın anketine göre, gençlerin %61’i kitap okuyormuş.
Hayret! Ya gizli gizli okuyorlar, ya büyüklerinden ders almamışlar ve gizli gizli okuyorlar.
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Büyük camgözlerle yüzen karahindiba
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16350709
 Bugün : 2548
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 695095
 Bugün : 89
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 184
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim