Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     5080 kez okundu.     2 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

HECE ve ARUZUN ?ST?NL??
Nihat Kaçoğlu

  Sayı: 59 - Ocak / Mart 2008

Serbest vezni küçümsemem ama Sefa Koyuncu'nun sözlerine katılıyorum. Sefa Koyuncu, “serbest vezin şiir değildir, şairane nesirdir”' demişti. Edebiyat-ı Cedide ve Servet-i Fünun şairlerinin şiiri mevzun ve mukaffa söz diye tarif ettiğini belirtmişti. Bana ölçüsüz, kafiyesiz şiirin şiir olmayacağını söylemişti.

Gerçekten de serbest vezinle ölçülü vezni yani hece ve aruz vezinlerini karşılaştırdığımızda ölçülü veznin üstünlüğü gün gibi aşikârdır. Bir defa şiirin şiir olabilmesi için ahenk lâzımdır, iç musiki lâzımdır. Bu ahenk ve iç musiki nasıl sağlanacak? Elbette ki heceyle, aruzla ve kafiye ile. Şiir rakseden, oynak bir güzel olmalıdır. Bu güzele ahenk vermek için bazı kurallar şarttır.

Aruz vezni devenin yürüyüşünden veya çamaşır yıkayan kadınların tokmak seslerinden geldi denir. İbn Halil adlı bir dilci tarafından sistematikleştirildiği söylenir. Açık hece ve kapalı hece esaslarına dayanan bu vezin Araplar'dan İranlılar'a, İranlılar'dan da bize geçmiş, Osmanlı şairleri İran şairlerini bile gölgede bırakmıştır. Ziya Paşa terkib-i bendinin 13. kısmında Bağdatlı Ruhî'ye seslenerek:

''meydân-ı suhânda yoğ iken sen gibi bir er
bir şâir-i rûm oldu sana şimdi beraber''

Demiş, kendini onunla mukayese ederek, ''ey Bağdatlı Ruhî şairler meydanında senin gibi yiğit yoktu ama bir Anadolu şairi şimdi sana yetişti''demiştir.

Osmanlı şairleri gerçekten de İran şairlerini zaman zaman geçmişlerdir. Gazelde bir Fuzulî, bir Nedim, bir Bakî; kasidede bir Nef'î, Hafız Şirazî'yle, Muhteşem Kaşanî ile yarışır hale gelmişlerdir. Divan şiiri yabancı edebiyatçıların bile hayranlığını cezbetmiştir. Gibbs, divan şiirlerini İngilizceye çevirmiş ve bir antoloji yazmıştır. Yıllar önce Prof. Dr. İskender Pala'nın “Şairlerin Dilinden” adlı kitabını okurken tanıdığım Verne adlı Fransız'ın bile divan şiirimize âşık olduğunu, 14 yaşında gazeller yazdığını öğrendim ve hayret ettim. Dante'nin, Goethe'nin bile klâsik şiirimizden etkilendiği söylenir. Divan şiiri halktan kopuk diyenler Nedim'i, Vasıf'ı, Keçecizade İzzet Molla'yı okumamıştır sanırım. Nedim'den başlayarak gelişen bir mahallileşme cereyanı vardır ve gazellerde, kasidelerde yer yer halkın yaşayışına ait figürler bulunur. Bazen mizahî bir üslûpta yazılan hicviyeler olmuştur. Şehirleri ve şehrin güzellerini anlatan şehrengizler halktan kopuk bir şiirin mahsulü olur mu? Bir de ebced hesabıyla tarih düşürme sanatı vardır ki divan şiirinde başlı başına bir ekoldür. Divan şairlerine burjuva edebiyatçıları, yüksek zümre şairleri denmesi hep normal karşılanır ama Nef'i'nin Bayram Paşa'yı hicvettiği için boğdurtularak Yedikule zindanından atıldığı nedense hiç anımsanmaz.

Divan şiiri gerçekten yazılması zor, emek isteyen bir şiirdir. Divan şairleri önce Arapça'yı, Farsça'yı, Yunan felsefesini, İslâmî ilimleri, tarih bilgisini öğrenir ve daha sonra şair olurlardı. Kısacası herkes serbest vezinle şiir yazabilir ama herkes aruzla yazamaz.  Anlaşılması ağır bir dille yazılsa da Edirneli Nazmî gibi şairler öz Türkçe ile gazeller yazmışlardır.

Hece vezni aruz veznine göre nisbeten daha kolay, parmak esası ve kafiye örgüsüne dayanan bir vezindir. Halk şairleri arasında tutunmuş, Nedim ve İzzet molla gibi şairlerin bile mahallileşme cereyanları ile koşmalar yazdığı görülmüştür. Aslında halk şairlerinin divan şairlerince küçümsendikleri bir gerçektir. Halk şairleri kaba, köylü, cahil olarak görülmüşlerdir. Hattâ Muallim Naci merhumun bir yazısında kalem şairlerinin takıldığı bir kıraathaneye gelen bir çöğür şairinin nasıl küçümsendiği anlatılır. Ozan saz çalacakken, “burası tavuk pazarı değildir, saz şairleri burada ötemez, git başka yerde öt” diyen bir kalem şuarası erbabı o yazıda beni hayli güldürmüştü. Daha sonra Millî Edebiyatçılar, Beş Hececiler, Yedi Meşaleciler tarafından da daha çağdaş bir formda hece vezinli şiirler kaleme alınmıştır. Bu geleneği şimdi Sefa Koyuncu öncülüğünde yola çıkan Üçüncü Yeni hareketi, şiirde öze dönüş olarak devam ettirmektedir.

Şimdi hecenin ve aruzun serbest şiirden üstün olduğunu size bir örnekle ispatlamaya çalışacağım. Aşağıdaki iki söyleyişe dikkat edin:

Hece vezni:
Bahçede dut iken bilmezdin sazı
Bülbül konar mıydı dalına bazı
Serbest vezin:
Bahçede dutken sazı bilmezdin
Acaba bazen dalına bülbül konar mıydı?

Görüldüğü gibi merhum Âşık Veysel'in bu mısraları ilk örnekte daha başarılı, daha derli toplu ve kulağa daha hoş gelen, ahenkli bir tınıdadır. İkinci örnekte şiir nerdeyse allak bullak olmuştur.

Sefa Koyuncu'nun deyişi ile “şairane nesir”de de başarılı çalışmalar yok değildir. Orhan Veli, Attila İlhan, Nazım Hikmet, Cahit Zarifoğlu gerçekten başarılı sanatçılardır ama bu hece ve aruzun serbest vezne üstün olduğu gerçeğini değiştirmez.

Ahmet Mithat Efendi ve taraftarları ile Servet-i Fünun şairleri arasındaki tartışma bilinir. Ahmet Mithat, Servet-i Fünuncuları dekadanlıkla, Fransız şiirini taklitle suçlamıştı. Özellikle Cenab Şahabeddin'in “Terane-i Mehtap” adlı şiirinde geçen “saat-i semenfam” yani yasemin renkli saatler tamlaması çok tepki çekmiş, çeşitli hücumlara vesile olmuştu. Ama nihayetinde Ahmet Mithat işi tatlıya bağlamış, Tarih gazetesinde “Teslim-i Hakikat” adlı yazısıyla dekadanları beğendiğini söylemişti.

Şu an Üçüncü Yeni şairleri ile serbest vezinciler arasında az da olsa yaşanan ve daha da şiddetlenmesi muhtemel olan kalem kavgasının da bitmesi ve ortak bir gerçekte karar kılınması temennisi ile…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Nihat KAÇOĞLU    04.08.2010
Yorum : Zeynep, olumlu yazı şeklinde yazmışsın da ne oluyor?Biraz açar mısın?




Ekleyen : zeynep    25.09.2009
Yorum : bence bu yazıları olumlu yazı seklınde yazmıssın ve bu yazılar cok güzel yazınılmış.





 
Serçelerin sesi... - Sayı 122
Anneannemin Saçları... - Sayı 114
Yıldızlar uyusun... - Sayı 84
Şiire ilişkin nâçizane bi... - Sayı 75
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Batı’nın Pompei’sinin günlerini andırmasının sebepleri Osmanlı Devleti’ni çökerten “metal yorgunluğu”nun ilk safhası değil midir?
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Annelerin zaferi
Hayatın merkezi anneler
İddiamıza arşivimiz delildir


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15719182
 Bugün : 2313
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 656517
 Bugün : 430
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 1079
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim