Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     5005 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

?ayda Dem
Ali Hasan Güner

  Sayı: 46 - Ekim / Aralık 2005

Asteğmen olarak göreve başladığımız ilk günlerde, birlik komutanımız olan albayın; defalarca, gülümseyerek ve büyük bir samimiyetle söylediği bir sözü askerliğini yapan herkes en azından bir kere muhakkak duymuştur: "Çayda dem, askerlikte kıdem…" Biz, özellikle birliğe ilk katıldığımız oryantasyon eğitimimiz sırasında bu sözü o kadar çok duyduk ki, açıkçası ben bu sözün askerlik mesleğinde güzel bir şaka olduğunu düşünmeye başlamıştım. Katıldığımız her toplantıda "Asteğmenler, ona dikkat edeceksiniz, şunu şöyle yapacaksınız, buna kesinlikle taviz vermeyeceksiniz ve (tabii bir gülümsemeyle) unutmayın çayda dem, askerlikte kıdem"… Bu tekerlemenin ne kadar ciddi olduğunu göreve başladıktan birkaç gün sonra hemen anladım.

Askeriyede hakikaten kelimelerle anlatılamayacak kadar keskin bir hiyararşik disiplin var. Bırakın üst rütbelerin alt rütbelere hakim olmasını, aynı rütbedeki subaylar bile birbirlerine karşı kıdemlerine, yani o rütbede kaç yıldır bulunduklarına bakılarak komuta etmeye hak kazanıyorlar. İki rütbenin kıdemi aynı mı, o halde de kuvvetine, ardından sınıfına bakarak komutanı belirleyeceksiniz ve ona göre tertip alacaksınız. Eyvah, iki eş rütbeli ve kıdemli subayın kuvvet ve sınıfları da mı aynı, telaşlanmayın canım, sicil numaralarına bakın, birisi harp okulunda daha başarılı olmuştur ve mezuniyet derecesi yüksek olarak diğerinin önüne geçmiştir. İşte bir aradalarken söylediklerini emir telakki edeceğiniz subay… Askerlerin kendi aralarında tertipçilik yaptıklarından yakınanların, komutanlardaki bu hiyerarşik disiplini görüp, onlara yaraşır bir disiplin gösterdikleri için, askerleri gözlerinden öpmeleri gerekir.

Benim asıl duyduğum zaman gülümsememe sebep olan mesele ise daha da başka. Meğer bu komutanların eşleri de birbirlerine karşı komutanların rütbelerine göre hiyerarşi oluştururlarmış. Misal olarak söylüyorum, küçük bir birlik komutanı olan herhangi bir albayın eşi de, o birlikteki bütün subay ve astsubay eşlerinin lideri oluyor. Yani o birlikte yer alan eşlerin altın sıralarını ve çay partilerini o albayın eşi, hanımefendi, organize ediyor… En azından onay veriyor. Bunu öğrendikten sonra bir astsubay arkadaşımın anlattığı şu hadiseye daha fazla gülmüştüm. Arkadaşım bu olayı farklı kişilerden defalarca duyduğunu söyleyip, doğru olma ihtimalinin yüksek olduğunu belirterek anlattı:

Emekli bir albay vefat etmiş. Askeri tören eşliğinde cenazesi kaldırılacak. Cenaze namazı için saf tutulduğunda müezzin efendi sesleniyor "Er kişi niyetine cenaze namazı". Bu çağrıyı işiten cami avlusundaki müteveffa albayın eşi hanımefendi, hemen itirazda bulunuyor "Eşim er değil, albaydı" diye. Müezzin de bozuntuya vermeden düzeltmeyi yapıyor "Albay kişi niyetine cenaze namazı"… "Buyurun cenaze namazına" diyecek değildi elbette. O anki üzüntüsüyle, er kişi niyetine kılınacak cenaze namazından sonra, dostlar arasında albay karısı olarak değil, er karısı olarak anılacağını ve ona göre hürmet göreceğini düşünmüş olabilir belki. Müezzin de üzüntüsünü bir kat daha arttırmamak için isteğini kırmamış olmalı.

Arkadaşım bunu anlatınca benim de aklıma bir espri geldi. Avrupa Birliğine katılmak için müzakerelere başladığımız şu günlerde, Avrupalılara, her konuda olduğu gibi muhakkak ülkemizdeki katı askeri hiyerarşik disiplin de ters gelecek. Ve bir şekilde bunun yumuşatılması istenecek. Temelleri yüzelli yıl öncesine dayanan Avrupa'yla entegrasyon hedefine ulaşmak için komutanlarımız da, belki tutumlarından tavizler vermeye başlayacak. Mesela şöyle bir sahne Avrupa Birliğinin genişlemeden sorumlu komiseri için ne kadar manidar olurdu değil mi: Komutanının her söylediğine büyük bir disiplin içinde "Emredersiniz komutanım" diyen askeri (Sizin de anlayacağınız gibi, burada askerden kasıt, rütbe ve kıdemce o komutanının astı olan her hangi bir subay, astsubay veya erdir) komutan, Avrupa Birliği hedefini de göze alarak, şöyle uyarır: "Ben emretmem evladım, rica ederim!.."

Bize sürekli "Çayda dem…" tekerlemesini söyleyen komutanımız yakında emekliye ayrıla- cak. Veda yemeğinin ardından gelecek çayların demini yemeğe katılan subayların rütbelerine göre ayarlayarak masaya getirseler, komutanımız için ne güzel bir anı olur kim bilir? En demli çay ona, ardından biraz açığı yarbaylara, biraz daha açığı binbaşılara ve bu şekilde devam ederek en açığı da biz asteğmenlere… Bu durumda astsubaylara sıcak şerbet, er ve erbaşlara da birer bardak soğuk su düşer; ama olsun, askeri hiyerarşi içinde paylarına düşene razı olacaklardır emin olun…

Bu kadar demden ve kıdemden bahsettikten sonra çayı demli içtiğimi bilen dostlarım merak etmişlerdir. Açık çay içen komutanımın yanınday- ken ben yeşil çay içiyorum, ama tasalanmayın erlerin yanında en koyu çay hala bana geliyor.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Tuz koktu... - Sayı 79
Bari, Köroğlu'nu Dinleyin... - Sayı 73
Ters K??e... - Sayı 47
Bir baky?ta ku? gribi... - Sayı 47
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


Marksizm’in, her şeyin cevabını veremediği, “ilk insanı ve tabiatı kim yarattı” sorusuna “bunu ortaya atmakla tabiatı ve insanı yok farz etmiş oluyorsun. Bundan vazgeçersen, bu soruyu sormaktan da vazgeçersin” demesinden(diye karşılık vermesinden) anlaşılmaktadır. Ancak her şeyin cevabını verebilecek bir kriteryuma sahip olan “benim düzenimi kabul et, kurtulursun!” deme hakkına sahiptir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Büyük camgözlerle yüzen karahindiba
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16354698
 Bugün : 1595
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 696199
 Bugün : 606
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 587
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim