Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     6049 kez okundu.     1 yorum bırakıldı.

BEKLİYORUZ!
Necip Fazıl Kısakürek

  Sayı: 66 - Ekim / Aralık 2010

Kanunî devrinden beri gerçek inkılâbı bekliyoruz.

Gerileme ve çürüme tarihimizin başı, kendisinden evvelki vecd ve aşk devirlerinin hıziyle Türk cemiyetini hükümranlıklar şâhikasına çıkarmış olmasına rağmen Kanunî devrindedir. Bütün zafer ifadesi dışta ve kabukta; ve bütün çürüme başlangıcı içte ve özde…

Kanunî, ilk büyük hatâsını Şeyhülislâmlığı azl-ü nasb makamı yapmakla gösterdi.    

Kanunîden sonra devlete baş olan Sarı Selim ise, hem ruh ve hem madde kadrosunda bütün taarruz ve hattâ müdafaa gücünü kaybetmeye başlayan Türk cemiyetinin hastalığını apaçık ifşa etti.

Ufak tefek iniş ve çıkışları kaydetmeyici tek ve kaba bir hat şeklinde ifade bulmak lâzım gelirse, Sarı Selim’den bugüne kadar boyuna toprak ve nüfus, hayatiyet ve nüfuz, ahlâk ve iman kaybederek gelen gerileme grafiğimizi, baş aşağı muntazam bir çizgi kabul etmekte hata yoktur.

Gerileme tarihimizin muntazam iniş çizgisinde, bu hattı üç yerden kıran ve gerileme seyrini akıllarınca ilerlemeye çevirmek isteyen üç köşe noktası vardır ki, bunlar, Tanzimat, Meşrutiyet, Cumhuriyet inkılâplarıdır.

Ama ki, bu inkılâplardan her biri, inhitat çizgisinin seyrini düzeltmek yerine büsbütün dikleştirmiş ve bu dik çizgi üzerinde, cemiyet aşağılara doğru, bir heyelân şeklinde akmaya başlamıştır.

Cumhuriyet mefhumunun bütün dünyaca kabul edilmiş idare şekil ve prensipine karşı hiç bir düşmanlığımız olmadığını kayıt ve sadece bu devre içindeki ruhî kıymetler paniğini kasdederek belirtelim: Garbın akıl ve marifet seviyesine erişmeyi maymunvarî bir kopya işi sanan Tanzimat ve nihayet âdi bir Mason oyunundan ibaret olan Meşrutiyetten sonra Türk cemiyeti, birdenbire tasfiye tehlikesiyle karşılaşınca, artık hem maddede, hem de ruhta kurtuluş zoru gibi muazzam bir borcu tarihten devralmış bulundu.

Cumhuriyete takaddüm eden millî hareketin misilsiz hamlesiyle birinci borç ödendi; fakat ikinci ve en esaslı borç yerine, bütün ruh plânının kökünden tahrip edilmesiyle de sukutumuz azamî haddine çıkarıldı. Acaba bu hale getirilmek için mi kurtarıldık? İthamımız, bellibaşlı bir ruh ve zihin haletine karşıdır.

 Artık anlayalım ki, Kanunî’den beri beklediğimiz inkılâba en muhtaç olduğumuz dem, bu demdir; ve daima “inkılâp, inkılâp!” diye diye gerçek inkılâp iflâs yoluna sürülmüştür.

Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : vicdan    09.12.2010
Yorum : NEcip FAzıl'ın sorduğu "acaba bu hale getirilmek için mi kurtarıldık?" sorusu vicdana muhaliftir. zira soru kendi içerisinde bir yargı barındırıyor. mertçe ifade edemiyor.ima ediyor. yeni ortaya çıkan tarihi vesikalar ışığında biz de şöyle soralım: acaba yeni kurulan Türk devletinin yaşayabilmesi için, kurucularının teşkilatı mahsusa birikimini de nazara alırsanız taklit planında mecburi ve zahiri bir harekete mecbur mu kalındı? İngilizlerle mücadele etmeye ve örneğin hilafet iddiasını bile canlı tutmaya gücümüz yetmedi. Düşününüz ki o tarihte bir tek islam milleti hür değildi. Yahya Kemal'in "galib et ya Rab çünkü bu son ordusudur islamın demesi de boşuna değildi." Yaşananların ne kadarı gerçek ne kadarı varoluş taviziydi bunu anlamak için, şartların olgunlaştığı 1937 yılında Hakimiyeti milliye gazetesindeki beyanatında M.K. Atatürk'ün İsrail in kuruluşuna artık nasıl karşı çıktığına , Hatay meselesini çözümüne, yakın çevresine Frenk taklitçiliğini men edişi ve Türk milleti maymun değildir deyişine, günü gelince tarihte ilk kez mason cemiyetini kapatıp mallarına el koyuşuna bakmak yeter. Cumhuriyet,diyanet,eğitim gibi esasa müteallik olmayan, görüntüye yönelik Gardrop inkılabı denen ınkılabların da bu minvalde değerlendirilmesi ve asıl maksadın taktik olduğu ve büyük stratejinin farklı olduğunu bilmek gerekir. O strateji de esasen Ulu Hakan devrinde çizilmiş dağılma ve yeniden birleşme stratejisidir. özetle, Bütün Osmanlı milletleri kendi milli kimlikleriyle bağımsızlıklarını kurtaracak ve kurulan Cumhuriyete iltihak edeceklerdir. Teşkilatı mahsusa ve onun serdengeçti bir bir ferdi olan Mustafa Kemal Paşa da bu devlet stratejisinin peşinde idi. Gerçeğe bir de bu zaviyeden bakınız. Keşke N.F.K sağ olsa idi de bu delilleri ona da sorabilseydik ve deseydik ki: taktikle stratejiyi ayırdıktan sonra da hala hangi esasa ilişkin inkılablara muhalifsiniz bunu konuşalım..





 
Doğuda buhran... - Sayı 123
Devletleşen şiilik... - Sayı 122
Kıraat kitabı... - Sayı 121
Benim halim... - Sayı 120
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Batı’nın Pompei’sinin günlerini andırmasının sebepleri Osmanlı Devleti’ni çökerten “metal yorgunluğu”nun ilk safhası değil midir?
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Hayatın merkezi anneler
Analar baş tacımızdır
Şaşırmadık


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15636982
 Bugün : 724
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 653188
 Bugün : 15
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 62
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim