Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4583 kez okundu.     3 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Tohumdan somuna ekmeğin hikâyesi
M. Nihat Malkoç

  Sayı: 78 - Ekim / Aralık 2013

Türkiye, aslında kendi kendine yeten az sayıdaki ülkeden biridir. Yeter ki kaynaklarımızı israf etmeden yerli yerinde kullanalım. Unutmamalıyız ki eldeki hiçbir kaynak sınırsız değildir. Kaynaklarımızı yerli yerinde kullanmazsak bir gün sıkıntı çekeriz.

Ölçüsüzce kullandığımız nimetlerin başında, sofralarımızın baş tacı olan ekmek gelmektedir. Oysa bir ekmeğin tarladan sofraya yolculuğunu şöyle bir hayal edersek uzun aşamalardan geçerek sofralarımıza ulaştığını görürüz. Çiftçi tohumu tarlaya atar; çimlenip büyümesi için sürekli onunla ilgilenir. Hasattan sonra başaklar dövülür, taneler ambarlara doldurulur. Daha sonra değirmenlerde öğütülür. Un haline gelen buğday, fırınlarda işlenir, hamur haline getirilir. Daha sonra sımsıcak ekmek olarak soframızdaki yerini alır. Ekmeğin hammaddesi olan buğday, tarladan sofraya gelene kadar birçok insanının elinden geçer.

Ekmek deyip de geçmemek lâzım. Ekmek en mübarek nimetlerin başında gelir.  Eskilerimiz bir ekmek kırıntısının yere düştüğünü görse onu yerden alır, öpüp başına götürürdü. Millet olarak ekmeği kutsal sayarız, çok kere de ekmeğin üzerine yemin ederiz.

Ekmek, hayatımızı çepeçevre kuşatmıştır. Onun olmadığı bir dünya düşünülemez. Ekmekle ilgili bir çok deyim ve atasözümüz vardır. Bir insanın meslek sahibi olup kendi kendine yetmesine “ekmeğini eline almak” veya “ekmeğini kazanmak” deriz. En güç işleri yapıp geçimini sağlamaya “ekmeğini taştan çıkarmak” deriz.

Ekmek hayatın olmazsa olmazıdır. Hayatımızda bu kadar önemli olan ekmek; şiirlere, hikâyelere ve romanlara da konu olmuştur. Şair sevdiğine ne kadar çok değer verdiğini anlatmak için ona “su gibi azizsin, ekmek kadar mübareksin” demiştir. Atalarımız 'Ekmekle oynayanın ekmeğiyle oynanır' diyerek ekmeğe verdikleri önemi göstermişlerdir.

Geçmişte bir parça ekmek uğruna  ne masum bedenler toprağa girdi, günümüzde de girmeye devam ediyor. Artık bu olaya dur deme vakti gelmedi mi? Ekmek israfını önlemek zor bir iş değildir. İhtiyacımız kadar ekmek alalım, bayatlamasına izin vermeyelim. Günümüzde Afrika'da binlerce çocuk bir somun ekmek bulamadığı için aç ve perişan haldedir. Ekmek israfını önleyerek onların açlığını giderebiliriz. Ekmeklerimizi çöpe atmayalım,  paylaşalım. Ekmeği yiyeceğimiz kadar alırsak çöpe atmak zorunda kalmayız.

Dünyada her insanın kaderi farklı farklıdır. Bir kısım insanlar bolluk içinde yaşarken bir kısım insanın da yiyecek ekmeği olmaz.  İnsanların önemli bir kısmı bizim israf ettiğimiz ekmeklere muhtaçtır. Bu gerçekleri görmezlikten gelerek yaşamak mümkün müdür? İsraf ettiğiniz ekmekleri bir fakire verseydiniz o da, siz de inanın çok mutlu olurdunuz. O insanın mutlu olma sebebi karnını doyurmak,  sizinkisi bir düşküne yardım etmek ve israf edilecek ekmeğin günahından kurtulmaktır. Dünyada fakiri mutlu etmek kadar güzel bir şey var mıdır?

Unutulmamalıdır ki israf edilen her bir somun ekmek, aç insanların yüreğini yaralar. Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından yapılan bir araştırmada, ülkemizde günde 6 milyon, yılda 2.1 milyar ekmeğin israf edildiği sonucu ortaya çıkmıştır. Bu korkunç bir rakamdır. Konuyla ilgili araştırmacılar, ülkemizde bir yıl içerisinde israf edilen ekmekle 500 okul yapılabileceğini söylemektedir. Türkiye'deki senelik ekmek israfı fakirleri üç yıl doyurur; peki durum bu iken neden bu olaya göz yumuyoruz ey insanlar!... Neden?...

Tok insanlar açlığı yaşamadıkları için bu durum onlara hikâye gibi gelir. Halkımız bunu anlatmak için 'Tok açın halinden anlamaz' özlü sözünü kullanmışlardır. Ekmek sofralarımızın baş tacıdır, onun olmadığı bir sofra düşünülemez. Ekmek açlığımızın tek ilâcıdır. Halkımız ekmek israfını önlemek için kuru ekmeklerini değişik şekillerde değerlendirmişlerdir. Bunlardan en önemlisi ekmek tatlısıdır. Bayatlayan ekmeklerin şerbetli su içerisinde bekletilmesiyle yapılır. Böylece ekmekler ziyan olmaz, sofra da farklı bir lezzet kazanır.

İsraf İslâm dininin de şiddetle yasakladığı kötü bir davranıştır. Yüce kitabımız Kur'ân-ı Kerîm'de “Yiyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü O (Allah), israf edenleri sevmez (Araf Suresi 31. Ayet) buyruluyor. Bir Müslüman olarak bu buyruğa kulak vermemiz gerekir.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Ayşenur     03.11.2024
Yorum : Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲




Ekleyen : melike    05.03.2014
Yorum : ekmekleri ısraf etmeyin lütfen kaç milyon insan ölüyo




Ekleyen : yavuz    08.11.2013
Yorum : İsraf buyurduğunuz gibi haramdır. Irmak kenarında abdest alırken suyu israf etmeyiniz diyen bir Peygamberin ümmeti bu konuda çok dikkatli olmalı. Allah'ın sevmemesi ne kadar büyük bir uyarı!





 
Suriye Türkmenlerinin dil... - Sayı 123
Gittikçe azalıyoruz... - Sayı 123
Filistin için ne yaptın?... - Sayı 122
Öz musikimizin piri: Must... - Sayı 122
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (124):
Diyarbakır anneleri...

Son Eklenen Yorumlardan
 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Süleyman Abdulla. Müasir Azərbaycan poeziyasinin ən görkəmli nümayəndəl... Hikmet

 yüreğine kalemine sağlık hayırlı ve bol okurları olsun.🤍✒️...

 Çok güzel bir şiir. Suleyman kardeşimize, ve "Kardelen"e başarııar diliyorum.... Qabil Nabi


Öğretmen ve öğrenciye “okul sigortası” hakkı verilmiş. Pek yerinde, artık disiplinsizlik yüzünden okutmak da, okumak da “risk unsuru” taşır oldu. 
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Kudret-i ilahi
Ürəyimin Əsdiyi
Yaşanan pişmanlık
Suriye Türkmenlerinin dilinden
Gittikçe azalıyoruz


Ali Erdal - Her şey apaçık
Kadir Bayrak - Nerelisin
Necip Fazıl Kısakürek - Doğuda buhran
Ekrem Yılmaz - Göç mü hicret mi
Ekrem Yılmaz - Zerre
Fatma Pekşen - Mustafa
Dergi Editörü - Hicret şuuru
Site Editörü - Zor sınavımız mültec...
Necdet Uçak - Yüreğim benim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (124) k...
Kardelen Dergisi - Kalem erbabına...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gittikçe azalıyoruz
M. Nihat Malkoç - Suriye Türkmenlerini...
Hızır İrfan Önder - İstemem
Berna Pak - Gelecek(siz) çocuk
Ayhan Aslan - Dilenci
Mehmet Balcı - Sevda
Mehmet Balcı - Tükür
Ahmet Çelebi - Kaçıncı bahar
Av. Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Halis Arlıoğlu - Gaflet, dalalet ve h...
Murat Yaramaz - Pusula
Murat Yaramaz - Soğuk
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Asırlık mertebe
Suleyman Abdulla - Ürəyimin Ə...
Cemal Karsavan - Hasrete zincir mi da...
Emine Öztürk - Bismillah
Osman Akçay - Gibi
Bekir Oğuzbaşaran - Türküleri seviyorum
Yaşar Akyay - Yaşanan pişmanlık
Yaşar Erim - Firavun düzeni devam...
Cahit Can - Bu insanlar
İbrahim Durmaz - Kar
Sevdagül Aykar Yıldız - Oğulcan
Mehmet Emin Armağan - Kudret-i ilahi
Saltuk Buğra Bıçak - Sarı yapraklar dökül...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15110017
 Bugün : 19
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 638760
 Bugün : 1
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 123. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim